Erzurum Güncel- Adliye önünde açıklama yapan Dr. Mahir Şahin, 17 Aralık'taki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunun kamuoyunda Hizmet Hareketi olarak bilinen insanlarla ilişkilendirildiğini ve cemaat olarak bilinen insanların açıkça hedef gösterildiğini söyledi.Bu insanlara yargısız infaz yapıldığını belirten Şahin, "Tarihte Hasan Sabbah tarafından kurulan, temelinde uyuşturucu madde kullanan ve uyuşturucu madde etkisi altında insanlara suikast düzenleyen ve tarihte bilinen ilk terör örgütü olan ‘Haşhaşilere’ benzeterek, hakaret etmekte, diğer insanlar içinde hakir görülmesi gereken, tehlikeli ve çekinilmesi gereken, suç işleyen bir grup ve grubun mensupları olarak bizleri nitelemektedir. Ayrıca ‘Bırakın sosyal medyada, iğrenç internet sitelerinde kasetlerinin içinde onlar boğulsunlar. Bırakın o kaset montajcıları, o itibar suikastçıları Müslümanlara beddua etsinler’ diyerek, mensubu bulunduğumuz camiayı ‘kaset montajcılığı’ ve ‘itibar suikastçiliği’ ile itham etmektedir." dedi."BU NİTELEMELER KABUL EDİLEMEZ"Başbakan Erdoğan’ın kendilerini birçok suçla itham ettiğini anlatan Şahin, devleti ele geçirmeye çalışan çete, terör örgütü, hükümete karşı linç operasyonu yapan gizli teşkilat ve mensupları olarak suçladıklarını hatırlattı. Başbakan’ın kendilerini 'takiyyeci, kokuşmuş, çürümüş, vücuda girmiş ve sinmiş virüs' olarak nitelendirmesinin kabul edilemeyeceğini kaydetti. Başbakan’ın bu söylemlerini devam ettirdiğini ifade eden Şahin, "Başbakan açıkça isim vermese de söylemese de orta algılama düzeyine sahip herkes ve her insan tarafından medya bunu böyle bilmekte ve böyle algılamaktadır." diye konuştu."BAŞBAKAN'IN İFADELERİ GERÇEK OLMAYAN BEYANLARDIR"Kamuoyunda Hizmet Hareketi ve eğitim hizmetlerine gönül veren insanlar olarak bilindiklerini söyleyen Şahin, bu ithamları hak etmediklerini düşündüklerini söyledi.Şahin, "Başbakan’ın ifadeleri, doğrudan bizlerin kişiliğini hedef alan, eleştiri sınırlarının dışına çıkan ve gerçek olmayan beyanlardır. Başbakan’ın açıkça bizlerin kişilik haklarına saldırı teşkil eden bu sözlerini reddediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Medeni Kanunu’nun 24/2 Maddesi'nce kendisine manevi tazminat davası açtığımızı ifade ediyorum." şeklinde konuştu.