Erzurum Güncel- önceki akşam kaybettiğimiz duayen gazeteci Mehmet Ali Birand, son yolculuğuna uğurlanıyor. Birand için ilk tören yıllarca görev yaptığı Doğan Tv Center'ın önünde yapıldı. Mesai arkadaşları 'Şu anda tabutunun olduğu yerde arabasından iner, koşarak hızla binaya girerdi' diye gözyaşı döktüler. Oğlu Umur Birand, babasının naaşının başında sözlerini tamamlayamadı ve 'Babamı kaybettim' diyerek ağladı. Eşi Cemre Birand ise 'Biz onu evde tutamadık. Bugünü görseydi çok sevinecekti. Cumhurbaşkanlarına layık bir uğurlama töreni oldu' dedi. Birand'ın naaşı cenaze namazı kılınmak üzere Teşvikiye Camii'ne götürülüyor.
Teşvikiye'de ise yola asılan dev bir pankart dikkat çekti. Pankartta 'Takvimden bir yaprak daha düştü. Artık 32. günümüz yok' yazıyordu.
Birand'ın naaşı Haber Grup Başkanı olarak görev yaptığı Kanal D'nin önüne getirildi. Doğan Holding Onursal Başkanı Aydın Doğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin çelik, CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, CHP'li vekil Oktay Ekşi, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Hüsamettin özkan, Berhan Şimşek, Hürriyet yazarları, yakınları ve çalışma arkadaşları usta haberciyi uğurluyor.
BARZANİ, DİZAİ'Yİ GöNDERDİ
Irak Kürdistan Demokrat Partisi lideri ve Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesut BArzani, törene Türkiye eski temsilcisi KDP Dış İlişkiler Sorumlusu Safin Dizai'yi gönderdi. Doğan TV Center'daki tören başlamadan önce soruları yanıtlayan Dizai, Birand'ı 21 yıldan beri tanıdığını ve haberciliğine her zaman saygı duyduklarını söyledi.
OĞLU GöZYAŞLARINA BOĞULDU
Oğlu Umur Birand, gözyaşları içinde kısa bir konuşma yaptı ama sözlerini tamamlayamadı. Umur Birand, babası için şunları söyledi:
'Babam çalışmayı çok severdi. Her sabah işe koşa koşa gelirdi. Onun hayatıydı bu. Keşke aramızda olsaydı da bunu görebilseydi. Herkesin ne kadar güzel çalıştığını burada anlatabilseydim. Babamı kaybettim…'
EŞİ CEMRE BİRAND: BİZ ONU EVDE TUTAMADIK
Birand'ın naaşının başında kısa bir konuşma yapan eşi Cemre Birand, 'Biz onu evde tutamadık. 24 saati işle, tutkuyla geçen bir insandı. Bugünü görseydi çok sevinecekti. Cumhurbaşkanlarına layık bir uğurlama töreni oldu.Bu binada da çok güzel günleri oldu. Bütün ömrü Doğan Ailesi’nin çıkardığı gazete ve dergilerle geçti' dedi.
TöRENE KATILANLAR DUYGULARINI ANLATTI
Serdar Cebe: Ustamıza artık son görevimizi yerine getiriyoruz. Aslında bu son görevimiz de değil. Bundan sonra başlıyor bizim görevimiz. Ustamız şu an bizimle, hep de bizimle olacak.
Yıllar önce Birand, CNNTürk mikrofonu devrildiğinde, NTV mikrofonunu kapıp canlı yayına çıkmıştı. Şimdi yine öyle bir gün yaşıyoruz. Her zaman birlikteyiz.
Ferit Aslan (Diyarbakır DHA muhabiri): Her şeyin ötesinde çok iyi bir insandı. Televizyon gazeteciliğini ondan öğrendim.
