Artık dünya alem biliyor ki 30 Mart, bir yerel seçimin adı değil. 17 Aralık’tan buyana Türkiye öyle dehşet verici gelişmelere sahne oldu ki, iktidar da muhalefet de 30 Mart’a olduğundan bin kat daha fazla önem yüklediler.Sokak da öyle...Misal; Başbakan Erdoğan, "30 Mart’ta AK Parti birinci çıkmazsa genel başkanlığı hemen bırakırım" dedi.CHP ise, 30 Mart’ta en fazla belediye başkanlarının değişeceğini bildiği halde, o günü "yeni Türkiye’nin miladı" olarak görüyor!Değişimin adresi olarak da, seçim koalisyonu kurduğu paralel yapıyı gösteriyor.Kemal Kılıçdaroğlu ve kurmayları, hem kendi siyasi geleceklerini, hem de CHP’nin yarınlarını paralel yapıya bağladı.AK Parti’ye karşı paralel yapı kazanırsa CHP kazanmış olacak; aynı şekilde CHP kazanırsa paralel yapı kazanmış olacak.Toplum mühendislerinin 30 Mart yerel seçimlerini oturttukları zemin bu işte...Hangi ilde kim belediye başkanı oldu?Bu sorudan daha önemlisi, toplamda hangi parti yüzde kaç aldı olacak...17 Aralık’tan buyana (öncesi de var ama) paralel yapıya açıktan savaş başlatan Başbakan Erdoğan, tam da bu gelişmeyi amaçladı.Seçmenin kahır ekseriyetinin AK Parti’nin arkasında duracağına dair öyle güçlü bir inanca sahip ki, elde edeceği sonuçtan emin olduğu için bir taşla iki kuş vurmanın peşinde:Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı ve genel seçimine güven tazelemiş olarak girecek ve CHP-paralel yapı koalisyonunu oyun dışına atacak. Seçim sürecinde meydanlara bakan Erdoğan, 30 Mart’ta partisinin ipi göğüsleyeceğini gördü.Paralel yapının ve muhalefetin en ağır ithamları bile AK Parti’yi sarsmaması, Erdoğan’ın elini gittikçe güçlendirdi ve sonunda 30 Mart’ı güven oylamasına dönüştürdü.Şayet AK Parti 30 Mart’ta yüzde 40 ve üzeri bir oy alırsa -ki, anketler daha fazlasını gösteriyor- bir yanda paralel yapıya dönük temizlik hareketine girişecek öbür yanda da CHP tabanını, Kılıçdaroğlu yönetiminden hesap sormaya çağıracak.CHP’nin bütün umudu, paralel yapının bu hafta içinde hükümet aleyhine patlatması beklenen bombalardır!Eğer şu bir kaç gün içinde, paralel yapı Erdoğan’a ölümcül bir darbe indiremez ise, kendi sonunu hızlandırmakla beraber CHP’nin de büsbütün madara olmasına sebep olacak.Peki bu mümkün mü?Bilemiyoruz.Lakin Tayyip Erdoğan’ın kendine olan güvenine ve mitinglerdeki coşkuya bakılacak olunursa paralel yapı ne yaparsa yapsın sokakta kabul görmeyecek. Tıpkı 17 Aralık’tan beri yaptıklarının AK Parti seçmeninde arzu edilen kopuşa neden olmadığı gibi...30 Mart hakikaten bir yerel seçim değil artık...Bunu seçmen de gördü.CHP’li seçmen de ölümüne artık CHP’li, AK Partili seçmen de ölümüne artık AK Partili...Paralelciler de aynı...Bu gerçek diğer partiler için aynı keskinlikte değil.Bu sebeple 30 Mart’tan sonra Türkiye’de siyaset yeniden kurgulanacak.Ya AK Parti ya da CHP-paralel yapı koalisyonu kırmızı kart görerek oyun dışına itilecek.CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran, CHP’nin sandıktan birinci parti çıkamayacağına öylesine inanmış ve iman etmiş ki, bu yüzden tüm geleceklerini paralel yapının 25 Mart’ta yapacağı hamleye bağlamış.Eğer o hamle Tayyip Erdoğan’ı yıkmaya yetmezse, kendilerine yol göründüğünü biliyor. Peki o beklenen hamle Erdoğan’ı yıkar mı?Şöyle söyleyelim:Şayet 25 Mart’ta (artık ne olacaksa) Erdoğan yıkılırsa sadece O yıkılmış olmayacak, üzerimize çökecek enkaz bu devletin ta kendisi olacaktır.CHP zannediyor ki, paralel yapı yarın kendisi için hayır rüyası görecek.Bilmiyor ki paralel yapı kazanması halinde, ortada CHP de kalmayacak.Kemal Kılıçdaroğlu’nun göremediği bu acı gerçeği neyse ki bu millet çoktan görmüş durumda...Bu sebepledir ki, halk sandığın önüne gelmesi için sabırsızlanıyor.Bu ülkenin piyangodan çıkmadığını göstermek istiyor.