Erzurum Güncel -
çİN’DEKİ temaslarını sürdüren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, başkent Pekin’de yaptığı basın toplantısında Suriye sorununu değerlendirdi. Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ”Suriye konusunda Türkiye sanki bir yerlere zorlanıyor gibi kaygı var. Böyle bir kaygı taşıyor musunuz en son sınır ihlali ile birlikte?” sorusu üzerine konuyla ilgili şunları söyledi:
HAK YERİNİ BULACAK: ”Bu konuda Türkiye yalnızlaşıyor değerlendirmeleri var. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?” sorusu üzerine... Türkiye yalnızlaşıyor denilmesi yanlış. Dünya sadece bu üç ülkeden ibaret değil. çin Halk Cumhuriyeti’nin bakışı ilk andaki gibi değil, çok değişti. Rusya Federasyonu da aynı şekilde bakmıyor. Başta çok daha farklı bu işe bakıyordu, ama şimdi aynı şekilde bakmıyor. Rusya başta farklı yaklaşırken sonradan ’O zaman birlikte çalışalım...’ Ama bu yaklaşım Sayın Putin’in de yaklaşımıdır Sayın Medvedev’in de yaklaşımıdır. ’Beraber çalışalım’ bunu söylüyorlar. Fakat BM Güvenlik Konseyi’nde artık eski desteği Suriye’nin bulacağı kanaatinde değilim. Benim inancım şudur ki: Hak yerini bulacaktır. çünkü burada çok büyük bir zulmün olduğu açık net ortada. Zulümle sonuna kadar abad olunmaz bir yerde hak yerini bulacak.
ANNAN’A SöYLEDİK: ”Diplomatik baskı sonuç vermezse, Esad yönetimi de kalırsa sıcak bir müdahale ihtimali görüyor musunuz?” sorusu üzerine... Niye şeytanın avukatlığına soyunuyorsun?. Bu konuyla ilgili BM’nin böyle bir kararı almasının neticeleri geçmişte görülmüştür. Dolayısıyla oradan bakarak değerlendirirsek daha isabetli olur. Sayın Annan’ın yaklaşım tarşına başından beri ‘İhşallah‘ dedik ama tutmadı. Sayın Annan’a bunu söylediğimiz halde, Annan çok umutluydu. Tutmadığı da ortaya çıktı. Bundan sonraki sürece yönelik yine pek bir şey olacağına ihtimal vermiyorum. Bir yerden çekse öbür yere tankını, topunu götüren bir zihniyet, bir anlayış bu.
KAN DURMALI: Sınırımızda özellikle tabii dün (önceki gün) ciddi bir hareketlenme söz konusu oldu. Bu hareketlenme neticesinde yaralı olarak getirilip ülkemizde ölen iki Suriyeli kardeşimiz söz konusu ve 15 kadar yaralı, bunlardan 6’sı ağır yaralı durumunda. Bu arada da bu ülkemiz tarafına yapılan atışlarda bir bayan vatandaşımızın yaralı olduğu durumunun ağır olmadığı ama yaralandığı... Bunlar sınır ihlali konusunu gündeme getiriyor ve bu konuyla ilgili Dışişleri Bakanı, daimi üyelerin dışişleri bakanlarıyla İngiltere, Fransa ile bugün görüşülecek Rusya, ABD ve BM ile görüşmeler yapıldı. Yönetim, rejim bugün Sayın Annan’a vermiş olduğu sözü tutacak mı tutmayacak mı bunlar çıkacak meydana. Direnişçiler de ’12’sinde onlar silahlarını sustursun’ diye yaklaşımlar var. Fakat bu konuda bizden destek istiyorlar. Rejim önce bir tavrını ortaya koysun, bunu bir görelim biz de tabii ki elimizden geleni yapalım. Bizim derdimiz, 9-10 kilometre sınırı olan ve Suriye halkı ile çok çok içli dışlı olan bir Türkiye’nin, burada ölümün durmasıdır, kanın durmasıdır, akan kanın durmasıdır derdimiz bu. Bizim bağcıyla işimiz yok ama bunu baştan beri tabii Suriye rejimine anlatamadık, anlamak istemediler. Böyle bir durum söz konusu. Temenni ederiz ki bu konuda süratle bir neticeye varırız.
‘Haziranda bekliyoruz’
Başbakan Erdoğan dün çin Devlet Başkanı Hu Jintao ile bir araya geldi. Erdoğan, ”Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül’ün sizlere haziran ayı içerisinde bir daveti olduğunu ifade etmek istiyorum. Sizleri ülkemizde görmek istiyoruz” dedi. Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Hanım da çin Halk Cumhuriyeti Kadın Federasyonu Başkanı Cen Zile ile görüştü..
