Erzurum Güncel- Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, milletin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve oldukça da güçlü bir liderliği var. Bu sistemi değiştirmeseydik, muhtemelen cumhurbaşkanımız, bir dahaki dönem yine cumhurbaşkanı seçilir"
- "Sistem, gevşek bir parlamenter sistem üzerine kurulduğu için sıkıldıklarında, milletin tercihini kabul etmediklerinde buna müdahale edecek yolları geçmişte buldular, bu parlamento üzerinde çeşitli manipülasyonlar yaparak. Şimdi güçlü bir sistem kuruyoruz"
- "Avrupa'nın bu meseleye bütün insanlık, medeniyet değerlerini yok sayarak müdahale etmesinin nedeni var. Onlar Türkiye'nin güçlü bir ülke olmasını istemiyor. Türkiye'de müdahale edebilecekleri gevşek yönetim modelleri arıyorlar"
Sağlık Bakanı Recep Akdağ, "Bu anayasa değişikliğini Türkiye'yi güçlendirmek için yapıyoruz. Başka bir amacımız yok. AK Parti uzun zamandır iktidarda. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, milletin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve oldukça da güçlü bir liderliği var." dedi.
Akdağ, anayasa değişikliği halk oylaması çalışmaları kapsamında geldiğiErzurum'da Atatürk Üniversitesi 15 Temmuz Milli İrade Salonu'nda "Anayasa Değişikliği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" konulu söyleşiye katıldı.
Anayasa değişikliğine ilişkin iki zıt fikrin birbiriyle mücadele ettiğini belirten Bakan Akdağ, "Bir taraf bunun ülke için çok önemli olduğunu, hatta beka meselesi olduğunu söylüyor. Bunun sadece AK Parti olarak sadece biz değil, sayın Başbakanımız değil, aynı zamanda MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de söylüyor. Öte taraftan bir başkaları da bu işin çok kötü olduğunu söylüyor. Bir taraf ülke için beka meselesi, bu kadar önemli, başkaları da çok yanlış olduğunu söylüyor. Bunlar birbirini tersi iki fikir." diye konuştu.
Akdağ, Türkiye'nin istikrar içinde kalkınmasını devam ettirmesi hatta kalkındırmasını hızlandırması gerektiğini vurgulayarak, istikrar olmadığı zaman, kalkınmanın da gerçekleşemeyeceğini ifade etti.
Güçlü bir hükümet sisteminin şart olduğunu anlatan Bakan Akdağ, şunları söyledi:
"Bu anayasa değişikliğini Türkiye'yi güçlendirmek için yapıyoruz. Başka bir amacımız yok. AK Parti uzun zamandır iktidarda. Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan, milletin oylarıyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı ve oldukça da güçlü bir liderliği var. Bu sistemi değiştirmeseydik, muhtemelen cumhurbaşkanımız, bir dahaki dönem yine cumhurbaşkanı seçilir. 'Türkiye'nin bu kadar işi varken neden bunu yapıyorsunuz?' diyenler de oluyor. Ülkenin bu kadar işi olduğu için bunu yapıyoruz."
Akdağ, hükümet etme sistemini kuvvetlendirmeyi amaçladıklarını anlatarak, mevcut parlamenter sistemin 1960'tan itibaren Türkiye'deki darbeleri önleyemediğini bildirdi.
- "Karşı duruş olmasaydı, 15 Temmuz'da biz bitmiştik"
15 Temmuz'da Türk gençlerinin kimsenin yapamadığını yaptığını vurgulayan Akdağ, şunları söyledi:
"Bu karşı duruş olmasaydı 15 Temmuz'da biz bitmiştik, yoktuk. İşte parlamenter sistemdeyiz, güçlü bir hükümet var. Biz bile bu kadar güçlüyken bunu önleyemedik. Çünkü farklı güç odakları vardı. Jandarma şimdi İçişleri Bakanlığına bağlı, o zaman jandarma silahlı kuvvetlere bağlıydı. Silahlı kuvvetlere hiçbir zaman istihbarat giremiyordu. Sistem, gevşek bir parlamenter sistem üzerine kurulduğu için sıkıldıklarında, milletin tercihini kabul etmediklerinde buna müdahale edecek yolları geçmişte buldular, bu parlamento üzerinde çeşitli manipülasyonlar yaparak. Şimdi güçlü bir sistem kuruyoruz."
Akdağ, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yasama, yürütme ve yargı güçlerinde milletin kesin egemenliğinin sağlanacağına işaret ederek, milletin Meclis'i ve cumhurbaşkanını seçerek gücü tamamen aldığını kaydetti.
