Erzurum Güncel-Paragöz yöneticiler ayda birkaç bin lira ek gelir edinmek için Sivil Savunma’nın elinde bulunan milyonlarca dolarlık sualtı arama ve kurtarma teknolojisini çürümeye terk etmiş.Avrupa’nın en iyisi olan ‘Sivil Savunma Sualtı Arama Kurtarma ekipleri nasıl kapatıldı. Erzurum’da kaç dalgıç kaldı, hayatında ayağını suya sokmamış yöneticiler nasıl dalgıç tazminatı alıyor?Aşkale’de 5 TEDAŞ işçisinin Karasu Baraj Gölü’nde göz göre göre ölüme gitmesi günlerdir tartışılıyor.“İşçiler, kurtarılabilir miydi, helikopter neden gönderilmedi, Arama Kurtarma ekipleri olay yerine daha erken ulaşabilir miydi?” gibi sorular cevap beklerken bir Sivil Savunma Arama Kurtarma Teknisyeni tarafından gönderilen mektup ortalığı karıştırdı.İşte ancak “Bu iş olsa olsa Türkiye’de olur” dedirtecek cinsten bir trajik hikaye… Gelin hep birlikte okuyalım;“Ben, eski ismi ile Sivil Savunma yeni ismi ile ‘Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde görev yapan bir arama kurtarma teknisyeni ve arama kurtarma dalgıcıyım. Sivil Savunma Teşkilatı’nda sualtı arama ve kurtarma ekipleri 2002 yılında kuruldu. 2007 yılına kadar sualtı dalgıç ekipleri başarı ile görevini yerine getirdi. 2007 yılında ‘3160 sayılı Emniyet Genel Müdürlüğü Dalış ve Uçuş Hizmetleri Kanunu’ devreye girince su altı ekibinde görev yapan sivil savunma dalgıçları bu kanun gereği aylık yaklaşık 1000 TL tazminat almaya başladı.Bu dönemde bu nerdeyse maaşımız kadar bir para idi (bugün bu para 1200 TL) tabi işin içine para girince başta Arama Kurtarma Birlik Müdürleri ve İl Afet ve Acil Durum Müdürleri olmak üzere tüm personelin gözü bu paraya dikildi. Neredeyse tüm personel para karşılığı özel dalış okullarından dalış brövesi alarak sualtı ekiplerine girmeye çalıştılar ve başta yukarıda adını andığım müdürler olmak üzere birçoğu girdiler…”AYAĞI SUYA DEĞMEYEN DALGIÇ MÜDÜRLERBuraya kadar bir sorun yok. Müdürler ve Sivil Savunma uzmanları kendi cephelerinden baktıklarında haklı… Nerde görülmüş, altlarındaki personelin yöneticilerinden fazla maaş aldığı. Onlarda doğal olarak bu tazminatı almakta kendilerini haklı görmüşler…İşte sorunda bundan sonra başlıyor ya… Gelin İsmi bizde saklı Sivil Savunma Arama Kurtarma Teknisyeninin anlattıklarını biraz daha kulak kabartarak dinleyelim;“ Ama bu yöneticiler hiçbir zaman suya dalmadılar. Uydurma evraklarla dalmış gibi görünüp bu parayı cebe indirdiler. Bu şekilde büyük bir kaosun içine düşen teşkilat genelinde sualtı ekipleri büyük bir hızla deforme oldu. Tabii ki tüm bu çatlak sesler ve çarpıklıklar Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın gözünden kaçmadı. Nasıl kaçsın ki hak etmediği tazminatla beraber bir il müdürünün veya sivil savunma uzmanının maaşı Ankara’da teşkilatın başındaki Daire Başkanı’nın maaşını bile geçiyordu. Ankara büyük bir hızla bu parayı hakkıyla alan haksız alan demeden tüm dalış ekiplerini dağıttı ve her ilde sadece 5 kişiden oluşan geçici ekip kurulmasını emretti. Kendilerince doğruyu yaptılar. Ama hala birçok ilde ayağını suya dahi değirmemiş il müdürleri kendilerini bu ekibin içine dahil ederek kadroları işgal ediyor. Ekibe girmeyen çoğu il müdürlüğü ve arama kurtarma birlik müdürlüğü ise dalış tazminatını kesti veya ekibi dağıttı. “Peki, Sivil Savunma’da görevli sualtı ekipleri içerisinde gerçekten görev yapan arama kurtarma teknisyenleri yok mu?Kahramanımız bu sorunun cevabını da veriyor:“Tabii ki var ama bu ayak oyunları yüzünden hepside moral olarak bitik durumda. Yine de ellerinden geldiğince görevlerine devam ediyorlar. Ayrıca medyada Sivil Savunma sualtı ekiplerinin teknolojik olarak yetersiz olduğundan bahsedildi. İnanın bana size hangi birlikte ne gibi malzeme var sayabilirim. Sivil Savunma Sualtı ekiplerindeki ‘sualtı arama ve kurtarma teknolojisi’ ne ‘Sualtı Polisi’nde, ne Sahil Güvenlik’te ne de, ‘Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda var. Milyonlarca doların yatırıldığı bu ekipler maalesef yönetici kadrosunun fazladan gelir hırsına kurban gitmektedir. Biz arama kurtarma teknisyenleri ve dalgıçları ise buna çare bulabilecek bir kahraman beklemek ve Erzurum’da olduğu gibi masum vatandaşlarımızın hayatını kaybedişini medyadan kahrolarak ve bu işleri bu hale getirenlere lanet okuyarak seyretmekten başka bir şey yapamıyoruz..”Şimdi bu iddiaların Erzurum yansıması nedir acaba?Türkiye’nin en donanımlı Arama Kurtarma Birliği’nin bulunduğu Erzurum Sivil Savunma ya da yeni adı ile Afet ve Acil Durum Müdürlüğü’nde kaç dalgıç görevli?Bu ekibin elinde bulunan teknolojik imkânlar nasıl değerlendiriliyor, yoksa çürümeye mi terk edildi?Başta Tortum Gölü olmak üzeri, Kuzgun, Palandöken, Demirdöven ve son yıllarda yapılan HES göletleri ile birlikte etrafı göllerle çevrilen Erzurum’da Karasu’da yaşadığımız faciadan hangi dersler çıkarıldı ne gibi önlemler alındı?Yetkili ve ilgili kurumlar bir açıklama gönderirlerse bu köşeden duyuracağımızı belirterek cevap bekliyoruz.Orhan Bozkurt yazdı… Bir Arama Kurtarma Teknisyeni’nin feryadı…