Barış Manço anılıyor!...

Ölümünün üzerinden tam 11 yıl geçen Barış Manço'yu ailesi yaşatmaya devam ediyor. Oğulları Doğukan ve Batıkan, kendi başarılarıyla tanınmak istiyor; "İşte o zaman babamız yukarıdan tebessüm eder" diyorlar

PARMAKLA GÖSTERİLİRSEK BABAM YUKARIDAN TEBESSÜM EDERTam 11 yıl önce 1 Şubat'ta hayatını kaybeden Barış Manço, aradan geçen onca yıla rağmen hayranlarının kalbinde yaşamaya devam ediyor. Usta müzisyenin hiç unutulmamasında, şarkıları kadar ailesinin onu yaşatma çabaları da etkili. Ölümünün ardından her yıl Barış Manço'yu anma etkinlikleri düzenleyen oğulları Doğukan ve Batıkan Manço ile anneleri Lale Manço Ahıskalı, bu yıl da bu çabalarını devam ettirdi. 7 Şubat Pazar günü Barış Manço Vapuru'nda bir dizi etkinlik düzenleyen Manço Ailesi'nin amacı; bundan böyle 3 Şubat'ı herkese 'Barış ve Sevgi Günü' olarak kabul ettirmek... Lale Manço Ahıskalı, oğulları Batıkan ve bu etkinlikler için askerliğini yaptığı Erzurum'dan izinli gelen Doğukan ile, Barış Manço'yu ve projelerini konuştuk... * Barış Manço'nun ölümünün üzerinden 11 yıl geçti. Siz, onu her yıl farklı organizasyonlarla anıyorsunuz. Bu gücü nereden buluyorsunuz? Lale Manço Ahıskalı: O güç, Barış'ın kendisinden geliyor. Köklerini öylesine güçlü salmış ki... Bir kere Barış Manço, Türkiye'nin yarattığı çok büyük sanatçılardan biri. Biz de onun en yakınlarıyız. Zaten oğulları onun adını devam ettirmek zorunda. Ama dileğim; bunu sadece bizim yapmamız değil, bunun yapılması gerektiğine inanan başka müesseseler, Türk kültürünü yöneten insanlar da bu işin içinde olmalı. * Bu etkinlikleri sürdürmeyi bir misyon olarak mı görüyorsunuz?Batıkan Manço: Bu bizim alınyazımız gibi düşünüyorum ben. Bir seçim meselesi olduğunu düşünmüyorum yani. Bu etkinliklerle hem çok önemli bir insanı yaşatıyoruz hem de onun bize öğrettiklerini aktarmaya çalışıyoruz. Doğukan Manço: Bunlar hayatımızın bir parçası. Ve bu, kardeşimin de söylediği gibi bize verilmiş bir görev değil. Biz zaten babamızın ismini taşımayı, onun sağlığında öğrendik. Kendi yaşıtlarımıza bile örnek çocuk olmaya çalıştık hep. * Bu, aynı zamanda büyük bir sorumluluk değil mi?D.M.: Ben çok şeyden fedakarlık yaptım. Bir yere gittiğim zaman 'aman laf gelmesin, babamın adı zedelenmesin' diye düşündüm hep... D.M.: O yük var bizim üzerimizde, hem de az değil bayağı var. Mesela, önümüzdeki yaza babamın bazı parçalarına remiksler yaparak bir set hazırlamayı düşünüyordum. Bu konuyu çok ince eleyip sık dokumaya çalıştım. Babamın plakçısından tutun da DJ'lere kadar birçok kişiyle biraraya geldim. Ama arada kalıyorum çünkü yapacağım çalışmada babamın sesi geçecek. Ben bu parçaları yaptığım zaman orijinal eserlere zarar vermekten korkuyorum. Yani burada bile çok dikkatli adım atmaya çalışıyoruz. İNSANLARI BİZ TESELLİ ETTİK * Babanızın eserleriyle ilgili başka projeleriniz var mı?D.M.: Babam, o zamanın şartlarına göre dönemin en kaliteli programlarından birini