Erzurum Güncel- Kararda, "Kiralanmak istenen evin internet sitesindeki ilanına bakıldığında 'bayana ve aileye' uygundur ibaresi görülmektedir. Bu ilandan, bekar kadınların evi kiralama konusunda sorun yaşamadıkları, dolayısıyla ev sahibinin medeni hal temelinde değil, cinsiyet temelinde bir ön yargısının olduğu anlaşılmaktadır" denildi.
İstanbul'da yaşayan Y.A, erkek olduğu gerekçesiyle kendisine ev kiralanmaması üzerine cinsiyet temelli ayrımcılığa uğradığını belirterek TİHEK'e başvuru yaptı. Başvuruyu inceleyen TİHEK, emlakçı Ş.M'den yazılı görüş talep etti. Ş.M, yazılı görüşünde, ev sahibinin aile binasına bekar erkekleri istemediğini, gayrimenkul danışmanlarının ev sahibinin kriterlerine uygun kiracı bulmakla mükellef olduğunu ifade etti.
"Bekar erkeklere evin kiralanmaması" talimatının ev sahibi tarafından verildiği iddiası nedeniyle kurum, ev sahibi E.G'den de yazılı görüş istedi. Muhatap ev sahibi, daha önce dairesini bekar erkeklere kiraladığında çok sorun yaşadığını, bu sebeple dairesini bekarlara kiralamak istemediğini belirtti.
AYRIMCILIK YASASI İHLAL EDİLDİ
TİHEK, yapılan incelemenin ardından, ev sahibi ve emlakçının ayrımcılık yasağını ihlal ettiğine, ev sahibi E.G. hakkında 5 bin, emlakçı Ş.M. hakkında ise 3 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verdi.
KARARIN GEREKÇESİ
Kararda, emlak müşaviri ve başvuran arasındaki cinsiyet ve medeni hal üzerinden gerçekleşen diyalogların ve somut olayın niteliğinin başvuranın cinsiyetinden kaynaklandığı belirtilerek, şu ifadelere yer verildi:
"Kiralanmak istenen evin internet sitesindeki ilanına bakıldığında 'bayana ve aileye' uygundur ibaresi görülmektedir. Bu ilandan, bekar kadınların evi kiralama konusunda sorun yaşamadıkları, dolayısıyla ev sahibinin medeni hal temelinde değil, cinsiyet temelinde bir ön yargısının olduğu anlaşılmaktadır.
Ayrıca ev sahibinin yapmış olduğu savunma ve emlak müşavirinin yapmış olduğu 'ev sahibi aile binasına bekar beyefendiler istemiyor' şeklindeki savunma da ev sahibinin bekar kadınların aile binasına uygun ancak bekar erkeklerin uygun olmadığı yönündeki ön yargısını ispatlamaktadır.
Kararda, Borçlar Kanunu'nun 27'nci maddesinde "Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkansız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür." ifadelerinin yer aldığı, bu hüküm gereği ev sahibinin emlak müşaviri ile ayrımcılık talimatı içeren sözleşme yapmasının 6701 sayılı Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu Kanunu'nun emredici hükümlerine aykırı olduğu belirtildi.
Emlak müşavirinin ev sahibinin verdiği talimatı yerine getirdiğini ifade etse de 6701 sayılı Kanun kapsamında ayrımcılık talimatını uygulamasının yasak olduğu vurgulanan kararda, şunlar kaydedildi:
"Bu çerçevede emlakçının ev sahibinin kriterlerine uygun kiracı bulduğunu ve ev sahibinin aile binasına bekar erkek istemediğini söylemesi, ayrımcılık talimatı aldığını ve bunu da uyguladığını göstermektedir. Başvurana bekar erkek olduğu için ev kiralanmaması olayı, ev sahibinin talimat vermesi ve emlakçının bu talimatı uygulaması sonucu gerçekleşmiştir. Bu nedenle ev sahibi ve emlak müşaviri Ş.M'nin ayrımcılık yasağını ihlal ettiği tespit edilmiştir."