Son yazısında Diyarbakır'daki törenleri yazmıştı. Yüz binlerin onu nasıl sevdiğini görseydi keşke. BDP Genel Başkanı, Birand'ın vefat ettiği haberini duyurduğunda, yüz binler müthiş bir üzüntü yaşadı. 20 dakika sonra ise bu haberin doğru olmadığını, Birand'ın hayatta olduğunu söyleyince müthiş bir alkış koptu. Gerçekten görülmeye değerdi. O bölge Birand'ı çok severdi. Sadece Güneydoğu değil, Kuzey Irak da öyle.
Nebil özgentürk: Mehmet Ali Abi'nin Türk siyasetinde son 40 yıl içinde ne kadar gerekli olduğunu ama ne kadar da haksız bir şekilde mağdur edildiğini hissedebiliyorum.
Hande Fırat: çok keyifli bir insandı. Uzak bir yönetici değildi, çok yakındı. Zaten öyle olmasa herkes bugün onun için "Mehmet Ali Abi" demezdi.
Gazeteci Can Dündar: Onun verdiği cesaretle bir çok alanda ilk olmayı başardı. Bir patika açtı ve onun arkasından asfalt döşendi. Henüz Türkiye farkında değil ama ileride bir tarihçe yazıldığında Birand imzasının ilk başta geldiğini göreceğiz.Yeni kuşak Türkiye tarihini ondan öğrendi. İyi ki onunla çalışmışız.
Uzun yıllar 32. Gün'ü birlikte hazırladık. Ankara'ya geldiğinde bizim evde kalırdı. Türkiye onu çok üzdü. Onun çok üzüldüğü bir dönemi hatırlıyorum. çok üzerine gittiler. Değmezmiş. Türkiye bir daha düşünür onun yaptıklarını ve 'değdi mi' diye sorgular umarım.
Musa Abi (çözen) ona hep "Baba" demiştir. Aslında gerçekten bizim için baba yarısı.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş: Meydamızın başı sağolsun. çok farklı özelliklere sahip bir insandı. Belki bundan sonra daha iyi anlaşıalcak. Dünya çapında bir gazeteciydi. Liderlerle yapmış olduğu röportalarda da bunu görmekteyiz. Yapmış olduğu "Demokrat" belgeselinden bahsetmek lazım. Türkiye'ye büyük aktkıları olmuştur. Milletimize ve ailesine başsağlığı diliyorum.
Musa çözen: Televizyonculuk konusunda ondan çok şey öğrendim. İnsanlık, adamlık öğrendim. Bugün de Baba'yı buradan uğurluyoruz.
TABUTUNA GALATASARAY ATKISI
Birand'ın naaşı cenaze namazının kılınacağı Teşvikiye Camii'ne götürülüyor. Birand'ın tabutunu taşıyanlar arasında AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin çelik, İBB Başkanı Kadir Topbaş ve Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül de vardı.
Birand'ın naaşı cenaze arabasına konduktan sonra da sevenleri tabutunun üzerine çiçekler bıraktı. Galatasaray Lisesi mezunu ve Galatasaray Kulüp üyesi Mehmet Ali Birand'ın tabutunun üzerine 'Hayatımız Galatasaray' yazılı sarı kırmızı bir de atkı serildi.
CENAZESİNE CUMHURBAŞKANI DA KATILACAK
Birand'ın naaşı daha sonra Teşvikiye Camii'ne götürülecek. öğle vakti kılınacak cenaze namazından sonra Birand Anadolu Hisarı'ndaki aile kabristanında toprağa verilecek.
Teşvikiye Camii'ndeki törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da katılacak.
RİCCİARDONE: BöYLE BİR DURUMDA TüRKçE KELİMELERİ BULMAK çOK ZOR
MEHMET Ali Birand’ın Teşvikiye Camii’nde kılınacak cenaze namazı öncesinde, ABD’nin Ankara Büyükelçisi Francis Ricciardone ve Fener Rum Patriği Bartholomeos Birand ile ilgili düşüncelerini paylaştı.
Francis Ricciardone, Mehmet Ali Birand’ın Teşvikiye Camii’nde ki cenaze töreni öncesi CNNTüRK’ün canlı yayınına katılarak düşüncelerini aktarırken, "Böyle bir durumda Türkçe kelimeleri bulmak çok zor ama bulmaya çalışacağım" diyerek şunları kaydetti:
"Fiilen bir dostu ama bunun yanında hepimize, Türkiye’ye, Amerika’ya büyük bir katkı bıraktı, hizmet verdi. Türkiye’yi dış dünyamızı güzel, akıllı bir şekilde anlatmıştı. Ama en önemlisi bize de, yabancılara Türkiye’nin çok karışık, çok yönlü gerçeğini de çok ikna edici bir şekilde anlattı. çok samimi, çok cesur, çok sıcak kanlı bir kahramandı. Barış için, diplomasi için, özgürlük için bir kahramandı. Onun için her zaman kendisini anımsayacağız."
"BU DüNYADAN çOK ERKEN AYRILDI"
Birand’ın cenazesine katılan, Fener Rum Patriği Bartholomeos, da "çok seviyorduk rahmetliyi. 9 Ocak akşamı onun davetlisi oldum. Evinde akşam yemeği yedik, diğer değerli dostlarla ve unutulmaz bir akşam geçirdik. Aramızdan kimse böyle kötü bir şeyi düşünemezdi, tasavvur edemezdi" dedi. "Ama yüce Allah’ın dediği olur her zaman. Biz itaat etmeliyiz. Yüce rabbimizin isteklerine ve emirlerine itaat etmeliyiz" diyen Bartholomeos, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rahmetli Mehmet Ali Birand bu dünyadan çok erken ayrıldı. Türk toplumuna, uluslararası topluma, dünya barışına daha çok çok hizmet verebilirdi, verebildiği bir anda aramızdan ayrıldı. Her zaman rahmetle anacağız. özleyeceğiz, arayacağız... Rahmetli çok aydın, çok cesur, çok demokrat birisiydi. Azınlıkların isteklerine ve problemlerine her zaman sıcak baktı, destek verdi. Bildiğiniz gibi son makalesi, Ruhban Okulu’nun tekrar açılması hakkındaydı. Ona her zaman minnettar kalacağız ve onun için her zaman dua edeceğiz. Ruhu şad olsun, hepimizin başı sağ olsun."
DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: BüYüK BİR IZDIRAP HİSSETTİM
DIŞİŞLERİ Bakanı Ahmet Davutoğlu, Mehmet Ali Birand’ın vefatı ile ilgili olarak, " Vefat haberini duyunca tabiri caiz ise büyük bir ızdırap hissettim, bir büyük dostu kaybetmiş olmak dolayısıyla" dedi.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, CNNTüRK canlı yayınına telefon ile bağlanarak, Mehmet Ali Birand’ın vefatı dolayısıyla düşüncelerini aktardı. Davutoğlu, Birand’ın eşi Cemre Birand’a, ailesine ve bütün basın camiasına taziyelerini iletti.
