Başbakan'ın talimatı...

Mehmet ŞENER

Başbakan, önceki gün Erzurum’da mitingden sonra Yakutiye bölgesinde kısa bir gezinti yapıyor.Başbakan, eski bir belediye başkanı nazarıyla da baktığı çevresinde adeta şok geçiriyor.Çünkü gördükleri inanılır gibi değil:Çekirdek Erzurum sanki hava saldırısına maruz kalmış harabe bir şehir. Dört bir taraf içleri boşaltılmış ev namında enkaz yığını...Oysa 12 yıllık iktidarı döneminde AK Parti’nin en başarılı olduğu alanlardan biri inşaat sektörü... Hükümet, bugüne kadar TOKİ eliyle ülke genelinde on binlerce konut üretti ve onlarca kenti sanki de yeniden kurdu.Ne yazık ki Erzurum o şanslı kentlerden biri olamadı.Tamam; TOKİ Erzurum’da da konut üretti ama bizde üretilen konutlar genellikle uydu kentlerde olduğundan, harabe haldeki çekirdek Erzurum’da bir iyileşme olmadı. Son bir kaç yıldan beri Yakutiye Belediyesi bu uğurda ciddi bir mücadele veriyor. Fakat önceki büyükşehir yönetiminin akıl almaz tutumu yüzünden, Ali Korkut istediği dönüşüm projelerini bir türlü hayata geçiremedi.Dolayısıyla kaybeden Erzurum’du...Başbakan Erdoğan Erzurum’da gördüğü bu ucube karşısında, on yıl gecikmeli de olsa gerekli talimatı başkanlara verdi:"En kısa sürede Yakutiye’yi ıslah edin, tarihi eserleri ortaya çıkarın"Kim yapacak bunu?Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile Yakutiye Belediye Başkanı Ali Korkut...Peki yapabilirler mi?Yaparlar.Yeter ki başkanlar Erzurum’a hizmet noktasında nefis hesabı yapmasınlar ve birbirlerine gol atma çabasına girişmesinler.Geçmişte büyükşehir belediye başkanı koltuğunda oturan kişi, ilçe belediyelerinin hizmetlerini ve çalışmalarını kıskandığı için ha bire çelme takıp durmuştu. Bu yüzden de Erzurum’da olması gereken kentsel dönüşüm tam on yıl gecikti.Düşünün ki Ali Korkut’un yaptığı kentsel dönüşüm projeleri olmasaydı, Üç kümbetler gibi ata yadigârı eserler, yıkıntılar arasında unutulmaya devam edecekti.Bu şekilde ortaya çıkarılması gereken daha onlarca eserimiz var.Bütün mesele iki belediye başkanı arasında tesis olunacak uyumdur.Eğer bu uyum tesis edilemez ise, bir beş yıl daha heba olur ve Erzurum’un kentsel dönüşüm hayali, büsbütün kâbusa döner.Bundan başka şansımız yok.Belediye başkanları nefis hesabı yapmadan Erzurum’u ortak payda olarak görmek ve bu ortak payda etrafında birleşmek zorundalar.Başbakan, "Erzurum Doğu’nun incisi olacak" dedi.Hani eski deyişle "Doğu’nun Paris’i" misali...Doğu’nun incisi olmanın en başlıca şartı, bu şehrin kentsel dönüşüm sorununu en kısa sürede çözmektir.Çekirdek Erzurum’u ıslah etmeden çevrede yapılacak iyileştirmeler şehir adına hiç bir kazanım sağlamayacaktır.Çünkü Erzurum demek, kale’nin çevresi demektir.Erzurum demek; Tebrizkapı, Hasanibasri, Muratpaşa, Caferiye, Gavurboğan, Yoncalık, Karaköse, Köseömer, Mumcu, Gülahmet, Mahallebaşı demektir. Erzurum demek, Taşmağazalar’dır, Gürcükapı’dır...Buraları ıslah etmeden yeni bir Erzurum vücuda getirilemez.Tarihi koruyarak yeni bir şehir kurmak zorundayız.Başbakan’ın dediği tam da budur...Hükümet, para ve yetki sorunu yok diyor.Geriye bir tek samimi irade ve çalışma azmi kalıyor...Bu değerler her iki başkanda da var. Haydi o zaman şimdi yıkım zamanı...