Erzurum Güncel-İşte Erdoğan'ın konuşmasından satır başları:Partimizi kurduğumuz andan itibaren yapıcı eleştirileri her zaman dikkate aldık. Biz sadece bize oy verenlerin değil 72,5 milyon vatandaşımızın hakkına saygı duyduk. Suyu bulandıran kaos ve kriz telalığı yapılan yaklaşımları her zaman milletimize şikayet ettik 7,5 yıl boyunca ekonominin istikrar ve güven noktasında hassas olduğunu ve olduğumuzu vurguladım. Hepimizin hassas olması lazım.Son birkaç hafta içinde Türkiye’de yaşanan olayların ekonomi üzerinde de kısmi bir etkisi oldu. Türkiye’de yapılan demokrasinin güçlenmesidir. Kirli oyunların deşifre edilmesidir. Yaşananlar demokrasinin sözde değil özde hayata geçirilmesidir. Yaşananlar ne kadar lehine ise kopartılan fırtına o kadar Türkiye’nin aleyhinedir. Hiç kimse sorumsuzca hareket etme lüksüne sahip olamaz. İşte benim itirazım bunadır. Siz gerilim var dediğiniz zaman sadece ortaya bir fikir atmış olmuyorsunuz, ülkeye yatırım yapmayı düşünenlerin zihninde de soru işaretleri oluşturuyorsunuz.‘ŞU YAZARINI BEĞENMİYORUM, AT DEMİYORUM’Geçen hafta medya patronlarına yönelik sözlerim farklı değerlendirildi. Eğer farklı yaklaşımlarla bir değerlendirme yapıyorsak bir meramımızı tam anlatamamışız. Ben o patronlara ‘bu yazarını beğenmiyorum onu at. Şu yazarını beğeniyorum bunu tut’ demiyorum. Bu patronlar bizi zaman zaman ziyaret ederlerdi. ‘Biz gerilim istemiyoruz. İstikrar sayesinde işlerimiz de iyi gidiyor’ diye gerilimden şikayet ederler. Ben de her defasında kendilerine şunu söylüyorum. Lütfen her konuyu bir gerilim olarak takdim eden kendi gazetelerinizin, TV’lerinizin yazarlarına söyleyin.Şok, şok, şok diye her konuyu evirip çeviren milleti karamsarlığa sevk eden kendi adamlarınıza söyleyin. ‘Bu adamlara sözümüzü geçiremiyoruz’ diyorlar.Ben bir yazarı çizeri beğenmiyorsam şahsen onu okumam, izlemem. Olur biter. Ben şurada bir gazete, bir TV söylemiyorum. Bir genel başkan olarak diyorum ki sanki siyasi rakipmişim gibi partimize karşı hasmane bir politika izleyen olursa ona gösterebileceğimiz en medeni tepki o yayınları boykot etmemiz olabilir.Bu medeni tepkimizi göstermekten çekinmedik. ‘Ben de memnunum. Ama elimden bir şey gelmiyor’ diyorlarO kadroyu sen oluşturuyorsun. Gazetenin yayın politikasını sen belirliyorsun. O yayın politikasına uymayan adam orda nasıl duruyor. Bir dükkan açıyorsun. İyi çalışmayan bir tezgahtarı orada tutar mısın? Bizimle de gelip bunları konuşma. Lütfen gelip bizimle konuşmayın, bizden isim istemeyin dedim. Şu ana kadar kimse ‘Başbakan isim verip şunu at dedi’ diyemez. Bu kadar aşağılık hesaplar içinde olamam.Bana gelip şikayet etme, dükkan senin dükkanın. Medya patronunun da yayın kadrosunu seçme hakkı vardırSiz patron olarak ortaya çıkan üründen memnun değilseniz o sizin sorununuz. Söylemek istediğim bu. Eleştiri kisvesi altında hakaret etmeye kalkan olursa tavrımı biliyorsunuz.Hakaret edeni hukuka havale ederim. İşadamı ekonominin bozulmasına çanak tutarsa, hukukçu hukukun yerini bulmasına imkan tanımazsa bundan kim kaybeder?Siz partilerin hakkını savunmazsanız siyaset nasıl güç kazanır?KÖŞK’TEKİ ÜÇLÜ ZİRVEBu defada davet üzerine üçlü olarak ziyareti gerçekleştirdik. Demokrasilerde bunlar rahat rahat oluyor. Köşelerinde yazan yazarlar kadar tanıyoruz dünyayı.KİMSE BİZE GAZ VERMESİNKimse bize gaz vermeye kalkmasın. Biz attığımız adımı çok iyi biliyoruz. 40 defa düşünüp adımı atıyoruz.İstiyorlar ki kimse kimseyle diyalog kurmasın. Sistem usulüne uygun olarak çalışmaktadır. Partiler de medya da sivil örgütler de duyarlı olmak zorundadır. Kriz sevdalıları için artık bu kapıda ekmek yoktur.Milletimiz artık kimin huzur için gayret gösterdiğini görüyor. Siz ülkenin huzuru diyorsunuz, birileri de kalkıyor ‘Benim ilgi alanıma girmez’ diyor. Statükoyu göğsünü gere gere savunan ve bundan da gurur duyan bir anlayış var.SAKIK’IN İDDİALARIGeçen hafta gensoru görüşmesinde gördünüz. Ana muhalefet partisi liderinin kapalı kapılar arkasında Sayın Sakık’la neler görüştüğünü tek tek açıklamaya başladılar. ‘20 