Bingöl’ün, çocuklarının birçoğu silikozise yakalanmış Taşlıçay Köyü, bu kez 24 yaşındaki Hacı Önal’ı kaybetti. Önal, silikozis hastalarıyla ilgili çekilen ‘Dönüş’ belgeselinde, bundan sonraki hayalini, “Tek istediğim şey... Sağlığıma kavuşmak istiyorum. Herkes gibi gezmek istiyorum” diye anlatmıştı fakat olmadı. Bir çocuk babası Önal’in kardeşi de aynı hastalığın pençesinde...Taşlıçay, Önal’dan önce, en son 28 Şubat’ta 24 yaşındaki Ruhat Yıldırak’ın cenazesini kaldırmıştı. Yıldırak, İstanbul Mahmutbey’de dört yıl çalıştığı iki kumlama atölyesinden silikozis hastalığıyla ayrılmıştı. İki yıldır oksijen tüpüne bağlıydı. Yıldırak’ın ölümü köydeki diğer silikozis hastası gençlere söylenmedi. Onlardan biri de Yıldırak’ın yaşıtı Hacı Önal’dı. Evli ve bir çocuk babası olan Önal, Yıldırak gibi, Mahmutbey’de dört yıl sigortasız çalıştıktan sonra silikozise yakalandı. Köyünde oksijen tüpüyle yaşamaya başladı. Sık sık hastalanıyordu. Geçen yıl çekilen ‘Dönüş’ adlı silikozis hastalarıyla ilgili belgeselde hayalleri sorulduğunda, “Tek istediğim şey... Sağlığıma kavuşmak istiyorum. Herkes gibi gezmek istiyorum” demişti. Ayrı belgeselde, babası Hasan Lütfü, çaresizliğini şöyle aktarmıştı:“Doktorlar diyor dış ülkeye götürün, nakil yapın. Dış ülkeye biz nasıl götürelim?”Bu savaşım, Hacı Önal’ı yaşatmaya yetmedi. Ve Önal, geçen 8 Kasım’da, kaldırıldığı Erzurum Araştırma Hastanesi’nde öldü. Önal’ın bir kardeşi de silikozis hastası... Önal, Taşlıçay’ın silikozise kurban verdiği üçüncü, Karlıova beldesinin yedinci, bütün Türkiye’nin 44’üncü isim oldu. ‘Bari huzurlu ölelim’Ünal’la aynı köyden olan ve aynı hastalıktan ötünü tedavi gören Kot Taşlama İşçileri Komitesi üyesi Abdulhalim Demir, hayli karamsar: “En azından emeklilik ve maluliyet haklarımız verilsin. Zaten bizim yaşamımızı kimse garanti edemiyor. Günü geldikçe öleceğiz. En azından huzurlu ölelim.”