Cumhurbaşkanı Erdoğan: Artık af yok

Düzce'de konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "Türkiye büyüdükçe maruz kaldığımız tehlikeler daha da büyüyor.

Erzurum Güncel-  Oturduğumuz yerde otursaydık bu tehlikelerle karşılaşmazdık. Ama bizi de kimse adam yerine koymazdı" şeklinde konuştu. CHP Lideri Kılıçdaroğlu'nu sert sözlerle eleştiren Erdoğan davalar konusunda da "Artık af yok" dedi. Son dönemde KHK'larla ilgili eleştirilere de isim vermeden yanıt veren Erdoğan, "Türkiye yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri solukları çıkmayan kişiler bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır. Biz milletimizle muhabbetimizi derinleştirirken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Düzce 6. Olağan İl Kongresi'ne katıldı.

Kongre salonu önünde toplanan vatandaşlara seslenen Erdoğan,"Ne dedik, durmak yok yola devam. Düzce bu yolculukta her zaman yanımızda oldu, bizi hiç yalnız bırakmadı. Bizler de aynı şekilde Düzce'nin yanında olduk, hiçbir zaman Düzce'yi yalnız bırakmadık. Yatırımların toplam tutarı 9 katrilyon. Bununla iş bitmedi, bu yatırımlar devam edecek. Bizler bir deprem bölgesi olan Düzcemizi aynı şekilde yalnız koymadık. Hasımlar bizi hazmedemiyor, onun için tek silahları var iftira. İftira ile bir yere gidilmez, dürüstlükle bir yere gidilir. Bizi bölmek parçalamak isteyenler şunu bilecekler; Bizim Rabiamız var. Neydik ne olduk? Bunu da bilelim. Tarihimizi de bilelim. Payitaht'ı izliyorsunuz değil mi?" dedi.

Daha sonra kongre salonunu geçen Erdoğan'ın konuşmasının satır başları şöyle:

Düzce Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımızın izinden gidiyor. Yeni yapılan derslik sayısı 1810'a yükselmiş. 300 yataklı hastanemiz de hizmete girmiş. Deprem kuşağında bulunan Düzce için sağlıklı yapılaşma çok önemli. 15 yılda 9 milyar liralık, yani 9 katrilyonluk yatırımla Düzce'yiBolu Dağı ile Sakarya Irmağı arasına sıkışmış şehir olmaktan çıkartıp başlı başına bir marka haline getirdik. Önümüzde aşmamız gereken yeni bir imtihan daha bulunuyor. Bu, 2019 seçimleridir. Tam bir seferberlik ruhu ile 2019'a hazırlanmak zorundayız. Kongrelerimizi ben bu şahlanışın bir işaret fişeği olarak görüyorum. Bugün Düzce'de

bunu görüyorum. Siyasi hayatımda ben bu tür kongreler yaşamadım ama şimdi yaşıyorum.

'BERABER OLDUĞUMUZ ARKADAŞLARIN OLMASI BİZİ ÜZDÜ'

16 Nisan'da ne oldu gördünüz. Birileri 'hayır' kampanyası sürdürdü. Beraber olduğumuz arkadaşların olması bizi üzdü. Hiç önemli değil. Kişi sevdikleri ile beraber haşrolacaktır.

Siyaset boşluk kabul etmez. Birileri gider bizi binbir yalanla başka türlü anlatır. Birileri gider, Bolu Dağı Tüneli'ni patateslerle doldurmaya, doğalgazla doldurmaya çalışır. Fakat biz bu aklı evvellere işin doğrusunu anlattık. Bolu Dağı'nın nasıl geçileceğini gösterdik. Şimdiden çalmadık kapı, sıkmadık el, dokunmadık yürek bırakmayacak, bu şekilde çalışmalara başlayacağız.

KİMSE ADAM YERİNE KOYMAZDI!

Türkiye büyüdükçe maruz kaldığımız tehlikler daha da büyüyor. Oturduğumuz yerde otursaydık bu tehlikelerle karşılaşmazdık. Ama bizi de kimse adam yerine koymazdı. Ülkemiz büyüdükçe yakın tarihimizin puslu hadiselerini tartışabileceğimize inanıyorum

BU HAKSIZLIK KARŞISINDA SESSİZ KALAMAYIZ

Asırlardır olduğu gibi bugün de vatanımızı korumak için gözümüzü kırpmadan şehadete yürüyecek cesarete sahip olduğumuzu gösterdik gösteriyoruz. Şunu unutmayın; Türkiye büyüdükçe, maruz kaldığımız tehditlerin çapı da büyüyor. Eskilerin dediği gibi, büyük başın derdi büyük olurmuş. Biz zillete asla rıza göstermeyiz. Biz beşer planında hiçbir gücün karşısında eğilmedik. Biz haksızlık karşısında sessiz kalamayız.

VAZGEÇMEDİK, VAZGEÇMEYECEĞİZ

Tehditler ne kadar büyük olursa olsun mücadeleden asla vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. En güçlü çıkış ve askeriyede de bunu hep öğretirler, savunma taarruzdur. Biz de bunu yapıyoruz. Ülkemize yönelik tehditlerin büyüklüğüne bakınca biz de diyoruz ki ne güzel, demek ki bizi böyle görüyorlar, bizden bu derece çekiniyorlar. İnançla, azimle çalışarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kazandık. Partimizi kurup ilk seçimde 16 ayda iktidara geldik. Aynı tarihlerde benzer şartlara sahip olduğumuz ülkelere bakmak lazım. Bizim 3 kat büyüdüğümüz dönemde onlar ancak yüzde 20-30 seviyesinde büyüme gösterdiler. 

