Başbakan'dan Sert açıklama

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan: ''Kılıçdaroğlu o yazarla İsrail'e gidip piknik yap''

Erzurum Güncel - Başbakan Erdoğan, partisinin haftalık olağan grup toplantısında milletvekillerine hitap etti. Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:ESAD'A SERT TEPKİ30 yıl önce Hama'da katliam yaşandı. Yaklaşık 30 bin masum öldürüldü. Bugün bile tam olarak kaç kişinin öldüğü bilinmiyor. Uluslararası toplum meselenin üzerine gitmedi. Aynı yıl Sabra ve Şatilla'da 4 bine yakın Filistinlinin öldürülmesine sessiz kalan uluslararası toplum seyirci kaldı. Çünkü ölenler Müslümandı. Hama'da katliamları yapanlar tarihe isimlerini zalim olarak yazdırdı. Kendi halklarına aslan kesilen diktatörler topraklarını işgal edenlere seslerini çıkaramadı. İran-Irak Savaşı'nda 1 milyon Müslümanı yabancılar mı öldürdü? Hayır modern firavunlar yaptı. Bu zorbalar hak ettiklerini buldu. Bugün babalarının izinden gidenler de hak ettiklerini mutlaka bulacaklardır. Babası Esed işlediği cinayetlerin hesabını bu dünyada vermedi ama bütün dünyanın vicdanında yargılandı ve diktatör olarak tarihi geçti. Hama'nın hesabı sorulmadı ama er yada geç Humus'un hesabı sorulacaktır. Beşar Esad ölene kadar savaşırım diyor ama neden Golan Tepeleri için ölene kadar savaşmadın. Hiçbir zulüm karşılıksız kalmaz. Mazlumun ahı er yada geç mutlaka ama mutlaka çıkar. Irak'ta, Libya'da, Mısır'da çıktı, Suriye'de de çıkar. Suriye bizim için öyle sıradan bir komşu değildir. Cilvegözü'nden başlayın her adımda kardeşliğimizin ortak medeniyetimizin izlerini görürsünüz. Biz Suriye'de olup bitene karşı sessiz kalamayız. Suriye halkına sırtımızı dönemeyiz. Zalimlerin sırtını sıvazlamayız. CHP gitsin aynı zihniyeti paylaştığı Baas partisine destek versin. Biz mazlum Suriye halkıyla dayanışma içinde olacağız. Hama katliamının izlerini silin dedik. Halkınızla barışın dedik. Bunu samimiyetle söyledik. Suriye'de reformların gerçekleşeceğine inandık. Ama Esad babası gibi silahların namlusunu kendi halkına çevirmeye başladı. Verdiği sözlerin arkasında durmadı. Hama katliamının 30. yıldönümünde yüzlerce masum insanı toplu halde katletti. Gittiğin yol, yol değildir. Bu yol çıkmaz sokaktır. Bu yanlış yoldan dönmesini tavsiye ediyoruz. AK Parti grubundan sesleniyorum. Kendi dilinde sesleniyorum. Ya Beşşar men dakka dukka. Ey Beşar eden bulur. Suriye'de yaşananlar bir insanlık dramıdır. Suriye dünyada herkes için bir samimiyet testidir. CHP'YE PAUL AUSTER TEPKİSİAKP il başkanları toplantısında söylediklerimin arkasındayım. Geçmişte Türkiye'nin adı dünyada çok az geçtiği için bu tv'lerde önemli bir şeymiş gibi haber yapılırdı. Artık sayemizde tüm dünya Türkiye'yi konuşuyor. Geçtiğimiz hafta bir Amerikalı yazarın bir makalesi yayınlandı. Normalde bu konuların üzerinde fazla durmam. Bu kişi Türkiye ile ilgili haksız ifadelerde bulundu. Bu yazarın yazdıklarından bazı bölümler CHP Genel Başkanı tarafından cımbızlandı. Bu yazar en son İsrail'e gitti. Biz bunu gündeme getirince İsrail'de tutuklu gazeteci yok dedi. CHP Genel Başkanı bu yazarın söylediklerini papağan gibi tekrar etti. Umuyorum ki İsrail'e arka çıkan bu sözleriyle birinin gözüne girmiştir. İşte bu en son ifadeleriyle Kılıçdaroğlu 'İsrail'de tutuklu gazeteci sayısı kaç?' diyerek birilerine çanak tuttu. Şimdi CHP olarak o yazarı Türkiye'ye davet etti. Eğer o yazar CHP'nin davetine uyarak Türkiye'ye gelirse, sonra birlikte İsrail'e gitsinler. Şöyle Gazze'yi gören bir tepede piknik yapsınlar. Sonra