Ceren Damar davasında karar verildi

Araştırma Görevlisi Ceren Damar Şenel’in kopya çekerken yakaladığı öğrencisi tarafından öldürülmesine ilişkin görülen davada, sanık Hasan İsmail Hikmet, ağırlaştırılmış müebbet ve 3 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Erzurum Güncel- Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesince görülen davanın karar duruşmasına tutuklu sanık Hasan İsmail Hikmet, Şenel'in aile yakınları, taraf avukatları ve çok sayıda vatandaş katıldı. Davanın bir önceki celsesinde sanık Hikmet'in avukatı Vahit Bıçak, reddi hakim talebinde bulunmuştu. Mahkeme başkanı, Ankara 34. Ağır Ceza Mahkemesinin, Bıçak'ın reddi hakim talebinin reddine karar verdiğini bildirdi. Söz verilen cumhuriyet savcısı, 29 Kasım 2019'daki esas hakkındaki mütalaasını tekrar ettiğini belirterek, sanığın hükümle birlikte tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.

Sanık Hikmet'in avukatı Bıçak, esas hakkındaki mütalaaya karşı yaptığı savunmada, “Ceren Damar Şenel'e adalet için buradayız, Hasan İsmail Hikmet'e adalet için buradayız. Sanık, bir kişiyi öldürmüştür. Bir kişiyi öldüren kişi, başka kişileri de öldürebilir. Sanık burada bir katliam yapmamıştır, seri cinayet de işlememiştir” ifadelerini kullandı.

Salonda “seri cinayet” tartışması

Şenel'in aile yakınlarının avukatları, Bıçak'ın bu ifadeleri üzerine araya girerek, “Bunun davamızla ne alakası var? İsterseniz cinayetin tarihinden başlayalım” dedi. Bıçak ise “Davanın başından bu yana müvekkilim vahşi, cani bir cinayet işlemiş, katliam yapmış gibi gösteriliyor” karşılığını verdi. Salonda bulunan izleyiciler ise “Sanık 17 bıçak darbesiyle öldürdü. Nasıl hunharca cinayet işlememiş” diyerek tepki gösterdi.

Bıçak, sanık Hikmet ile Şenel'in ilişki yaşadığı iddiasında bulunarak, şunları kaydetti:

“Sanık ile maktule arasında gergin başlayan ilişki bir müddet sonra yumuşamıştır. Bir gün sanık trafikte aracıyla üniversiteye giderken maktulenin yolda biriyle tartıştığını görmüş, arabadan inmiş ve araya girerek maktuleyi korumuştur. Maktule, sanığa teşekkürlerini bildirmiş, üniversitedeki odasına davet etmiş ve sanık kabul etmiş. Samimiyet her geçen gün artmıştır. Sanık ile maktule arasında yakın bir ilişki gelişmiştir. Birlikte Fransızca dersi çalıştıkları bir gün maktule sanıktan hoşlandığını, sanığa özel hisler duyduğunu, sanığın kız arkadaşından ayrılması durumunda onunla ilişki yaşayabileceğini söylemiştir. Sanık bunu reddetmiştir. Maktule bu taleplerini devam ettirmiştir. Bu olaydan sonra da sık sık buluşmaya başlamışlardır.”

İlişki iddiası salonu ikinci kez karıştırdı

Bıçak'ın bu ifadelerine salonda bulunanlar tepki gösterdi. Araya giren mahkeme başkanı da Bıçak'a “Davanın sınırları içinde savunma yap” uyarısında bulundu. Başkan, müşteki avukatları ve salonda bulunanları da tepki göstermemeleri noktasında uyardı.

Savunmasına devam eden Bıçak, “Maktule, danışmanlığını yürüttüğü öğrencisiyle ilişkiye girerek görevini istismar etmiştir. Maktule, ‘kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak cinsel saldırıda bulunma' suçunu işlemiştir. Maktule, hayatta olsaydı bu suçtan yargılanabilirdi. Böylesine ağır bir suçun mağduru olmuş bir sanığın karşınızda olduğunu söylemek isterim. İlk cinsel saldırıdan sonra maktule baskılarını arttırmıştır. Sanığı okulda sıkıntıya sokacağını söyleyerek sanığı baskıya almıştır. Sanık, maktulenin tehditlerine boyun eğmek zorunda kalmıştır” iddialarında bulundu.

Bıçak'ın ardından savunması sorulan sanık Hikmet, “Yargılamanın her aşamasında pişmanlığımı belirtmek isterim. Adil bir yargılama olduğunu düşünmüyorum. Sanki engizisyon mahkemesindeymişiz gibi hakaretler oldu. Böyle bir olayın yaşanmasını istemezdim ama oldu. Geçmişi geri getiremem. Ben hak ettiğim cezayı almak istiyorum. Ne fazla ne az. Ben kaçmadım kendim teslim oldum. Bir can gitti benim de 24 yıllık birikimim gitti. Hakkaniyete uygun bir karar verilmesini istiyorum” dedi.

Mahkeme başkanı, hükmün açıklanacağını belirterek sanıktan son sözünü sordu. Hikmet, “Son sözüm adalet tecelli edecektir” ifadesini kullandı.

Mahkeme kararını verdi

Daha sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Hikmet'e "kamu görevlisini yaptığı görevi nedeniyle öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesine hükmetti. Cezada indirim uygulamayan mahkeme, sanığı, “ruhsatsız silah bulundurma” ve “silahla tehdit” suçlarından ayrıca 3 yıl hapis cezasına çarptırdı.

Asayiş Haberleri