Erzurum Güncel-Mavi- beyazlı formanın sevdalılarından...Erzurumspor’a yürekten gönül verenlerden...Yiğit lakabıyla anılır.O’na da ‘Ciğerim Fuat’ derler. Tek başına ‘12’nci adamdır’ o.Tribün korosuna katılarak nefesini tüketmez.Stadın tam sessizliğe büründüğü sırada, davudi bir sesle ön plana çıkar.Genelde mesajlarını o solo çıkışıyla verir.Hakeme, futbolcuya, rakibe centilmence hatta espirili olarak sataşır.Yeri geldiğinde de lafını esirgemeden söyler.Seyircinin hakeme koro halinde ettiği küfürleri, o tek başına bertaraf eder.Tek cümleyle seyirciyi ateşler.Morali bozulanı futbolcuyu havaya sokar.Tribünden çıkan tüm esprilerin altında onun imzası vardır. Tek başına bir ordudur, Ciğerim Fuat.İLK RÖPORTAJI 25 YIL ÖNCE YAPMIŞTIMCiğerim’i arkadaşım Namık Kılkıl’a sormuştum.O yıllar Karayolları’nda çalışıyordu.Randevu aldı, 25 yıl önce bir röportaj yaptık.Okuyanın ağzında tat bırakan o röportaj, Hürriyet’in bölge sayfasında yayınlandı.O yıllarda Hürriyet, Erzurum’da 10 bin satıyordu.Ciğerim’le yapılan röportaj, 4-5 yıl sonra yeniden ve aynen bir kez daha yayınlandı.Kıyasettin Yüksel’in başkanlığı döneminde (1991) ‘Dünden bugüne Erzurumspor’ dergisi çıkarıldı.Dergiye o dönem yötenici olan MHP eski Milletvekili Mücahit Himoğlu, ‘Efsane kaleci Ersin’, ‘Ciğerim Fuat’ ve ‘Naim Hoca’ ile yaptığım röportajları almıştı.TESİSLERİ GÖRDÜ, AĞLAMAMAK İÇİN DİRENDİCiğerim Fuat’la Erzurumspor’u yeniden konuştuk. Sonra Erzurumspor’un o muhteşem (!) tesislerine gittik.Çift başlı kartal heykeli ve Erzurumspor’un tesisleri önünde fotoğraflarını çektik.Kapısı kilitli tesisleri görünce gözleri doldu Ciğerim Fuat’ın.Ciğerim Fuat’la hem geçmişi hem de günümüzü değerlendirdik.KİMDİR CİĞERİM FUAT?Erzurumspor’un en renkli siması Ciğerim Fuat, Fuat Elaldı (67) Mahallebaşılı.Veyis Efendi Mahallesi, Kumru sokakta “Düriye’den doğma, Yahya’dan olma’ diye açıklık getiriyor.Karayolları Bölge Müdürlüğünde 15 yıllık aşçıyken ‘süper emekli’ oluyor.Bu durumu ‘Başbakan Turgut Özal’ın süper emeklilere mendil verip ağlattığı garibanlardan biriyim’ diye nitelendiriyor.Gençliğinde top koşturmuş, hatta Doğuspor'dan lisans çıkarmış ama resmi maçlarda hiç oynamamış.Antrenörler yeteneğini fark edemediği için hep yedek soyundurmuşlar.Kuruluşundan itibaren Erzurumspor'un içerdeki tüm maçlarına gitmiş.Deplasmandaki maçların da büyük bir bölümünü izlemiş.“Maçlarına gitmediğim il ve ilçe kalmadı. O illerin tarihi camilerinde mutlaka namaz kılardım” diyerek şunları söyledi:“ERZURUMSPOR’U ÇOCUĞUMDAN BİLE ÇOK SEVERİM”“Bir Erzurumlu olarak, Dadaş olarak Erzurumspor'u her şeyimden fazla severim. İşimden, çocuğumdan bile çok severim. Bir kıza sevda çeker gibi, ben mavi- beyazlı formaya sevda çekerim. Aileme, çevreme de aşılarım bu sevgiyi. Erzurumspor'un içerdeki tüm maçlarını gördüm. Dışarıda ki maçlarının da büyük bir bölümün izledim. Benim gibi hasta olan taraftar çok. Mesela Kunduracı Faik (Engiz) Usta. O ‘Kupa ası’dır. Okşinde papaz, kız, velet, 10’lu var ama kupa ası yoksa 150 açamazsın. Faik Usta da bizim için öyle ve önemlidir. Onsuz 150 açılmaz. Maçta eli ayağı titrer. Sigaranın ateşini şaşırttığından bazen ağzına alır. Fakat deplasmana gitmez. İyi bir sanatkardır. İspanyol burun, yumurta topuk ayakkabıyı en iyi o yapar. Şimdi o ayakkabıları faytoncular ve davulcular giyer.”-Erzurumspor’u en az senin kadar seven başka kimler vardı?- Hepsi de rahmetli oldu. Kuyumcu İhsan Singer (rahmetli), Erzurumspor’da genel kaptanlık yaptı Galerici Nihat Bakkal, Orloncu Murat, Bantçı Temel, Oto Elektirikçi Murat, Elbiseci Sabahattin Özkorucu. Erzurumspor’u canı kadar seven insanlardı. Ordu'yu 1-0 yendiğimiz maçta elbiseci Sabahattin kalp krizi geçirip hastaneye- kaldırılmıştı. Bir süre hastanede tedavi gördü. Bir gün baktık ki, pijamalarıyla kaçmış maça gelmiş. Tribünden maç seyrediyor. Bir Eczacı Celal (Baysal) var. Erzurumspor’un Genel kaptanlarından Eczacı Cevat Baysal’ın kardeşi. Celal maçı sessiz seyreder. Talaşına değil. Ama, takıma karşı kötü niyetli olanları ikna etmeyi iyi bilir. ““BEN HOROZUN OLMADIĞI YERDE ÖTEREM” - Maçlarda en çok senin sesin duyulur neden? - Ben çekinmeden tok bir sesle konuşurum. Söz yerine geldi mi ağzımdan çıkar. Sonra tam sessizliğin hüküm sürdüğü bir sırada beni duyarsınız. Zaten ustalıkta burada. Çünkü horozun çok olduğu yerde sabah tez olur. Ben horozun olmadığı yerde öterem ki sesim duyulsun. Herkes bağırdığı zaman benim sesim çıkmaz. O zaman konuşursam lafımın değeri olmaz. -Nereden buluyorsunuz bu esprileri? -Espri bende hazine. Bitmesi mümkün değil. Allah söyletiyor beni. Önemli maçlardan önce sesli dua ettiririm. Duayı ‘top aylara’ diye bitiririm. Rize maçı öncesi dua ettiriyordum. O zamanki Valimiz Fevzi Yetkiner’in (Allah rahmet etsin) yeni geldiği zamandı. Yanındakine ‘Kim bu? Naim Hoca mı?’ demiş.Cevap vermişler ‘Hayır efendim. Fuat Hoca’ diye... DEVAM EDECEK...