İsrail'de tutuklu gazeteci yok desinler. İsrail'de tutuklu gazeteci yok demek, en büyük yalandır. Bunu demek Mavi Marmara'da öldürülenlere haksızlıktır. Bunu söylemek Filistin şehitlerine haksızlıktır. Onlarca Filistinli şair ve yazar Filistin'de öldürülerek şanslılar. Çünkü bir çok Filistinli şair ve yazar vatanından uzakta hayatını kaybetti. Burada son derece art niyetli bir kampanya var. Burada bazı yazarları arkasına CHP lideri son derece tehlikeli bir kampanya yürütüyor. Asıl önemlisi CHP Genel Başkanı Ergenekon gibi bir davayı önemsiz haline getirmeye çalışıyor. Cebinden gazeteci kimliği çıkan polis katilini savunuyorsun da neden Rojtv'yi savunmuyorsun. Batıda gazeteciler darbeye girişmiyor. Şimdi bu kara propaganda ile mücadele edeceğiz. Biz Türkiye'de tutuklanan gazetecilerin darbeden tutuklandığını dünyaya anlatacağız. Kendi partinde Dersim'in konuşulmasını yasaklayacaksın sonra Dünya'ya Türkiye'de özgürlük yok diyeceksin.DİNDAR NESİL TARTIŞMASIBu kampanya son derece bayat bir kampanya. Bu mesele 31 Mart vakasından bu yana periyodik aralıklarla milli iradeye ket vurulmuştur. İrtica diyerek partiler kapatıldı, insanlar katledildi, bu milletin manevi değerleri ayaklar altına alındı. Kimi aşağılamak istedilerse yobaz dediler. Bu kampanya, Menemen hadisesinde yaşananla AKP kapatma davasında yürütülen kampanyanın aynısıdır. Çeşitli gazetelerde tv'lerde veryansın ediliyor. Sizin veryansınınız önemli değil milletimin istediği önemlidir. Bunun da yolu sandıktır. Siz milletle birlikte yürümediniz, milletle birlikte yürümediğiniz için on yıllardır iktidar olamadınız. Söyledim anayasanın 24. maddesini açın okuyun, bunu da yapmıyorlar. O zaman bir dindar insanın çağdaş olamayacağını düşünemiyor musunuz? Bunlar malesef çağdaşlığı da anlamamışlar. Çıkmış bir tanesi AKP müteahhitler yetiştirmiştir diyor. Ne kadar zavallı bir adamsın sen. Biz işi ehline veririz. Belli ellerde de sermayenin dolaşmasına asla müsade etmeyiz. AK Parti iktidarı büyümüde böyle bir patlama yaptıysa bu sayede oldu. Biz yüzde 63 olan faizi yüzde 10'a düşürdük. Bunu daha da aşağı çekeceğiz. Kimse bize mürebbiye edasıyla parmağını sallayarak rota belirleyemez. Bu hükümetin gizli ajandası vardır diyerek ensemizde boza pişirilmesine izin vermeyeceğiz. Bu ülkede dindarlara on yıllarca ikinci sınıf insan muamelesi yapıldı. Dini eserler yasaklandı, kuran yasaklandı, camiler kapatıldı. İmam hatipe gitmek isteyenler için orta kısımlar kapatıldı. Bu ülkede tek parti döneminde dini öğrenmek yasaklandı. Bu ülkede ikna odalarında türbanlı kızlara işkence yapanlar CHP tarafından korundu, milletvekili yapıldı. Şimdi dindar bir nesil derken bunu neden söylediğimi anlıyor musunuz ey köşelerinde yazanlar. Sadece bize oy verenlere değil 75 milyona sesleniyorum. Biz 9 yıldır hiç bir dayatmanın içinde olmadık. Elbette her iktidarın bir nesil tasavvurru vardır. İktidara talip olan her toplumun bir toplum tasavvuru vardır. Hiç bir parti kendi tasavvurunu dayatamaz. Toplumu zorla değiştiremez. Siz köşe yazarları da siz de zorla dayatma yapmayın. Sorun diğer partilerin böyle bir tasavvuru olmamasıdır. Biz aynı şekilde çocuklarını ateist olarak yetiştirmek isteyenlerin dayatmasına da karşıyız. Milletimiz müsterih olsun bu hükümet 75 milyonun tercihlerine saygılıdır.

Genel Haberleri

Kimliğiniz, adresiniz, telefonunuz... 200 liraya satılıyor olabilir!
MasterChef Beyza gözyaşları içinde şiddete uğradığını açıkladı! 'Yüzüm yanınca...'
ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu