Erzurum Güncel- Süleyman Demirel’in bir sözüyle gireyim yazıya;-”Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir...” der Demirel...Türkiye gibi Ortadoğu’nun siyasete egemen olduğu coğrafyalarda, Demirel’in sözü kesin bir geçerlilik taşır...Böyle bakınca, muhalefetin özellikle Devlet Bahçeli’nin bir süredir yoğun temaslarla çıkarmaya çalıştığı “çatı“ adayı değişebilir...Ancak şu anda Bahçeli’nin kafasında “ağır basan adayı“ söylemek, gazeteciliği bıraktığım şu günlerde “35 yıllık bir gazetecinin meslek jübilelerinden biri sayılabilecek“ bir haberdir...***Dikkatinizi çekiyor mu?..Meclis’te sadece üçüncü parti olmasına, ana muhalefet partisi konumunda olmamasına rağmen, MHP lideri Devlet Bahçeli muhalefetin Cumhurbaşkanlığı “çatı“ adayı çıkarma konusunda kendi girişimiyle büyük inisiyatif alıyor...CHP’nin önüne geçiyor...CHP; kendi sosyal demokrat adayını belirlemeye çalışırken, Devlet Bahçeli arka arkaya üç cumhurbaşkanını ziyaret ediyor...Süleyman Demirel...Ahmet Necdet Sezer...Nihayet dün Abdullah Gül...***Bahçeli’nin görüşme trafiğinin bizatihi kendisi; “çantasından büyük bir balık çıkacakmış“ hissi veriyor...Öyle ya...Bahçeli; Son üç Cumhurbaşkanı’yla; yani tam 21 yıldır Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni temsil eden üç reis-i cumhurla arka arkaya istişare ediyor...Mesajı açıktır...Devletin tepesindekilerle görüşerek, devletin tepesine, geniş bir konsensus’un temsilcisini getirmeye çalışıyor...***Devlet Bahçeli’nin temaslarını anlayamayanlar, “Acaba Abdullah Gül’e mi adaylık teklif edecek gibi?..” aslı astarı olmayan analizler yapıyorlar...Oysa Bahçeli bir ilmik gibi örüyor “çatı adayı“nı belirleme işini...Üç Cumhurbaşkanı’yla görüştükten sonra, MHP lideri, MHP’li bir çatı adayı çıkarmayacak...MHP’li bir çatı adayı için, “Devletin tepesine seçilmiş üç cumhurbaşkanıyla görüşüp, onların havasını almayı düşünmez“ Bahçeli... Keza “çatı adayını“ kendi milliyetçi cenahından çıkarmayacak kadar politik öngörü sahibi birisi Devlet Bey...Bir konsensus arıyor...Öncelikle CHP, MHP ve devletin yerleşik düzeniyle uyum sağlayacak, halkta da karşılığı olabilecek AKP’li olmayan bir aday için...***Kim bu aday?..Soruyu böyle net sorduğunuzda karşınıza tek bir aday çıkıyor...Deniz Baykal...Devlet Bey; Deniz Baykal’ı “Çatı aday olarak çıkartırsa“, CHP itiraz edemez...Eski genel başkanını MHP’nin aday çıkarmasına...Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı adaylığına Mansur Yavaş’ın CHP tarafından çıkartılmasının, tersi ama aynı minvalde bir durumdur Baykal’ın adaylığı...Mansur Yavaş MHP’liydi...CHP aday gösterdi...Az kalsın Ankara’yı alıyordu Mansur Yavaş...Deniz Baykal CHP eski genel başkanıdır...MHP aday gösterirse, iki partinin seçmen tabanı konsolide olacaktır...***Baykal’ı CHP aday gösterirse, MHP oy vermez...Ama MHP aday gösterirse CHP tabanı oy verir...Baykal Kürt oyları dışında, AKP karşıtı geniş bir tabanı etrafında birleştirir...Devlet Bahçeli ve onun gibi düşünenler için daha da önemlisi; Deniz Baykal’ın bir Cumhurbaşkanlığı adaylığı kampanyasını meydan meydan, miting miting götürebilecek tek aday olmasıdır...Devlet Bahçeli ve Kemal Kılıçdaroğlu “çatı“ aday olamayacaklarına göre, ortada meydan meydan dolaşacak, karizması ve miting tecrübesi olan tek lider menşeili politikacı Deniz Baykal’dır...