Bu yazı çok konuşulur!

Gelin şu dershanelerin kapatılması konusunu hükümet ve cemaat açısından ele alalım. İşte Cüneyt Özdemir'in Radikal'deki o yazısı,,,

Erzurum Güncel- Hükümetin çaktırmadan cemaatle mücadelesiTürkiye’de tuhaf bir sessiz sinema oyunu oynamaya o kadar alıştık ki hiçbirimiz sesini çıkartıp oynanan oyunun aslında ne anlama geldiğini söylemeye cesaret edemiyor. Elbette bunda oluşturulan siyasal atmosferin ve sessiz sinema filmi oyununu bozanların akıbetlerinin de önemi büyük.Yine de ben bunlara hepimizin bildiği sıradan büyük yalanlar diyorum. Bir olay oluyor ardında yatanı hepimiz biliyoruz ama hiç kimsenin söylemeye, dillendirmeye cesareti yok!Mesela gelin şu dershanelerin kapatılması konusunu ele alalım. Hepimiz sanırım şu anda Türkiye’deki üniversitelere giriş sisteminin berbat olduğu hakkında hemfikiriz. İki saatlik bir sınavla insanların geleceklerinin belirlenmesi ve nerede ise bütün lise eğitminin bu sınav sisteminde başarıya odaklanarak kurulmuş olmasının akıl alır bir yanı yok. Bu sistemin bir ürünü olarak doğan dershaneler ne yazık ki eğitim sistemimizin vazgeçilmez bir aparatına dönüştü. Kim olursanız olun yolu Türk eğitim sistemine düşün her çocuğun yolu bir şekilde bu dershanelerden geçiyor.Bu yüzden bu dershanelerin kapatılması, eğitim sisteminin bir düzene sokulması adına önemli. Gelin görün ki yıllardır bu konuda atılmış kapsamlı bir proje, yapıcı herhangi bir adım hak getire.Rastlantı bu ya yıllardır bekleyen bu dershaneler meselesini hükümet bir anda hızla çözmeye karar verdi. Önce dershaneleri kapatmayı, ardından da meseleye bir çözüm bulmayı kararlaştırdı.Bizim sessiz sinema oyunumuza dönersek, pek çok kişinin bu karar sonrasında aklına ilk gelen, hükümetin dershane sorununu çözdüğü değil cemaat ile çaktırmadan mücadeleye giriştiği oldu. Bak sen şu nifak canavarlarına!Cemaatin yıllar içinde dershane sistemini çözmüş olması, çözmekle kalmayıp üniversite sınavlarında müthiş başarı yakalaması sır değil. Şimdi hükümet böyle alelacele bir adım atınca doğal olarak cemaate yakın isimler de “Ne iş, n’oluyor” sorusunu soruyor. Sadece iki kişi arasında yüz yüze konuşulan tepkilerden bahsetmiyorum. Sosyal medyada başlatılan #dershanemolmasaydı gibi kampanyaya dönüşen tepkilerden bahsediyorum.Nasıl hükümet çaktırmadan cemaatin en başarılı olduğu alanları bir günde kapatarak ders veriyorsa cemaat de hükümete hiç bulaşmadan tepkisini ortaya koyuyor.Bu kampanyayı sessiz sinema dili ile okuduğunuzda dershanelerin cemaat için önemini bir kez daha gayet iyi anlayabiliyorsunuz.Niyet bu mu emin değilim ancak dışarıya yansıyan hükümetin cemaat ile çaktırmadan mücadeleye giriştiği, cemaatin de hükümeti karşısına almadan bu mücadeleye karşı dik durmaya çalıştığı.Buna bir de cemaate yakın gazetelerde sayıları her geçen gün artan Ak Parti veya Başbakan’ı eleştiren köşe yazılarını, Başbakan’ın aniden değiştirilen yakın korumalarını, Kürt meselesinde müzakereciler ile güvenlikçiler arasında kafa göz yaran kavgayı ve daha pek çok emareyi ekleyebiliriz. Anlayacağınız bu sessiz film sinemasında vizyona giren film çok ama söyleyen yok.AK Parti’nin oyu %50 efsane mi? Tüm bu sessiz film seanslarına bir de cemaate yakın isimlerle birebir konuşmalarımızı ekleyince karşımıza çok ilginç bir tablo çıkıyor. AK Parti’nin son referandum ile sahiplendiği ve Başbakan Erdoğan’ın hemen her konuşmasında altını çizdiği hani şu %50 oy meselesi... Bildiğiniz gibi son referandumda cemaat canla başla evet oyu için çalıştı. Hatta dünyanın her yerinden insanlar gelip bu amaç için oy kullandılar. Cemaatin oyunun ne olduğu tam olarak bilinmiyor.Ancak cemaate yakın kaynaklarla konuştuğunuzda %17’lik bir miktarın dile getirildiğini duyuyoruz. Abartı mı? Bilinmez. Her neyse işte son referandumda referans alınan o meşhur yüzde ellinin içinden %17’sini önümüzdeki seçimlerde uygun bir aday bulduğunuzda çok rahat çıkartabilirsiniz. Benim aldığım izlenim kimse dile getirmese hatta inkâr etse de karşılıklı gemilerde iplerin her geçen gün biraz daha atıldığı. Bu durumdan AK Parti’nin de cemaatin de memnun olduğunu söyleyemeyiz. Bu yüzden her iki taraf da şiddetle reddediyor. Genel hava henüz bunları konuşmanın zamanı gelmediği yönünde. Eğer doğru ise o yüzde on yedinin anketlerde kimin hanesine ekleneceği emin olun sadece Başbakan Erdoğan’ın dengesini bozmakla kalmaz pek çok taşı yüksek yüksek tepelerden aşağı doğru yuvarlayabilir.Neyse memlekette çok konuşmak da iyi değil.Konuşanların başına gelenler malum...Bunları dillendirmemek, konuşmamak, çaktırmamak makbul olanı.Anlayacağınız, durmak yok sessiz film oyununa devam.

Güncel Medya Haberleri

Canan Karatay'dan canlı yayında rekor itirafı!
Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti 45. yaşında
CHP'li Meclis üyesi gazeteciyi öldüresiye dövdü! Başında bira şişesi kırdı
Sağlık Bakanı Memişoğlu'ndan yenidoğan çetesi açıklaması