Erzurum Güncel- Yeni Şafak gazetesi yazarı Abdülkadir Selvi, "İnadına çözüm inadına barış" başlıklı bir yazı kaleme aldı.Çözüm sürecinin en hararetli savunucularından biri olan yazar, bugünkü köşesinde sürecin neden devam etmesi gerektiğini yazdı.İngiltere ile İRAN'ın anlaştığı 15 Ağustos 1998'de 29 kişinin öldüğü patlama gerçekleştiğini buna rağmen Tony Blair'in barışı seçtiğini hatırlatan Selvi, Türkiye'nin böylesi durumlarda savaşı seçtiğine dikkati çekiyor.Son dönemde yaşanan korkunç olaylara değinen Selvi, kamuoyuna böyle sesleniyor:BİR KEZ DAHA KARAR ANINA YAKLAŞTIK"Bingöl katliamında, Silvan saldırısında olduğu gibi, 'derin PKK' yeniden sahneye çıktı. Çözüm sürecini akamete uğratmak için Yüksekova'da 3 askerimizi şehit etti.6-8 Ekim kalkışması ve Yüksekova'da Kandil, şehir ve gençlik yapılanmalarını sahaya sürdü.HDP, devre dışı bırakıldı.Çözüm süreci bir darbe daha aldı.TARİH SADECE BARIŞIN MİMARLARINI ALKIŞLIYORBuna rağmen çözüm sürecinden vazgeçip bütün ülkeyi bir cehenneme çevirmek yerine, 'İnadına çözüm' ve 'İnadına barış' demeliyiz.Bir kez daha karar anına yaklaştık.İRA barışının mimarlarından Jonathan Powell, 'Önemli olan pedalın çevrilmesi' demişti. Evet bisikletin devrilmemesi için pedal çevirmeye devam ediyoruz. Bu tür olayların fıtratı gereği zaman zaman bu tür kriz anları yaşanıyor. Ancak aynı Jonathan Powel, 'Makas açılmamalı, araya uzun zaman girmemeli" demişti. Maalesef makas açılıyor, araya uzun zaman dilimleri giriyor.Çözüm süreci yeniden bir liderliğe ihtiyaç duyuyor. Birkaç kez barışa çok yaklaştık ancak her defasında savaşı tercih ettik. Geldiğimiz yer ortada. Bir kez daha elimizi uzattığımızda barışı yakalayacak aşamaya geldik. Bu kez ıskalama lüksümüz yoktur. Tarih sadece barışın mimarlarını alkışlıyor."AKANI KAN SAVAŞ DEĞİL DOĞRU DÜRÜST BİR BARIŞ DİNDİRİRAynı konuyu ele alan Ahmet Hakan da Selvi gibi sürece destek veren isimlerden. "İnadına barış, inadına çözüm, inadına süreç" başlıklı bugünkü yazısında böyle yazdı:"Süreçle ilgili açık, net ve şeffaf bir politika izlemeyen, süreci iyi idare edemeyen, süreci bu noktalara sürükleyen hükümeti tabii ki eleştireceğiz.Ama öfkemiz barışa, sürece, çözüme yönelik olamaz, olmamalı. Çünkü... Barışana "Neden barışıyorsun" denmez, "Neden doğru dürüst barışmayı başaramıyorsun" denir. Çözmek için harekete geçene "Neden çözüyorsun" denmez, "Neden çözümü eline yüzüne bulaştırıyorsun" denir. Süreç yürütene "Neden süreç yürütüyorsun" denmez, "Neden sürecin kanla kirletilmesine neden oluyorsun" denir. Akan kanı dindirecek olan yeniden savaş, yeniden çatışma, yeniden düşmanlık değildir.Akan kanı ancak ve ancak... Doğru dürüst bir çözüm, doğru dürüst bir süreç, doğru dürüst bir barış dindirir."''internethaber''