Urumçi ziyareti iz bıraktı
4 günlük çin gezisinin ilk ayağı olan Urumçi ziyaretini değerlendiren Erdoğan, Büyük Pazar’daki tabloyu ’Manidar’ olarak niteledi. Ziyaretin gerçekten iz bırakacağını vurgulayan Başbakan, şöyle konuştu: “Urumçi’de diğer özellikle Uygur Türklerini kısmen görebilme şansımız oldu. özellikle pazar yerindeki durum tabii manidardı, anlamlıydı ve o küçük sembol de olsa gerçekten iz bırakacak, olumlu olumsuz yanlarıyla, bizim için pazar yeri ziyareti oldu. Temennim odur ki daha güzel günler, kendileri için de güçlü yarınlar oluşmuş olur.”
Başbakan Erdoğan, Pekin’deki resmi temaslarına değinerek, çin ile Türkiye arasındaki bütün siyasi, askeri, ekonomik ticari bu alanlarda görüşmeleri ele aldıklarını anlattı. Başbakan Erdoğan, şöyle dedi: “Bu görüşmede gerek sayın Başbakanın Türkiye’ye yaklaşımı ki aramızda ticaret hacmi 24 milyar dolar. Ancak açığa gelince aramızdaki açık çok fazla, onların lehine. Bizim buraya ihracatımız 4 milyar dolar gibi bir rakam. Bu o rakamın yanında çok düşük kalıyor. Bizim bunu süratle çözmemiş gerekiyor. Onlar da dengeleme noktasında ellerinden geleni yapacaklarını söylüyorlar. Atmamız gereken adımlar var. Savunma sanayiinde de kendileriyle birlikte atacağımız adımlar var.”
Nükleer müzakereler İstanbul’da olacak
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ”İran, 5 1 nükleer müzakerelerin İstanbul’da yapılması konusunda mutabık kalındığını açıkladı. Bu konuda daha önce bir söyleminiz olmuştu bunu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi: ”Bu zat çıkıp bunu konuştuğu anda Dışişleri Bakanımız, İran Dışişleri Bakanı ile konuştuğunda ’O kişisel düşüncesidir İran’ın düşüncesi değildir’ diye bir yaklaşımda bulundular. Bizim belki İstanbul’daki değerlendirmemiz üzerine bunu yapmış olabilirler veya o açıklamamız onları çok rahatsız etmiş olabilir. İstanbul’da böyle bir toplantının yapılması aslında kendilerine birçok şeyi kazandırabilirdi. Ama kalkıp da o zatın böyle bir açıklamayı yapmış olması veya başkalarının böyle açıklamalar yapmış olması sonunda bir yanlışın doğrultularak teslimi durumuna geldi. İstanbul’da kalkıp bu toplantıyı yaparsak bu İstanbul’a bir itibar kazandırmaz, sadece tarihe bir kayıt düşülür yani İstanbul anlaşması veya İstanbul sözleşmesi diye, budur olay. Ama herhalde bunun farkında değildi o zat böyle bir açıklama yaptı. Bu yola çıkarken onlardan böyle bir arzu, böyle bir talep geldiği için, daha açık söyleyeyim dini lider İstanbul’da bunun olmasını istediğini bize teyit etti. Karşı taraf zaten Ahmet Bey’e onlar da bunu teyit etmişlerdi. Bunu teyit ettikleri için de mesele bitmiştir diye biz olaya baktık. Ondan sonra böyle bir durum olunca bu bizim ilkeli olma anlayışımıza ters geliyor bunu da tabii söylemek durumundayız. Olayın aslı budur.”
Yerel seçimler zamanında
Başbakan Erdoğan, yerel seçimlerin tarihinin öne çekileceği iddialarına yanıt verdi. Erdoğan, şöyle dedi: ”Orada da biz ilkeliyiz. Fevkalade, olağanüstü bir hal olmadıktan sonra yani 5 yılı 4 yıla çekmek gibi, o olayda yaşadığımız, o aslında Cumhurbaşkanlığı seçimini halka götürmeye yönelik o zamanki bir sanal parti sebebiyleydi, ama orada biz oyuna geldik onu da açıkça söyleyeyim. Bundan dolayı 5 yılı 4 yıla çekmek gibi bir şey oldu. Onu da söyleyeyim ben şimdi çok pişmanım keşke 5 yıl 5 yıl olarak kalmış olsaydı. 4 yıl dediğiniz zaten süratle akıp gidiyor. Bunun da üç yılı hizmettir, bir yılı seçimdir. Bu da olmuyor.”