BioNTech aşısı ömür boyu koruyor mu?

Türkiye koronavirüsle mücadelede aşılamaya tam gaz devam ederken Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, 50 yaş üzeri vatandaşların ve sağlık çalışanlarının 3. doz aşı yaptırabileceklerini açıkladı.

Erzurum Güncel- 3. doz aşı açıklamasının ardından birçok sorunun cevabı araştırılmaya başlandı. Vatandaşlar özellikle 50 yaş altına da 3. doz yapılacak mı? BioNTech aşısı ömür boyu koruyor mu? sorularının cevabını merak etti.

Bilim insanları, mRNA aşıları olan Pfizer-BioNTech ve Moderna ile ilgili çok önemli bir çalışmaya imza attı. Araştırmanın sonucuna göre, Pfizer-BioNTech ve Moderna tarafından yapılan aşılar, vücutta koronavirüse karşı yıllarca koruma sağlayabilecek kalıcı bir bağışıklık reaksiyonu başlatıyor.

Washington Üniversitesi'nde immünolog olan Ali Ellebedy, Covid-19 atlatan kişilerde, virüsü tanıyan bağışıklık hücrelerinin enfeksiyondan sonra en az sekiz ay boyunca kemik iliğinde hareketsiz kaldığını keşfetti. Başka bir ekip tarafından yapılan bir araştırma da B hücrelerinin enfeksiyondan sonra en az bir yıl boyunca olgunlaşmaya ve güçlenmeye devam ettiğini gösterdi.

COVID-19 ATLATIP AŞI OLANLARDA ÖMÜR BOYU BAĞIŞIKLIK

Bu bulgulara dayanarak araştırmacılar, koronavirüs ile enfekte olan ve daha sonra aşılanan kişilerde bağışıklığın yıllarca, muhtemelen bir ömür boyu sürebileceğini öne sürdüler. Ancak tek başına aşılamanın benzer şekilde uzun süreli bir etkiye sahip olup olmayacağı belirsizdi.

Dr. Ellebedy'nin ekibi, hafıza hücrelerinin kaynağına bakarak bu soruyu ele almaya çalıştı. Bağışıklık hücrelerinin virüsü tanımak ve onunla savaşmak için eğitildiği lenf düğümlerini incelemeye başladılar. Bir enfeksiyon veya aşıdan sonra lenf düğümlerinde germinal merkez adı verilen özel bir yapı oluşuyor. Uzmanlar bu yapıyı, B hücreleri için seçkin bir tür okul, giderek daha karmaşık hale geldikleri ve çeşitli viral genetik dizileri tanımayı öğrendikleri bir eğitim kampı olarak tanımlıyor.

Germinal merkez: Lenf düğümü ve dalak içinde bulunan, B hücrelerinin olgunlaştığı ve immün bellek gelişiminin gerçekleştiği alanlardır.

Mesafe ne kadar geniş ve bu hücreler ne kadar uzun süre çalışmak zorunda kalırsa, ortaya çıkabilecek virüsün varyantlarını engelleme olasılıkları o kadar yüksek oluyor. Uzmanlar, koronavirüs ile enfekte olduktan sonra, akciğerlerde germinal merkez oluştuğunu ancak aşılamadan sonra hücrelerin eğitiminin koltuk altlarındaki lenf düğümlerinde gerçekleştiğini söylüyor.

PEKİ YA SADECE AŞI OLANLAR?

Bu gerçekten yola çıkarak Ellebedy ve meslektaşları, iki doz Pfizer-BioNTech aşısı ile aşılanmış sekizi virüs enfeksiyonu öyküsü olan 41 kişi ile araştırmalara başladı. Ekip, bu kişilerin 14'ünden ilk dozdan üç, dört, beş, yedi ve 15 hafta sonra lenf düğümlerinden örnekler aldı.

