Erzurum Güncel- AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu. Çözüm sürecine değinen, muhalefetin tavrınını sert sözlerle eleştiren Erdoğan, özetle şunları söyledi: GENİŞ KATILIMLI İSTİŞARE TOPLANTISI:Mayıs ayının ilk haftasında geniş katılımlı istişare toplantısını Kızılcahamam’da düzenleyeceğiz. Orada il başkanlarının yanı sıra ilk defa çok geniş çaplı olmak üzere ilçe başkanlarıyla da bir araya geleceğiz. Tabana, bu konuyu iyice yaymış olacağız. Biz kavga edenlerden değil istişare edenlerdeniz, biz çatışanlardan değil uzlaşmayı bir yöntem olarak tercih edenlerdeniz... MUHALEFET KOLAY OLANI YAPIYOR: Şu anda muhalefet partileri kolay olanı yapıyor, biz ise zor olanı yapıyoruz. Onlar yıkmanın mücadelesini veriyor, biz yapmanın, onlar bozmanın, dağıtmanın, savaşın, çatışmanın mücadelesini veriyor, biz ise tamir etmenin, toplamanın, barış ve uzlaşmanın, kardeşliğin mücadelesini veriyoruz. Onlar ölmenin ve öldürmenin, ağlamanın ve ağlatmanın tarafını tutuyor, biz ise yaşamanın, gülmenin ve güldürmenin tarafından duruyoruz.BU NE DENSİZLİKTİR: Çözüm süreci kapsamında dün (Perşembe) bir ilde toplantı yapan Akil İnsanlar Heyetine karşı yavru muhalefetin il başkanının da içinde olduğu grup tehditler, hakaretler, her türlü şeyleri söyledikten sonra Türk bayağı açıyor, bir grup İstiklal Marşı söylemeye başlıyor. Gelenlerin hangisi İstiklal Marşı’na karşı, hangisi Türk bayrağına karşı? Bu ne densizliktir. BİRLİKTEN BERABERLİKTEN UZAK İNSAN: Bunlar Sivas’ın ötesine geçemediler... Liderleri Ankara’da konuşur. Bursa’da gider ’vur da vuralım, öl de ölelim’ diyenlere karşı, ’onun da zamanı gelecek, o zaman gereğini yapacağız’ diyecek kadar siyasetten, birlikten ve beraberlikten uzak bir insan.LAFLA İSTENMEZ: Akil İnsanlar Heyeti’nin Yüksekova’da düzenlediği toplantıda salon tıklım tıklımdı, ihtiyaca cevap veremedi. Herkesin birbiriyle kucaklaştığı bir tablo, bunun arzusunda değil miyiz? Anamuhalefet ’barışı kim istemez’ diyor. Tamam da barış lafla istenmez, icraatla istenir. Bir taraftan karşısında duracaksın, bariyer oluşturacaksın, öbür taraftan da sıkılmadan ’ben barışı istiyorum’ diyeceksin. Bu iş lafla olmaz, 'bal bal' demekle ağız tatlanmaz, balı yersen ağız tatlanır.TERÖR OLMAZ: Statüko olduğu için terör, terör olduğu için statüko vardır. İnanın, CHP, MHP, BDP, şu mevcut politikalarını değiştirsinler, bu ülkede terör olmaz. Bu ülkede terör bitse CHP’nin, MHP’nin, BDP’nin bu mevcut politikaları da asla ayakta kalamaz. Bunlar 30 yıl boyunca bir birlerini beslediler. Bunlar 30 yıl boyunca bir birlerine can suyu verdiler. Bunlar 30 yıl boyunca bir birleri sayesinde ayakta kaldılar. Terör vurdu, MHP istismar etti, sorun büyüdü. CHP, genlerine işlemiş o ceberut, o asimilasyoncu, o inkarcı zihniyeti yaşattıkça sorun büyüdü, CHP’nin o zihniyeti varlığını sürdürdü. Terör olduğu için BDP ortaya çıktı, BDP var olduğu için terör varlığını idame ettirdi. Bu ülkenin gündeminden terörü çıkardığımızda CHP, MHP ve BDP’nin bu yönetimlerle, bu söylemlerle, bu politikalarla ayakta kalabilmesi asla ve asla mümkün