Birand’ın vefatının büyük bir kayıp olduğunu belirten Davutoğlu, "Birkaç gün önce birlikteydik bir dost sohbetinde. Vefat haberini duyunca tabiri caiz ise büyük bir ızdırap hissettim, bir büyük dostu kaybetmiş olmak dolayısıyla. İlk karşılaştığımız an ile son karşılaştığımız anı hatırlamaya çalıştım" dedi. İlk tanıştıkları anıda anlatan Davutoğlu şunları kaydetti:
"İlk olarak kendisi ile sanırım 188 yılında Avrupa Birliğine müracaat sonrasında, benim daha doktora çalışmamı yürüttüğüm yıllarda bir toplantıda karşılaşmıştık. Son olarak da yemekte birlikte olduk. O günden bu güne ne değişmiş diye düşündüğümde, Sayın Birand’ı, rahmetli Birand’ı 80’li yıllarda tanıdığımda ne kadar meslek aşkıyla, dinamik bir şekilde konuşuyor idiyse, son Sayın Paker’in evinde bir araya geldiğimizde de aynı heyecanla saatlerce konuştuğumuzu fark ettim. Bir insan eğer aradan geçen onca yıla rağmen heyecanından, meslek aşkından, ülke ile ilgili kaygılarından, savunduğu ilkelerinden bu kadar emin bir şekilde bir hayat sürmüş ise geriye de çok güzel bir miras bırakmış demektir. Bu miras hem ailesine güzel bir mirastır, hem basın camiasına güzel bir mirastır. örnek bir meslek erbabı ve örnek bir hoca olarak bir anlamada... Bundan sonra basın camiasının onun hayatını titizlikle okuması lazım, genç basın mensuplarının. örnek bir aydın olarak da Türkiye il ilgili kaygıları... Onunla anlaşabilirdiniz, farklı düşünebilirdiniz ama samimiyetinden şüphe edemezdiniz. Her zaman samimi bir şekilde kanaatlerini dile getirdi. Her zaman ülke ile ilgili kaygılarında, belli bir perspektifle, belli bir zeminden baktı. O bakımdan büyük bir kayıp. Hepimiz için büyük bir kayıp. önümüzdeki yıllarda bunu daha yakından hissedeceğiz ama daha ilk günden eksikliğini hissetmeye başladık. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun. Onu hep meslek aşkıyla çalışan örnek bir aydın ve bir dost olarak hatırlayacağız. Bir çok mülakatlarda da birlikte olduk. Onun programlarının da konuğu oldum. Hep heyecanlı, hep tabiri caiz ise aşkla sorularını sordu. Hiç bir zaman nezaketini edebini kaybetmeden örnek bir sentez idi. Entelektüel birikimi ile bir ahlaki standartı birleştirmeye çalıştı ve bunu hep başardı. Tekrar ailesine başsağlığı diliyorum ve basın camiasına taziyelerimi iletiyorum. Buradan da hep istediği şekilde dualarımızı, Fatihalarımızı ona iletiyoruz."
"GüçLü, AYAKTA, SORU SORAN, KARARLI, TAKİP EDİCİ BİR GAZETECİ"
Davutoğlu, Biran ile birkaç önce bir araya geldikleri akşam yemeği ile ilgili olarak da ,"Son akşam yemeğimiz eşelerimizle katıldığımız bir dost yemeğiydi. Ama bana yine sorular sordu. Eminin of the record konuşmasaydık çok şey yazacaktı" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Heybeli Ada ile ilgili sonradan yazdığı yazıda o gün yaptığımız konuşmanın izleri vardı, onu da sormuştu. Avrupa Birliği’ni de sormuştu, Ortadoğu ile ilgili sorular sormuştu. Hem de yanı başıma oturarak. Hiç dikkatinden bir şey esirgemeden, hasta olduğu hissini hiç yansıtmadan gece boyu sorular sordu. Hatta konuyu bazen sohbete kaydıran gazeteci dostlarımıza veya konudan uzaklaştıran dostlarımıza da bazen eleştirel bakışlarını da ben hissettim. O dost sohbetinde bile, ’acaba neleri öğrenebilirim’, ’neleri kamuoyuna yansıtabilirim’ kaygısını taşıdığını hissettim. Bundan 2-3 sene önce Bodrum’da Türki Cumhuriyetlerin dışişleri bakanları ile bir toplantıya gittiğimde, orada yine biraz rahatsızlığı vardı istirahattaydı sanırım. İstirahatı bırakıp nasıl yanımıza geldiğini ve haber takip ettiğini o zamanda görmüştüm. Son akşamı hiç ben unutmayacağım. Hep zihnimde o şekli ile kalacak. Güçlü, ayakta, soru soran, kararlı, takip edici bir gazeteci, bir basın mensubu, bir aydın olarak hep onu o şekli ile, son gecedeki hali ile hatırlayacağım. Hiç bir zaman bir zayıflık veya hastalık belirtisi olamayan haliyle... Ve zihnimizde yaşatacağız hatırasını."