14 katılımcının hepsinde ilk aşı dozundan 15 hafta sonra, germinal merkezin hala oldukça aktif olduğu ve koronavirüsü tanıyan hafıza hücrelerinin sayısının azalmadığı bulundu. Dr. Ellebedy, 'Aşıdan sonra reaksiyonların neredeyse dört ay sürmesi çok iyi bir işaret. Çünkü germinal merkezler tipik olarak aşılamadan bir ila iki hafta sonra zirve yapıyor ve ardından azalıyor' diyor.

Arizona Üniversitesi'nde bir immünolog olan Deepta Bhattacharya da bu görüşü destekliyor, 'Genellikle dört ila altı hafta sonra fazla bir şey kalmaz. Ancak mRNA aşıları tarafından uyarılan germinal merkezler aktif kalmaya devam ediyor, aylar sürüyor ve çoğu insanda çok fazla düşüş yaşanmıyor' şeklinde konuşuyor.

Öte yandan bilim insanlarının germinal merkezlerin kalıcılığı hakkında bildiklerinin çoğu hayvan araştırmalarına dayanıyor. Bu yeni çalışma, aşılamadan sonra insanlarda neler olduğunu gösteren ilk çalışma olma özelliğini taşıyor.

SONUÇLAR UMUT VADEDİYOR

Yapılan tüm incelemeler sonrası ulaşılan sonuçlar, aşılanmış kişilerin büyük çoğunluğunun uzun vadede, en azından mevcut koronavirüs varyantlarına karşı, korunacağını gösteriyor. Ancak daha yaşlı yetişkinler, zayıf bağışıklık sistemi olan kişiler ve bağışıklığı baskılayan ilaçlar alan kişilerin güçlendiricilere ihtiyacı olabileceği düşünülüyor. Covid-19 atlatan ve daha sonra aşılanan insanların ise güçlendirici doza hiç ihtiyacı olmayacağı öngörülüyor.

Araştırma sonuçları mRNA aşılarının uzun vadede koruma sağlayabileceğini söylese de bu aşıların korumasının tam olarak ne kadar süreceği henüz bilinmiyor. Uzmanlar, bağışıklığı ortadan kaldıran varyantların yokluğunda, teoride korumanın ömür boyu sürebileceğini söylüyor. Ancak virüs her geçen gün gelişiyor, yeni varyantlar ortaya çıkıyor.

Yukarıda da bahsettiğimiz gibi koronavirüs ile enfekte olan ve daha sonra aşılanan kişilerin antikor seviyelerinde büyük bir artış yaşanıyor. Bunun nedeninin büyük olasılıkla antikor üreten bellek B hücrelerinin aşılamadan önce gelişmesi için aylara sahip olması olarak görülüyor.

Öte yandan diğer çalışmalar, aşılamadan sonra üretilen hafıza B hücrelerinin repertuarının enfeksiyon tarafından oluşturulandan daha çeşitli olduğunu ve aşıların, doğal bağışıklığa oranla varyantlara karşı daha iyi koruma sağlayacağını öne sürüyor.

'ÖMÜR BOYU KORUMA MÜMKÜN GÖRÜNÜYOR'

KTÜ Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Faruk Aydın, mRNA aşıları ile ilgili yapılan bu araştırmayı şöyle yorumluyor: 'Kalıcı bağışıklık olabilmesi için immün sisteminin hem hücresel hem sıvısal (humoral) yoldan uyarılması ve bellek hücrelerinin oluşması gerekiyor.

mRNA aşıları bu iki yolu da uyarabilen dolayısıyla iki yolda da bellek hücresi oluşturabilen bir aşı teknolojisidir. Bu nedenle ömür boyu aşının koruma sağlaması mümkün görünüyor.'

VİRAL VEKTÖR AŞILAR DA KORUYABİLİR

Aydın, 'Ancak kalıcı bağışıklık sağlanmasını yaşayarak göreceğiz. Teorik olarak mümkün görünse de aslında büyük çalışmalara ihtiyaç var ve bu çalışmalar dünyanın birçok yerinde yapılacaktır' diyor ve viral vektör olan Sputnik V, Johnson & Johnson ve AstraZeneca aşıları için de bu korumayı ön gördüklerini söylüyor.