değildir. Bu sorun bittiğinde ne CHP, ne MHP, ne de BDP mevcut yönetimleriyle, mevcut politikalarıyla tutunamayacak, kendilerini gözden geçirmek zorunda kalacak.35 YILDA KAPANMAYACAK YARALAR AÇTILAR: Türkiye’nin gündeminden terörü söküp çıkardığımızda MHP’den geriye ne kalacak? MHP’nin koalisyon ortağı olarak 1999-2002 arasında ekonomide, dış politikada, iç politikada, sosyal hayatta bu ülkeye ödettiği bedeli milletim bugün bile unutmadı. Onların 3,5 yılda açtıkları çukuru doldurmak için biz 10 yıldır mücadele veriyoruz. IMF’ye yaptıkları borcu ödememiz 10 yıl sürdü. Batık bankalardan doğan zararı ödememiz 10 yıl sürdü. Faiz yoluyla ülkeye yükledikleri faturayı ödememiz 10 yıl sürdü. Sadece 3,5 yıl iktidarda kaldılar, 35 yılda kapanmayacak yaralar açtılar.REKOR KAYDETTİ:2000 sonunda 26 milyar dolar olan Merkez Bankası döviz rezervi, 2001 sonunda 20 milyar dolara geriledi. Bugün ilk kez açıklıyorum. Milli bankamız, Merkez Bankamızın döviz rezervi, dün (Perşembe) itibarıyla yine bir rekor kaydetti ve 130 milyar dolara ulaştı. Onlar bize 27,5 milyar dolar olarak devretti. Bizim şu anda ulaştığımız rakam 130 milyar dolar.ZİHNİYLE DİLİ ARASINDAKİ KAYIŞ KOPTU:Sayın Bahçeli, sen o hükümetin ortağı, Başbakan Yardımcısı değil miydin? Seni oraya bostan korkuluğu olarak mı koydular? Ülke hızla uçuruma doğru sürüklenirken, hangi tepkiyi gösterdin, hangi tavrı aldın? Şimdi bize kürsülerden ağzına geleni söylüyor, külhanbeyi edasıyla esip gürlüyor. Sayın Bahçeli’nin zihniyle dili arasındaki kayış koptu, hakikaten koptu. 1999’da ’MHP ile koalisyonu içime sindiremiyorum’ diyen hanımefendiye ağzını açmayan, tıpış tıpış gidip koalisyona ortak olan, o gün kuzu kesilen Sayın Bahçeli, bugün arslan postunda bize kükrüyormuş gibi yapıyor... Devlet Bahçeli, ekonomide, dış politikada, iç politikada bu milletin başını öne eğdiren, bu milleti dünya karşısında mahcup duruma düşüren kişinin ta kendisidir.BEDELİNİ ÖDER: Duruşuyla fikirleriyle politikalarıyla hiçbir varlık gösteremeyen Devlet Bahçeli, şu anda sokakları tahrik etmek, 1980 öncesi manzaraları bugüne taşımak için elinden geleni yapıyor... Bu ülkede bir terör biterken başka bir terörün sokakları esir almasına izin vermeyiz. Terörün bitmesiyle altındaki zemini kayan Bahçeli’nin can havliyle gençleri sokağa salmasına asla müsaade etmeyiz. Devlet Bahçeli şunu iyi bilsin, kim ki 1980 öncesi manzarayı bugüne taşımaya kalkışırsa bedelini hukuk karşısında en ağır şekilde öder. Dağdaki terör biterken şehirde eşkıyalığın türemesine ve türetilmesine göz yummayız. Valilerimizin, emniyet müdürlerimizin şehirlerimizdeki tahrik olaylarına karşı daha duyarlı, daha dikkatli olmalarını da hatırlatmak istiyorum.MİLLETİMİZ BİZİM DEDİĞİMİZE BAKSIN:Üç beş tane çapulcu köşe yazarının yazısı, benim milletimin beklentisi olmamalıdır. Biz ne diyorsak milletimiz ona baksın, ona güvensin, ona inansın. O dediğim tür köşe yazarlarının derdi milletin zihnini bulandırmaktır. Bu çözüm sürecine bariyer oluşturmaktır, onların derdi budur. Onlar hiçbir zaman bu ülkede barışı istemediler, ister