Erzurum Güncel- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanı sıra siyasi partiler de fikirlerini söyledi. Bildiriyi destekleyenlerle karşı olanlar sosyal medyada sert tartışmalara girdi, hala da giriyor. Peki her şey nasıl başladı? Dünya bu tartışmayı nasıl izliyor? Hukukçular ne diyor? İşte 10 maddede “Barış İçin Akademisyenler” vakası:
1) Güvenlik güçlerinin terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonları sürdürdüğü bir dönemde Türkiye’den 1128 öğretim üyesi, 10 Ocak’ta “Barış İçin Akademisyenler İnisiyatifi” adına “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayınladı.
2) Bildiride PKK teröründen bahsedilmeyerek sert ifadelerle devlete çağrıda bulunulması ilk olarak sosyal medyada tartışma yarattı, ağır tepki verenler oldu.
3) Cumhurbaşkanı Erdoğan imzacıları 12 Ocak’ta “aydın müsveddeleri” sözleriyle kınadı, 15 Ocak’ta ise “Gitsinler hendek kazsınlar veya dağa çıksınlar” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Karanlık mandacı aydın müsveddeleri'
4) Bu arada bildiriye imza veren akademisyen sayısı 2000’i aştı. Oyunculardan gazetecilere ve hatta “plaza çalışanlarına” farklı meslek gruplarından imzayla bildiriye destek verenler oldu.
5) İmzacı akademisyenlere hitaben “Oluk oluk kanlarınızı akıtacağız ve kanlarınızla duş alacağız” diyen Sedat Peker hakkında savcılık şikayet üzerine soruşturma başlattı. Birçok üniversitede akademisyenlerin kapıları işaretlendi, tehdit mesajları bırakıldı.
6) 15 Ocak itibariyle Türkiye çapında onlarca akademisyen gözaltına alındı, görevden uzaklaştırıldı yahut haklarında idari veya adli soruşturma açıldı.
Kocaeli ve Bursa'da imzacı 24 akademisyen hakkında gözaltı kararı
7) AK Parti ve MHP’den akademisyenlere yönelik sert tepkiler geldi. CHP ve HDP ise gözaltılara tepki gösterdi.
Erdoğan’ın açıklamaları sonrası CHP’den Parti Meclisi bildirisi
8) Uluslararası ajanslar Türkiye’de yaşananları bir düşünce özgürlüğü ihlali olarak duyurdu. Uluslararası akademisyenler Türk meslektaşlarına destek veren açıklamalar yaptılar. ABD Ankara Büyükelçisi John Bass, "Şiddetle ilgili endişelerin ifade edilmesi teröre destek vermek ile eşdeğer değildir" dedi.
9) İstanbul üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adem Sözüer, "Her devlet terör olaylarını olurken bu tür tek yönlü ve devleti katliamla suçlayan bildiriyi araştırıp soruşturur. Her hukuk devleti bunu yapmak zorundadır ancak sırf bildiriye imza attı diye öğretim görevlilerinin gözaltına alınması, yakalanması gibi tedbirlere başvurulması ölçüsüz olur" dedi.
10) Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 14 Ocak’ta yaptığı "Bugün 1127 akademisyenden arayanlar oldu. Metni görmeden, okumadan imza attıklarını söylediler … O metni bir daha okusunlar” açıklamasından bir gün sonra, Gazi üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Kemal İnal, bildiriye verdiği imzayı geri çektiğini açıkladı.