Öte yandan hangi aşıların ne kadar süre korumaya sağlayacağını kesin olarak söylemenin şimdilik mümkün olmadığından da bahseden Faruk Aydın, 'Net zaman aralığı verilemese de enfeksiyonu taklit eden ve buna benzer mekanizmalarla çalışan aşılarda hayat boyu bağışıklığın oluşabileceğini ön görüyoruz. Ancak inaktif aşılarda aynı sonucun alınacağını düşünmüyoruz. Şunu da ekleyeyim; mRNA ve vektör aşısı olanların her yıl Covid-19 aşısı olmasına gerek kalmayacağını ön görüyoruz' diyor.

50 YAŞ ALTINA 3. DOZ UYGULANACAK MI?

Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı, Halk Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İlhan, sağlık çalışanları ve 50 yaş üstü için 3. doz aşılamanın başladığını hatırlatarak, 'Burada önemli olan şey 2'nci doz aşısını olan vatandaşlarımız 3. doz aşısını 3 ay sonra olabilecekler, randevu bu şekilde veriyor.

Örneğin sağlık çalışanlarımızın aşılaması şubat ayında büyük oranda tamamlanmıştı. Sağlık çalışanlarının büyük çoğunluğu için randevu sistemi açılacaktır. Diyelim ki mart ayında 50 yaş üzeri bir vatandaşımız 2. doz aşısını olduysa yeni dönemde de sistemde randevusu açılacaktır' dedi.

Prof. Dr. İlhan, 3. doz aşının tercihinin vatandaşlara bırakılması ile kendisine hangi aşının tercih edilmesi gerektiği yönünde çok fazla soru geldiğini belirterek, 'Burada tercih vatandaşlarımıza kalmış durumda. Akıllarında soru işareti varsa aşı olurken bunu sorabilirler, kronik hastalıkları varsa hekimlerine danışabilirler, bu şekilde bir yaklaşım benimserlerse süreç en hızlı şekilde gerçekleşecektir.

Şu anda dünyadaki yaklaşım 1 ve 2. doz aşının aynı aşı olması yönünde, tek aşı olan ülkelerde haliyle 3. doz aşı için uygulama yapılacaksa mecburen o aşı tercih edilecek. Ama aşı tercihi olan Türkiye gibi ülkelerde ise vatandaşın tercihi burada söz konusu. 50 yaş altı için 3. doz aşı için süreç içinde değerlendirip ona göre karar vermek doğru olacaktır' ifadesini kullandı.

3. DOZ AŞININ GEREKLİLİK NEDENİ

Prof. Dr. İlhan, 3. doz aşıya neden gereklilik duyulduğuna ilişkin, 'Normal aşılama şemasında 2 doz aşı ile başlıyoruz, ihtiyaç durumunda 3. doz aşının olması gerekiyor. Şu an geldiğimiz aşamada yeni bir normal döneme giriyoruz, pek çok kısıtlamanın kalktığı bir gün yaşıyoruz.

Bu nedenle vatandaşlarımızı korumak gerekiyor. Bir yandan da sürekli mutasyona uğrayan, değişen koronavirüs varyantlarını düşündüğümüzde hızlıca toplumsal bağışıklığa ulaşmamız gerekiyor.

Toplumsal bağışıklığa ulaşmak için de ne kadar çok vatandaşımız aşı olur, ne kadar çok antikor düzeyi yüksek olursa o kadar avantajlı olacağımızı söylemek mümkün.

Bu nedenle de vatandaşlarımızın aşılaması devam ederken diğer yandan da koronavirüs yönünden en riskli olan sağlık çalışanları ve hasta olduklarında hastalığı daha ağır geçirecek 50 yaş üstü vatandaşlarımızın aşısı başlamış durumda' dedi.

Genel Haberleri

İşçi açığı 1 milyonu aştı