yaptı, ciddi bir kitleye ulaştı. Batıkan'la projelerimizden biri de, o programın devamını yapmak.L.M.A.: Esasında çok zor bir şey bu. Ya "Boynuz kulağı geçti" ya da "Babalarının gölgesinde kaldılar" derler. Ben ikisini de kabul etmiyorum. Herkes kendine göre yorumlayacak bazı şeyleri. Elbette çocukları Barış Manço'yu baz alacak ama önemli olan kaliteyi tutturmaları; babalarını geçmeleri ya da babalarının altında kalmaları değil... D.M.: Biz, Barış Manço'nun oğlu olmakla gurur duyuyoruz ama Batıkan'ın da benim de kendi kişiliğimizi ve başarılarımızı ortaya koymamız gerekiyor. Babam da bunu isterdi zaten. Bizi, 'Barış Manço'nun oğulları' değil de, Doğukan Manço, Batıkan Manço diye parmakla göstermeye başladıklarında, babam da yukarıdan tebessüm eder. * Barış Bey'i kaybettikten sonra oğullarınızı Amerika'ya gönderdiniz ve iyice yalnız kaldınız. Bu sizin için çok zor olmadı mı? L.M.A.: Tabii ki zor bir dönemdi ama anneler her zaman çocukları için koruyucudur. D.M.: Herkes anne-babasını kaybeder ve Tanrı hepimize bazı acılara alışma gibi bir yeti vermiş. Fakat babam öldükten sonra biz, insanları teselli etmeye başladık. Herkes acıyla bize yanaşıyordu. Biz o acıyı geride bırakamadık, her gün tazeleniyordu. Benim depresyondan 16-18 saat uyuduğum günler oluyordu. Çünkü hem o acıyı atlatamıyor, hem de başkalarının acılarını dindirmeye çalışıyorduk. Dolayısıyla bizim, bulunduğumuz çevreden uzaklaşmamız gerekti. ARABA İÇİN NAZAR DEĞMESİN DEDİ * Barış Manço; kostümleri, aksesuvarları, saçıyla marjinal bir insandı. Hanginiz bu yönüyle babanıza çekmişsiniz? D.M.: (Batıkan'a söylüyor) Göster yüzüğünü ablana... (Batıkan, üzerinde babasının portresinin kabartması olan bir yüzük takıyor) * Bazı insanlar, kaybettikleri insanların kendilerini gördüklerine inanır. Siz de inanıyor musunuz böyle bir şeye? L.M.A.: Bazen inanıyorum. Mesela geçen gün enteresan bir şey oldu; yeni bir araba aldık, arabaya ilk adımımı attığımda radyoda Barış'ın 'Süper Babaanne' parçası çalmaya başladı. O parçada; 'Tüh tüh maşallah, nazar değmez inşallah' diyor. Bu, bana bir mesaj gibi geldi. D.M.: Ben de inanıyorum buna. Hayatta ne yaparsam yapayım, araba kullanırken, bir karar verirken, bir yere giderken, olmaması gereken bir şey varsa, babamın mutlaka bir engel çıkarttığına inanıyorum. Özellikle son yıllarda dinlediğim parçalarından hep farklı farklı anlamlar çıkartmaya başladım. O kadar çok hayata yönelik dersler çıkarıyorum, o kadar çok mesajlar alıyorum ki, anlatamam. B.M.: Ben, babamı çok genç yaşımda kaybettim ama bugün hayatta olsaydı, yine şarkılarında verdiği dersleri verir, aynı sözleri söylerdi herhalde diye düşünüyorum.

Kültür/Sanat//Mağazin Haberleri

Zayıfladıkça daha çok zayıflamak istedi!
Hazal Kaya ile evli olan Ali Atay'dan gündem olan sözler
Erzurum Devlet Tiyatrosu'nun oyunu Tunus'ta perdelenecek
Yavuz Bingöl "Son 10 yıldır en fakir dönemimi yaşıyorum" diyerek intihar itirafında bulundu!