Avrupa'da seçilme yaşının 18-21 olduğunu hatırlatan Akdağ, Türkiye'nin genç bir nüfusu bulunduğunu, seçilme yaşının 18'e indirilmesiyle gençlerin temsil yetkisinin artırılacağını belirtti.
Yeni sistemde milletvekili sayısının 600'e çıkarılacağını aktaran Bakan Akdağ, "Türkiye'de 143 bin kişiye bir milletvekili düşüyor. Avrupa ortalaması 50 küsür bin. Milletvekili sayısını biraz arttırıyoruz ki temsilde adalet sağlansın." diye konuştu.
Almanya, Hollanda, İsviçre gibi ülkelerin yeni sisteme karşı çıktığını kaydeden Akdağ, şöyle devam etti:
"Karşı çıkıyorlar, çünkü sistem, manipüle edebilecekleri bir sistem olmaktan tamamen çıkıyor. 'Tayyip Erdoğan için bir şey demiyoruz ama ya sonra bir deli başımıza gelirse' diyorlar. Biz deli miyiz ki bir deliyi başımıza seçelim. Bu millete deli demekle eş anlama geliyor. Niye bu millet 15 senedir Recep Tayyip Erdoğan'ı destekliyor bunu fark edemiyorlar. Recep Tayyip Erdoğan'ın gücü nereden geliyor, bunu da fark edemiyorlar. Recep Tayyip Erdoğan yüzünü hep millete döndüğü için gücü var, bir tarafa dönse bütün gücünü kaybeder. Avrupa'nın bu meseleye bütün insanlık, medeniyet değerlerini yok sayarak müdahale etmesinin nedeni var. Onlar Türkiye'nin güçlü bir ülke olmasını istemiyor. Türkiye'de müdahale edebilecekleri gevşek yönetim modelleri arıyorlar. Biz şimdi elimizde bir imkan varken, MHP ile uzlaşma sağlamışken, biz bunu milletin elinden alınamayacak yeni bir sisteme dönüştürüyoruz."
Bakan Akdağ, daha sonra salondakilerin sorularını yanıtladı.
Salondakilerden birinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın terör örgütü FETÖ'yü kanser hücresine benzettiğine vurgu yaparak, "Siz de bir tıp doktoru olarak kanserin vücuda nasıl yayıldığını biliyorsunuzdur. Hala ülkede gizli, hiçbir şekilde ortaya çıkmamış çok ciddi FETÖ yanlısı olanların olduğunu düşünüyorum. Bununla ilgili anayasa değişikliği dışında bir kemoterapi modeliniz var mı?" sorusuna Akdağ, şöyle yanıt verdi:
"Ben yıllarca kanserli çocukları tedavi ettim. Onun için sorunuz bana çok aşina geliyor. Kanser çok korkulan bir hastalıktır ama zamanında ve yerinde müdahale edilirse de tedavi edilebiliyor. Ama bir süreç, biliyorsunuz kanseri tedavi edersiniz, işte bunun yerine göre kemoterapi, yerine göre cerrahisi, yerine göre radyoterapisi var. Sürekli takip etmek gerekir. Bir müddet sonra nüksedebilir. Buna yönelik bir daha tedavi uygularsınız. Doğru söylüyorsunuz. Bu örgüt tarihin yazdığı en tehlikeli ve en sinsi örgütlerden bir tanesi. Yalan söylemek, takiye yapmak, olmadığı gibi görünmek, hem de bunu yıllarca, on yıllarca yapmak bu örgütün üyelerinin en karakteristik özelliği. Yani Genelkurmay Başkanı'nın özel kaleminden bir FETÖ'cü çıkarsa, Cumhurbaşkanı'nın yaveri FETÖ'cü çıkarsa, felaketi düşünün. Onlar dikkatle istihbaratı alının insanlar, istihbaratına bakılmadan bunlar, buralara getirilmez. Elimizden geldiği kadar masumları bu işe katmamaya çalışıyoruz. Bunun zor bir süreç olduğunu kabul etmek lazım."
Bakan Akdağ, değerlendirmelerine şöyle devam etti:
"Gerçekten en gelişmiş kanser tedavisinin ilaçları normal hücrelere en az dokunanlardır ama sonuçta büyük bir travma ve büyük bir problemi çalışırken çok nadiren de olsa aslında masumlardan da meselenin içine girenler olabilir. Bunun için meselenin hukuk yönünü açık tutmak gerekiyor."