militan getir, ben milletvekili adayı yapayım’ Pazarlık buBu görüşmenin kimin evinde yapıldığı da ortaya çıkıyor. Buna kılıf uyduracaklar. Ama bunların yaşamı bu. Akşam başka sabah başka konuşurlar. Burada kantar milletimin elinde. Gerçekler ortaya çıkıyor.AB’YE KATILIM MÜZAKARELERİÖnceki gün Ankara’da AB Reform İzleme Grubu 19. toplantısını gerçekleştirdik. AB katılım süreci bugünde gündemimizin ilk sıralardaki yerini koruyor. Türkiye’nin rotasını, hedefi bellidir, izleyeceği güzergah bellidir. Kendi şahsi beklentilerimizi asla ve asla ülke meselelerine karıştırmıyoruz. Kimse değişim sürecinden kaygı duymasın.SEÇİME 1,5 YIL VARSon günlerde bir şey dikkatimi çekiyor: Seçim yaklaştığı için anayasa değişikliği. Seçime 1,5 yıl var. Bunun neresi yakın. Boşuna beklemeyin. 1,5 yıl içinde Anayasa’nın bize verdiği yetki neyse biz bunu sonuna kadar işletirizDedikodular oluşturuluyor. ‘Referanduma gidilecek olursa referandumda referanduma sunulan metin kabul görmezse iktidarın erken seçime gitmesi lazım’. Bazılar bunu yazıyor. Bu nerden çıktı. Senin referandum kültürün oluşmamışsa ben ne yapayım?İleri standartları yakalayamadıkları için bunları yazarak kafa bulandırmaya çalışıyorlar. Kediye ciğer emanet edilmez diyenler bu basit gerçeğin sırrına eremeyenlerdir. Millet en kutsal değerini kime emanet edeceğini bildi ve bize emanet etti.Cumhuriyet’ten daha eskiyiz diyenler çok partili sistemde bir kere tek başınıza iktidar olabildiniz mi? Olamadınız.Tek partili dönemde cebren ve hile ile bu işin başında oldunuz. Bir siyasi parti için kapatma noktasında bir parti kampanya yürütür mü? Bunlar yürütür. Partiler demokrasinin vazgeçilmez unsurudur.Bu millet CHP’ye iktidar fırsatı vermez.BAYKAL’A YANITSon günlerde tutturmuşlar, ‘’bunlar kavga çıkaracaklar, hesap ödemeden kaçacaklar’’ diyorlar. Biz milletin sofrasındayız. O sofrada da hizmetkarız. Hukukun üstün olduğu sitemlerde şahsi ya da siyasi öç alma hırsı söz konusu olamaz. Ortada işlenmiş bir suç varsa bağımsız mahkemelerde görüşülür karara bağlanır.GERİLİM YOKYasalar, anayasamız yasamanın, yürütmenin, yargının yeri ve konumunu belirlemiştir. Eğer alanlara tecavüz varsa milletimiz bunun hesabını sorar. Bugün yaşananlar bir siyasi intikam değil, tam tersine demokrasiden intikam almak isteyenlerin hukuk önünde hesap vermesidir. Bütün dünya bunu böyle görmelidir. Şeffaflaşmaktan başka yol yokturTemiz yönetimin hayata geçmesinden, hukukun herkes için geçerli olmasından başka yol yoktur. Ortada gerilim sözkonusu değil. Kurumlar arasında gerilim yok. Türkiye sadece normalleşiyor. Dere yatağında akmaya başladı, akıyor.DAHA PAKETİ GÖRMEDEN ‘GÖRÜŞMEYİZ’ DİYORLARDaha paketi görmeden biri kalkıyor ‘asla görüşmeyiz’ diyor. Hani uzlaşmacıydın. Ne bu kin bu tavır. Sizinle olmaz bu iş öyleyse biz asıl sahibine millete gidiyoruz.Türkiye bölgesinin güçlü bir aktörü olarak hak ettiği değere kavuşuyor. Gerilimlere fırsat tanımayacağız. Bulanık sudan çıkar sağlamaya çalışanlara da asla izin vermeyeceğiz.MART SONUNDA MECLİS’TEAnayasa değişikliği ve yargı reformu üzerinde 2006’dan beri mesai sarf ediyoruz. Çalışmalarımız belli bir aşamaya gelişti 2007’deki gelişmeler oldu.Son yaşananlardan hareketle bir tepki hissiyatıyla değil ta o günlerden beri süregelen bir çalışma. Mart sonuna kadar TBMM’ye bir reform paketi sunacağız. Türkiye’yi AB müktesabatı ile uyumlu hala getirecek bir paket olacak.Elbette diyalogla bu süreci geliştireceğiz. Biz kapısı açık olanların kapısını çalarız. Eli yumruk olanlarla görüşemeyiz, eli açık olanlarla tokalaşırız. Bu konuda da son sözü milletin söylemesini sağlayacağızSÖZDE SOYKIRIM’IN OYLANMASITemsilciler Meclisi’nin duyarlı davranacağını ümit ediyorum. Bu işbirliğinin bu tür gelişmelerle zedelenmeyeceğini düşünüyorum. Katar’da Hillary Clinton’la bu konuları orada da görüştüm. Buradan çıkacak aksi bir neticenin nelere mal olacağını da onlarla görüştüm. Krizden etkilenen işletmelerde kısa çalışma ödeneğini başlatmış ve süreyi uzatmıştık. Süreyi 6 ay daha uzattık. Süre 31 Mart’ta bitiyordu.