Erzurum Güncel- İşte o yazı...CHP, uzun yıllardır varlık gösteremediği Erzurum’da bu defa istiyor ki, adını “seçilenler” arasına yazdırsın ve “bu arenada ben de varım” desin. Bu sebepledir ki, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, üç-dört ay içerisinde Erzurum’a iki kez geldi. Yurt dışında bulunmamız nedeniyle, Kılıçdaroğlu’nun son ziyaretinin nasıl geçtiğine dair bire bir gözlem imkânım olmadı. Ancak medya üzerinden yürüyen ve giderek de alevlenen sözlü atışmalardan anlıyoruz ki, CHP Erzurum’u ziyadesiyle önemsiyor.Aslında böyle de olmalı… Yanlış olan, önceki yaklaşımdı. Yani, “Nasılsa Erzurum bize oy vermiyor” diyerek, şehri bütünüyle hesaptan çıkarmış olmaktı…CHP’nin Erzurum’a yakın ve sıcak ilgi göstermesi, elbette kimseyi rahatsız etmemeli. Fakat CHP’nin de, bu diyalogu geliştirirken, kullandığı dile, siyasi üsluba ve yol arkadaşlığı yapacağı partnerlerine dikkat etmeli, daha seçici olmalıdır.Misal; son üç yıl içinde 2011 Kış Oyunları için, Erzurum’a yaklaşık 700 milyon liralık yatırım yapan, ayrıca onlarca şehrin talipli olmasına rağmen ikinci devlet üniversitesini Erzurum’a kuran ve “bu yatırımlar yetmez” dercesine, lojistik köy üssünün de Erzurum’da olması için güçlü bir irade sergileyen AK Parti Hükümeti’ni, dolayısıyla da o hükümetin başı olan Başbakan Erdoğan’ı, eleştirirken çok düşünüp az konuşmalıdır…Hoş kimse Kemal Bey’den, kalkıp da Tayyip Bey’i öve öve göklere çıkarmasını da beklemiyor; ama Erzurum özelinden hareketle, yapılan şu kadar hizmeti de görmezden gelmek ve tamamen meteorolojik bir olaydan hareketle, Başbakan için “bereketsiz” yakıştırması yapmak, AK Partililerden önce şehrin maşeri vicdanını sızlatmıştır.Çünkü Erzurum halkı vefalıdır ve “Sezar’ın hakkı Sezar’a” diyecek kadar da cesurdur. Geçmiş yıllarda bu şehir CHP’ye uzun zaman destek vermiş bir şehirdir. Milletvekili de çıktı, senatör de… Hatta adını Erzurum tarihine yazdıran CHP’li Orhan Şerifsoy’u da belediye başkanı seçen bu şehirden başkası değildi.Önümüzdeki genel seçimde de CHP yine milletvekili çıkarabilir…Mümkün; ancak bu üslupla değil.Hükümeti birçok alandaki icraatından ötürü eleştirebiliriz. Belki Erdoğan’ın siyaset yapma biçimini fazla sert ve kırıcı da bulabiliriz.Lakin AK Parti Hükümeti’nin ülke genelinde olduğu gibi, Erzurum’a da son yedi sekiz yıl içinde yaptığı hizmetleri kimse görmezden gelmemelidir.Bu gerçeğin altını çizerken, illa da partili olmanıza gerek yok. Sadece vicdan sahibi olmanız yeter.Erdoğan önceki gün, Kılıçdaroğlu’nun, geçen hafta Erzurum’da kendisi için sarf ettiği “bereketsiz” yakıştırmasına cevap verdi. Ve beklendiği gibi bu cevap son derece sertti…“Yüreğin yetiyorsa Erzurum’a açılışa gel ve bereketli olup olmadığımızı gör” biçimindeki söz, cümlenin devamına göre nazikçe bile sayılabilirdi.“Namertsin” dedi.Sonra, “sende zerre kadar ülke severlik varsa” diye devam etti.Başbakan, bam teline basıldığında, siyasi nezaket kuralının dışına çıkabiliyor.Eğri oturup, doğru konuşmak lazım:Erdoğan, Erzurum üzerinden ana muhalefet liderine verdiği cevapta haksız değildi.Öyle ya, bu Kış Oyunları’nın Erzurum’a alınmasından tutunuzda, şu ana kadar geçen süreçte hükümetin gösterdiği fedakârlığa kadar, öyle büyük projeler hayata geçirildi ki, bu olup bitenleri inkâr etmek veya hafife almak, hakikaten insanı çileden çıkarır. Erdoğan’ın yerinde bir başkası olsaydı belki de, üslup çok daha farklı olabilirdi.CHP lideri, Erzurum üzerinden hükümete yüklenecekse, mutlaka format değiştirmeli. Bu kafayla hareket eden bir CHP ne yazık ki, önümüzdeki genel seçimde istediğini elde edemez. Oysa aynı CHP, yıllar yılı dikkate bile almadığı Erzurum’da şimdi var olmak istiyor ve bunun baş mimarı da kuşkusuz ki, Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Kılıçdaroğlu, CHP’de fark yarattı ve CHP’yi Anadolu’yla yeniden buluşturmaya başladı. Üç-dört ay içinde Erzurum’a iki defa gelmesi de bu atağın bir ürünüdür. Başbakan, “Yüreğin tutuyorsa açılışa gel” dedi. Keşke daha nazikçe bir davette bulunsaydı ama bendeniz Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsam, Tayyip Bey’in bu sert çağrısını “davet” olarak kabul eder ve 27 Ocak’ta açılıştaki yerimi alırım.Kimseye akıl satacak değiliz; ama siyaseten doğru hamle bu olurdu diye düşünüyorum.Daha önce de birkaç kez işaret etmeye çalışmıştık, Erzurum halkının hem AK Parti’ye ama daha çok da Recep Tayyip Erdoğan’a karşı çok özel bir sevgisi, bağlılığı ve dostluğu var. O da, başından beri bu sevgiye ve dostluğa hep mukabele etti ve Erzurum’u kimseye ezdirmedi.Dolayısıyla ister CHP lideri olsun, ister başka bir partinin başkanı fark etmez; Erzurum’da siyaset yapacak olan partiler, halkın bu hassasiyetine özen göstermelidir.Yani hiçbir lider Erzurum’da Tayyip Erdoğan’a vurarak oy alamaz, partisini büyütemez. Yarın ne olur tabii ki bilemeyiz… Bugün ve yakın gelecekte durum budur.Sonuç olarak CHP, Erzurum’a dair politikasını gözden geçirmek zorunda; yahut da Deniz Baykal’ın yıllar yılı yaptığı gibi Erzurum’u yok saymalıdır.