Erzurum Güncel- MİT Müdürü Hakan Fidan ve önceki MİT Müsteşarı Emre Taner ile yardımcısı Afet Güneş eğer bugün savcının karşısına çıkarsa inanılmaz iddialara maruz kalacak. Savcının üçlüye soracağı bazı sorular ise şunlar olacak:- "KCK, MİT gözetiminde mi kuruldu? MİT, KCK'nın yöneltilmesinde ne gibi bir oynadı?"- "MİT'in doğrudan temaslarında ve örgüt içindeki ajanları aracılığıyla elde ettiği saldırı ve eylem talimatlarının engellenmesine yönelik harekete geçmediği doğru mu?"- "MİT Öcalan ile örgüt arasında kuryelik yaptı mı? Öcalan'ın mektuplarını örgüte ulaştırdı mı?" - "Diyarbakır'daki baskında ele geçirilen Abdullah Öcalan'ın el yazısıyla yazılmış 6 Temmuz 2011 tarihli mektubu, KCK Önderlik Komitesi'ne ulaştırdınız mı?" - "Öcalan'ın el yazısı ile yazılan mektupta '10 Temmuz 201'de heyet sizinle görüşecek' sözleri yer alıyor. Bu görüşme gerçekleşti mi?" - "14 Temmuz 2011'de DTK (Demokratik Toplum Kongresi) tarafından sözde demokratik özerklik ilan edilmiştir. Demokratik özerkliğin ilan edilmesinde katkınız nedir?" - "Gizli Tanık Bahar, ifadesinde de 'Habur olayını organize edenlerle Öcalan'la görüşenler aynı kişilerdir ve Habur Hükümete karşı bir operasyon gibi planlanmıştır' demiştir. Habur'u MİT mi organize etti?"Polis ve savcıya göre MİT yeni bir yapılanma peşinde. KCK'nın kuruluşu ve yapılandırılması bizzat MİT'in organizasyonu. MİT Öcalan ile Kandil arasında kurye görevi yapıyor. BDP'nin ilan ettiği 'Demokratik özerkliğin' mimarı MİT. Hele bir de gizli tanık Bahar var ki onun iddiaları inanılır gibi değil. Habur hükümete karşı düzenlenmiş bir operasyondur. BDP'nin Diyarbakır il örgütüne yapılan baskında ele geçirildiği iddia edilen Apo'ya ait ses kasetleri ve dokümanlarda Oslo görüşmeleri sonucu mutabakata varılan 9 maddelik anlaşma bile var. Benim anlayamadığım ise kanlı terör örgütünün bitirilmesi için canını dişine takan bu iki devlet örgütü neden savaş içinde. Bir tarafta ölümü bile göze alarak PKK'ya istihbarat elemanı sokmaya çalışan MİT ile diğer tarafta onlarca şehit vermiş polis teşkilatı. Her ikisinin de ortak noktası bitmesi gereken kanlı bir terör. Kim, neden bu güç kavgasında üstün olmaya, karşı tarafı vatan haini yapmaya çalışıyor. MİT bu devletin düşmanı mı? Polisin hem gazeteciler hem de avukatlara karşı yürüttüğü KCK operasyonlarında gözaltına aldığı pek çok kişinin "Ben MİT için çalışıyordum" diyerek savcıya neden gözaltına alındığını sorduğu bilgisi ilginçtir. MİT teşkilatının üst düzey eski ve yeni müdürleri ifade verince her şey bitecek mi? Yoksa bu kan davasına dönüşüp teşkilatlar arasındaki savaş daha da kızışacak mı? Asıl bundan sonra ne olacak? İstihbarat için artık yetkiler tek elde mi toplanacak? O tek yetkili kim olacak? Ankara'da bir kaç hafta içinde bu konuda kesin kararların alınacağı bilgileri dolaşmaya başladı bile. Süreci bekleyip, birlikte izleyip göreceğiz.