Bundan tam 31 yıl önce... 1993 yılının karanlık bir Temmuz akşamında, Erzincan’ın huzur dolu Kemaliye (Eğin)ilçesi Başbağlar köyü, tarihin en acımasız terör saldırılarından birine sahne olmuştu. Köy camisini basan silahlı caniler 28 yurttaşımızı kurşuna dizmiş, 5 yurttaşımızı da evleri ile birlikte diri diri yakmıştı...
O gün genç bir gazeteci olarak çalıştığım Günaydın Gazetesi için Başbağlar'a ulaşıp, bir kare fotoğraf çekmek ve olayı duyurmak için ne mücadeleler vermiştik... Dün, 31 yıl sonra bu kez ANKA Haber Ajansı adına Başbağlar şehitleri için yine Kamaliye yollarındaydık...
Başbağlar o gün rastgele seçilmiş bir yer değildi. Eylemin biçimi, sayısı da asla rastgele değildi. İki gün önce Sivas’ta Madımak Oteli’nde 33 can yakılmıştı... Onlar semah durmaya gelmişlerdi. İnançlarına göre bir ibadeti yerine getiriyorlardı. Birileri onları katletti. Güya ona misilleme bu sefer bir cami çıkışında, yakın sayıda yurttaşımız hayatını kaybetti. Hesap bu ülkede mezhep kavgası çıkarmaktı.
Terör örgütü ki hepimizin birliği ve beraberliğine kastetmiş . O terör örgütü ya da o terör örgütünü kullanan güçler ülkemizde ‘mezhep savaşı çıkarır mıyız’ diye niyetlendiler. Aradan geçen 31 yıl içinde; bu büyük acıya rağmen iki tarafın da acılarını yüreklerine gömerek ve birbirlerini, vatanlarını seven insanlar olarak bütün dünyaya bir büyük insanlık dramından, nasıl bir insanca mesaj, nasıl bir kardeşlik, birlik ve beraberlik çıkarılır, onu gösterdiler.
O gün o acılarında, bu mezhep kavgasına yönelmeyenlerin verdiği mesajı bugün bir kez de buradan ben de ifade etmek isterim ki; Türkiye Cumhuriyeti’nde Aleviler ve Sünniler kardeştir. Türkler ile Kürtler kardeştir. Buna kastedenler de kalleştir.
Ve... O yollarda birde devleti gördüm, hatırladım... Rahmetlik Erzincan Valisi Recep Yazıcıoğlu’nu andım. “Can Erzincan” der, nasılda çırpınırdı...
O taş yol ve bu köprü için ne çabalar vermişti... “Ulaşamadığın yer, senin değidir...” diye dertlenirdi.
O kent, iki Başbakan, iki ulaştırma bakanı çıkardı... Ancak, bugün Başbağlar’a gidebilmek için O Vali Yazıcıoğlu Köprüsü’nden ve 180 yıl öncesi taş oyuktan geçtik...
***
Dün o törende, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’inde ifade ettiği gibi, Bu ülkede iki şeyin rengi yok. Bir, işçinin alnının terinin bir de annelerin gözyaşının... Kürt’ü, Türk’ü, Alevi’si, Sünni’si tüm annelerin gözyaşlarının rengi olmaz. Hepsi anamız. O anaların gözyaşlarını dindirmek için herkesin sorumlu davranması lazım.
Bu vesile ile bu yurdun bağımsızlığı ve Milli birliği için can veren tüm şehitlerimizi bir kez daha saygı ile anıyorum... Ruhları şad olsun.