Erzurum Güncel-Işılgan düzenlediği basın toplantısında gözyaşlarını tutamazken 'Oğlum damat olacaktı, mürüvvetini görecektim, şimdi toprağın altında' sözleri toplantıya katılan herkesi gözyaşlarına boğdu...Işılgan, “Bu olayın Münevver Karabulut cinayetinden ne farkı var? Cinayet sadece tabancayla, bıçakla mı olur? Benim oğlumu da tekerin altına alarak katlettiler” dedi. Antalya eski Vali Yardımcısı Erkan Işılgan'ın oğlu 36 yaşındaki Gökçe Doğan Işılgan, 5.5 ay önce arkadaşı Zeki Tepe'nin kullandığı, arkasında oturduğu 07 VB 595 plakalı motosiklete, İlker Aydın yönetimindeki 07 AGE 27 plakalı mikser kamyonun çarpması sonucu yola savrularak yaşamını yitirdi. Oğlunun ölümüne neden olan kazaya ilişkin bilirkişi raporunda delillerin karartıldığını öne süren baba emekli vali yardımcısı Erkan Işılgan, İddialarını kamuoyu ile paylaşmak üzere Antalya Gazeteciler Cemiyeti'nde (AGC) basın toplantısı düzenledi. Baba Işılgan, oğluna çarpan 07 AGE 27 plakalı mikser kamyonun sürücüsü İlhan Aydın'ın serbest bırakıldığını hatırlatarak, “Ben adalet istiyorum. Şehir içi trafikte saatte 78 kilometre sürat yaptığı takometre kayıtlarında sabit olan bir kişi, nasıl olur da taksirli suç tespiti ile serbest bırakılabilir? Bu kanunlar derhal değişmeli” dedi.MOBESE KAMERALARI DA ÇALIŞMIYORMUŞKazanın gerçekleştiği alandaki MOBESE kameralarının da çalışmadığını belirten Işılgan, “Kazanın nasıl gerçekleştiğini ortaya koyacak MOBESE görüntülerine ulaşamadım. Çünkü bölgedeki kazayı görüntüleyebilecek kamera çalışmıyor. Böyle önemli bir noktada bu nasıl oluyor anlamadım. Bu da yetmezmiş gibi, karşı tarafa şahitlik yapan ve kaza anını gördüklerini söyleyen iki mikser sürücüsünün, kaza bölgesinde olmadıklarını gösterecek kamera kayıtları da silinmiş” diye konuştu.‘OĞLUMUN KANI YERDE KALMAYACAK’Kazanın üzerinden 167 gün geçtiğini belirten Işılgan, oğlunun kanının yerde kalmayacağını belirterek şöyle konuştu:“Kazayla ilgili yeni bir rapor hazırlanması için başvuru yapıldı. Eğer ikinci raporda da buna benzer yanlışlarla karşılaşırsam, hakkımı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde arayacağım. Bu mücadele oğlumu geri getirmeyecek ama oğlumun kanı da yerde kalmayacak. Bu olayın Münevver Karabulut cinayetinden ne farkı var? Cinayet sadece tabancayla, bıçakla mı olur? Benim oğlumu da tekerin altına alarak katlettiler. Aynı Münevver'in olayındaki gibi suçlular cezasını çekmeli. Ben başka analar, babalar ağlamasın istiyorum.” HERKESİ AĞLATTIDüzenlediği basın toplantısında gözyaşlarına hakim olamayan Işılgan, şunları kaydetti:“Namusumla şerefimle 41 yıl çalıştım. Bir ev aldım. Bütün birikimlerimi koydum. Kalanını borçlandım. Mutlu yaşamaya çalışacaktım ki bir adam dünyamı zindan etti. Vatan, millet sevgisi lafta kalmamalı. Yasalara uymak da bir vatan sevgisidir. Böyle olsaydı eğer, o trafik canavarı en sağ şeritten 30 kilometre hızla gider, benim oğlum da şimdi yanımda, evimde mutlu yaşıyor olurdu. Şimdi, oğluma hangisini yaptırayım diye mezar projeleri geliştiriyorum biliyor musunuz? 1.84 santimetre boyunda, ela gözlü, üniversite mezunu aslan gibi delikanlı, damat olacaktı, mürüvvetini görecektim. Şimdi toprağın altında.”