***Devlet Bahçeli’nin kafasındaki “ilk Cumhurbaşkanlığı çatı aday“ı Deniz Baykal’dır...Üç Cumhurbaşkanıyla yapılan istişarelerden sonra, devletle de uyum sağlayabileceğine inandığı Deniz Baykal’ı, Kemal Kılıçdaroğlu’na “çatı aday“ olarak önermesi ağırlık ihtimaldir...Yazının sonunda da Devlet Bahçeli’nin Çankaya seçimleri için ziyaret ettiği Demirel’in sözüne gelelim...-”Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir...” Deniz Baykal’ın durumu da, bazı denklemlerin oturmasına bağlı...Onlar oturmazsa Baykal son anda aday çıkmayabilir...Onları şimdilik çok fazla speküle etmeyeyim...TAYYİP ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞI...Muhalefet cephesi, özellikle Devlet Bahçeli “çatı aday olarak“ Deniz Baykal’ı düşünürken, AKP zirvelerinde acayip rüzgarlar esiyor...Önce kendi fikrimi söyleyeyim...Ben AKP için, partisine 3 genel, 3 yerel toplam 6; iki de referandum nihayetinde 8 seçim kazandıran Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı adaylığının doğru olduğuna inanıyorum...Tayyip Erdoğan da kendisi için Cumhurbaşkanlığı sırasının geldiğini düşünüyor...***Ancak siyaset bazen doğal mecrasında gitmeyen, gidemeyen, götürülemeyen bir şey...Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanlığı’na Başkanlık sistemiyle çıkamayacak...Abdullah Gül “dar bölge seçim sistemini“ onaylamayacağını iletti...Ayrıca tasarının Anayasa Mahkemesi’nden döneceği gün gibi aşikardı...Çok kişi Haşim Kılıç’ın; Tayyip Erdoğan karşısında yaptığı konuşmayı, bir hukuk manifestosundan ibaret saydı...Oysa o konuşmayla Haşim Kılıç; Başbakan’a “Dar bölge seçim sistemini ve Başkanlık sistemini Anayasa Mahkemesi olarak kabul etmeyeceklerini, halihazırdaki kuvvetler ayrılığı dengesini bozmayacaklarını“ söylüyordu muhatabına... Erdoğan; Anayasa Mahkemesi Başkanı’nın mesajını aldı...AKP’ye daha fazla milletvekili kazandırıp, Anayasa’ya Başkanlık sistemi getirmesine olanak sağlayacak dar bölge seçim sisteminden vazgeçti...***Bu durumda Tayyip Erdoğan, Çankaya’ya çıksa bile, Başkanlık sistemini uygulayamayacak...Kendi de partinin başında, meydan meydan dolaşarak 2015 milletvekili genel seçimleri için partisini hazırlayamayacak...Erdoğan’ın meydanlarda olamayacağı bir AKP; iktidara gelse bile, Anayasa’yı değiştirecek oy çoğunluğunu sağlayamaz...Bu durumda Erdoğan’ın Çankaya’da siyasi olarak yalnızlaştırılması riski gündeme gelecek...***Tüm bunlar AKP zirvesini düşündürüyor...Emine Erdoğan’ın AKP’li kadın milletvekillerine; “Ben de istemiyorum Çankaya’ya çıkmasını“ yollu sözlerini duyana kadar, ben de pek ihtimal vermiyordum... Ancak Emine Hanım’ın, AKP’li kadın milletvekillerine söylediği belirtilen bu sözleri yayınlayan Hürriyet’e bir yalanlama gelmedi...Emine Erdoğan, kocasının hilafına konuşacak bir hanım değil...Erdoğan ailesi, her kafadan bir sesin yükseldiği bir aile geleneğinden gelmiyor...Bu konuda öyle bir izlenimi veren Özal ailesinde bile, Semra Hanım’ın Mesut Yılmaz’ı desteklemesinin arkasında Turgut Özal’ın olduğu çok sonraları ortaya çıktı... Öyleyse Emine Erdoğan niye bu kaygısını durup dururken dile getiriyor?..-”Ben de Çankaya’ya çıkmasını istemiyorum...” diye hanım milletvekilleriyle dertleşiyor...Dedim ya bugünün sözü Demirel’in sözüdür...-”Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir...”Reha Muhtar- Gazetevatan