Erzurum Güncel- Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, NTV canlı yayınında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Yabancı dil eğitimine değinen Selçuk, "Yabancı dil konusu çok boyutlu bir mesele. Öğretmen niteliği, müfredat meselesi, çocukların dile maruz kalma ortamlarının çeşitlendirilmesi gibi birçok bağlamsal faktör var" dedi.
Sorunun tek tip yaklaşımla çözülemeyeceğini ifade eden Selçuk, "Biz genel olarak tek tip yaklaşımdan kaçınıyoruz. Kimin neye ihtiyacı var? Bazı gruplar için yabancı dil seçmeli olabilir, neden zorunlu oluyor?" ifadelerini kullandı.
Bakan Selçuk, şöyle devam etti:
"Belirli bir kesimde hazırlık sınıfı olabilir ama bütün Türkiye'de olabilir. Belirli sınıflarda süre çok artacak ama belirli sınıflarda azalacak. Dersleri toplayıp yoğunlaştırılmış bir dönemde verebilir miyiz? Bu konuyla ilgili senaryolarımız var."
"DERS SAYISI AZALACAK"
Okullardaki ders sayılarının dünya ortalamalarının üzerinde olduğunu belirten Selçuk, planlanan sistemi şöyle anlattı:
"Temel dersler ve alan dersleri olacak. Çocuk nereye yönelecekse onun derslerini alacak. Büyük ülkelerde lisede 5-6 ders var. Bizde ders sayısı 15'e yakın. Hangi alana giderse hangi ders kümesini alır, bununla ilgili senaryolarımız var. Biz bunu STK'larla, bilim insanlarıyla, velilerle konuştuk. Bunu topluma mal edebilmek için daha fazla konuşma ihtiyacı içerisindeyiz. Tam yarı yarıya inecek demek çok doğru değil. Önemli miktarda azalacağını ifade ediyoruz. Sayı şudur diye net şekilde ortaya koymadık."
'TENEFFÜS SÜRELERİNDE DEĞİŞİKLİK'
Ziya Selçuk'un altını çizdiği konulardan biri de teneffüs süreleri oldu. Teneffüs süresinin öğrencinin öğrenme süreci içerisindeki önemine işaret eden Selçuk, "Bu inşa sürecinde çocuklarımızın daha nitelikli eğitim almaları için teneffüs sürelerinin artması var. Teneffüs bizim en iyi derslerimizin arasında. Gençlik ve Spor Bakanlığımızla ortak çalışmalar planlıyoruz. Bizim de bir bilimsel metedolojiden gelen insanlar olarak şu kadar dakika olacak diyemeyiz. Veriye bakarız. Öğretmen ve öğrenci açısından sıkıntı olmaması lazım. Bu sene başlasaydık sıkıntı ile karşılaşabilirdik. Pilot bögelerle yapacağız. Ani değişiklikler yapmadan bu süreci ortaya koymak gerekiyor. Amaç tam bir çocuk yetiştirmek. Sadece akademik sorulardan oluşan derslerle muhatap kıldığımızda çocuğun duygu gelişimi yetersiz kalıyor" şeklinde konuştu.
ATAMALAR 9 KASIM'DA
Öğretmen atamalarına da değinen Bakan Selçuk, şunları kaydetti: MEB'in bir kapasitesi var. İhtiyaç analizi var. 2040'a kadar bir nüfus eğrisi var. Nüfusla ilgili verilere dayalı olarak öğretemen ihtiyacımız belli. Bu anlamda yüzbinlerce öğretmen atamamız fiilen mümkün değil. Önümüzdeki ilk hedef 20 bin öğretmenin ataması. O da 10-31 Aralık arası yapılacak sözlü sınavların yapılması ile devam edecek. Önümüzdeki yıl için atama rakamları belli değil. Atama yapılacak dallar 9 Kasım'da belli olacak. Hangi branşa kaç öğretmen atayacağımız netleşmiş olacak. MEB 30-40 bin atama yapsın deniliyor, bu doğrudan yetkili olduğumuz bir alan değil.
Bakan Selçuk'un açıklamalarından öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
"Okul öncesi eğitimin zorunlu hale gelmesi üçüncü öğretim yılı içerisinde yapılabilmesi için altyapı hazırlık dönemi gerekiyor. Elbette bazı sorunlar çıkabilir. Ama hedefimiz bu. Gelişimsel olarak bir çocuğun çocuğun okul için okulun da çocuk için hazır olmasıdır. Okula başlama yaşında 69 ay taban olacak.
Bu ekip işi. Bir bakan ya da kişinin yaptığı bir şey değil. Biz geçmişteki uygulamaların üzerine bir şey koyuyoruz. Yeterli döküman olmasa öğretmen sayısı olmasa başka şeylerle uğraşıyor olurduk. Hazır olduğu için nitelikle ilgili şeylerle uğraşıyoruz. Bir çocuk belirli alana yönelmek istiyorsa neden bütün alanların dersini alıyor? Ortak derslerde ne alınıyor ya da diğerleri kadar alması gerekiyor. Yüksek öğertimde gitmek istediği alanı ne ise onunla ilgili dersleri alacak.
TEZSİZ YÜKSEK LİSANS
Biz başarılı olursak çocuklar için iyi bir şey yapmış oluruz. Biz ekip olarak bunu başaracağız. Pedagojik formasyonla ilgili uzun yıllardır siz öğretmen adayı olun deniliyor. Yüzbinlerce kişinin belirli bir umutla karşılaşması oluyor. Bunu YÖK ile de konuştuk. Bunun fiili olarak nasıl uygulanacağını da kararlaştırdık. Herhangi bir öğretmen adayı bir yıl tezsiz yüksek lisans alacak. Pedagojik formasyondan farklı bir içerik bu. Bir kişi öğretmenlik hakkını kazandığında bir yıl tezsiz yüksek lisans ile pedagojik içeriği alması temin edilecek.
Belirli dönemlerde belirli teşvikler sistemin ihtiyacı olduğu için yapılıyor. Özel öğretimin geliştirilmesi ihtiyacının olduğu dönemde böyle bir teşvik yapılmış. Birçok veli bundan faydalanmış. Şimdi farklı bir bakış açısı var. Yaptığımız araştırma önümüzdeki sürecin daha farklı değerlendirilmesi gerektiğini ortaya koydu."