göründüler. Dolayısıyla bu oyunu millet olarak biz bozacağız. Millet olarak inşallah bunu biz çözeceğiz... Türkiye Cumhuriyeti’nin her bir ferdi, Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir şekilde dize getirilemeyeceğini, diz üstü çöktürülemeyeceğini bilmeli, buna inanmalı, bu inançla hareket etmelidir.GÜZELLİK OLACAK:Muhalefet tarafından art niyetli olarak gündemde tutulan "terör bittikten sonra ne olacak" sorusu... Çok öz, çok net, çok basit şekilde söylüyorum. Terör bittikten sonra güzel olacak, güzellik olacak, mutluluk olacak... Terör bittikten sonra sağlıklı düşünme zemini olacak, terör bittikten sonra sağlıklı istişare, sağlıklı diyalog ve muhasebe zemini olacak. Terör bittikten sonra daha fazla kalkınma, daha fazla büyüme, daha fazla refah ve istikrar olacak. İşsizliğin azaldığı, yoksulluğun gerilediği, gelir dağılımında mesafelerin iyice kapandığı bir ortamda daha fazla demokrasi olacak... Terör bittiğinde geride bıraktığımız 10 yıldan çok daha hızlı çok daha sağlıkı şekilde Türkiye sıçramasını yapacaktır. Terör bitsin işte o zaman Türkiye’yi tutabilene de aşk olsun.İSTİSMAR SİYASETİ: Terörün bitmesiyle Türkiye’de bitecek olan istismar siyasetinden başka hiçbir şey değildir. Öyle Kutlu Doğum Haftası’na geleceksin, orada yapacaksın bir konuşma, altına ben de dört dörtlük imzamı atarım. Ama ertesi gün ’bu milleti birbirine nasıl vurdururum’ onu konuşacaksın. İşte bu istismar siyasetidir... Terörün bitmesiyle Türkiye’nin kaybedeceği tek şey ufuksuz ve vizyonsuz genel başkanlardır.NE CHP NE MHP: İçiniz rahat olsun, hiç üzülmeyin, gönlünüz rahat olsun, zihniniz rahat olsun. Tamamen müsterih olun. AK Parti iktidarda olduğu sürece Türkiye kaybetmez, her zaman kazanır hiç endişe etmeyin. AK Parti iktidarda olduğu sürece Türkiye’nin birliğine, bütünlüğüne, kardeşliğine asla helal gelmez. Milliyetçilik, vatanseverlik, birliğimiz, kardeşliğimiz, bayrağımız konusunda ne CHP ne de MHP, AK Parti’nin eline su dökemez su. SÜREÇ HAYIRLI ŞEKİLDE İLERLİYOR: Vatanseverlikse onlar slogan attı, biz vatanımız için iş ürettik. Milliyetçilikse onlar istismarını yaptılar, biz milleti yücelttik. Bayraksa onlar hamasetini yaptılar biz bayrağımızın onurunu, gururunu arttırdık, o bayrağı çok daha yüksek burçlara diktik. Birlikse, kardeşlikse, dayanışmaysa onlar öfkenin, nefretin, ayrıştırmanın diliyle konuştu biz her zaman kardeşliğin diliyle konuştuk. Daha bu süreç başlarken ne dedik, ’niyet hayır akıbet hayır’. İnşallah yine öyle olacak. Allah’a hamdolsun süreç son derece hayırlı şekilde ilerliyor... Bir ay dolunca ben hepsiyle görüşme yapacağım ve ara raporu alacağız. Daha sonra da inşallah iki ayın sonunda bütün illerimiz taranıp bittikten sonra nihai raporları alıp ondan sonra değerlendirmemizi yapıp, atılması gereken adımları, yapılması gereken açıklamayı da yapacağız. Bu güzel başlangıç güzel neticelere vasıl olacak. Biz milletimizi seviyoruz. Bu millete olan aşkımızla yola düştük, Veysel’in diliyle ’Bu yola düştük, uzun ince bir yoldayız, gidiyoruz gündüz gece’ dedik ve gideceğiz gündüz gece.