ADAMLARINI FETÖ'CÜLERE GÖNDERDİ YOLLAR AÇILDI

Şair ne diyor? "Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan" diyor ya. İşte biz de hiç durmadan yürüyoruz. Milletimiz de bizim yalnız bırakmadı, hep destekledi. İşte 15Temmuz gecesi milletimize çağrıyı yaptık mı? Yaptık. Caddelere, meydanlara dedik mi? Dedik. Benim milletim çıktı mı, yürüdü mü? Birisi de vardı ki o adresi şaşırdı. Bir televizyon kanalında kendisine soruyorlar, siz niye yoktunuz diyor. Bana da haberverseydi Cumhurbaşkanı ben de gelirdim diyor. Biz çağrımızı millete yaptık, biz milletimize meydanlara, caddelere yürüyün dedik, milletin yürüdü. Demek ki bu beyefendi milletin bir ferdi değildi. O da havaalanına geldi, tanklar var on binler var. Ama o adamlarını FETÖ'cülere gönderdi. Beraber çalışıyorlar ya, görüşmeden sonra Bay Kemal'e yol açıldı. Yol açıldıktan sonra kendisine ayrılan araca bindi Bakırköy'e gitti. Oteller kapalıymış, Belediye Başkanı'nın evine gitti. Bunların hepsi kayıtlarda var mı? Var. Televizyon kanalında darbeyi takip ediyor. 1.5-2 civarı biz de Atatürk Havalimanı'na iniyoruz. F-16'lar, helikopterler uçuyor, hamdolsun milletimiz geldiler. Biz onların arasında terminale giriyoruz ve orada basın toplantımızı yapıyoruz. Bak ne diyor? O diyor zaten manevracı Kemal'dir diyor. İlginç olan şey şu. Biz basın toplantımızı yaptık, Valimiz, 1. Ordu Komutanımız geldiler ve oradan saatlerce, 16 saat bütün operasyonları yönettik. Ne diyor kendisi bir darbe olduğu zaman tankların karşısına ilk önce ben çıkarım. Tankların karşısına çıktı, hemen yanlarından sıyrışıp Bakırköy'e geçti. Ben bu millet aşık olmayayım da kime aşık olayım ya? Biz bu vatan için bu millet için fedai can etmeyeceğiz de neresi için fedai can edeceğiz. Bugün artık millete can borcumuz var. Bunun içim var gücümüzle çalışıyoruz.

BİZ BU İĞRENÇ TAVRA FETÖ'CÜLERDEN ALIŞIĞIZ

Ana muhalefetin başındaki zatın garip garip şeyleri oluyor. Oturduğu koltuğa gelişi dahi şaibeli olan bu zatın, ülkemiz aleyhine olan her ihanetin arkasından çıkması tesadüf olamaz. Sanıyorum kendisini birileri özel olarak görevlendirdi. Ana muhalefetin potansiyelini heba etme konusunda gösterdiği gayretlere baktığımızda başka bir izah bulamıyoruz. Bu zatın yüzü bir kez olsun kızarmadı ya. Foyasını ortaya çıkardığımz halde bir gün dahi utanmadı. Çok da pişkin. Biz bu iğrenç tavrı FETÖ'cülerden çok iyi tanıyoruz. Önlerine konan tüm delillere rağmen ısrarla yapmadık, etmedik, görmedik diyorlar. Bu zatın yüzsüzlüğü ile aynı. CHP'nin başındaki zat o koltuğa oturduğundan beri aynı yalanları söylüyor ama her seferinde bu defa iktidar olacağız diyor. Aynı şeyi yapıp farklı sonuçlar çıkmasını beklemenin ne anlama geldiğini bilenler bilir. Fakat, azim farklı şeydir, akıl tutulması başka şeydir. Bir ara çıktı, "Cumhurbaşkanı ve ailesi yurt dışındaki bir takım hesaplara milyonlarca dolar para gönderdi" dedi. Paçavraları sallayarak "Delilleri bu" dedi. Bir ara da şahsımın İsviçre'de hesapları olduğu yaygarasını koparttı. Görevden çekilmeyi karşı teklif olarak söyledim. İspat edemezsen sen çekileceksin dedim, çekilmedi. İspat etti mi? Etmedi. "Erdoğan'ın Baykal'ın kasetini izlediğini gördüm" dedi. "Böyle bir şey hatırlamıyorum" dedi.

KLOZETLERİ KILIÇDAROĞLU'NA GÖSTERECEKTİM AMA YANIMIZDA BAHÇELİ VARDI!

Şu anda Bakan olan bir belediye başkanımıza iftiraları yüzünden ödediği iftiraların haddi hesabı yok. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki tuvaletlerin klozetlerinin altın olduğunu söyledi. Bir kere zar zor geldi, klozetleri gösteremedim, zira sayın Bahçeli de yanımızdaydı ayıp olur diye. Bu kişi çamur at tutmasas da izi kalır taktiği ile hareket ettiği için yüzünde kızarma emaresi göremedim.

ARTIK AF YOK...

İftiralarla ilgili davalar açıldı, yargıda bütün akrabam, hepsi yüzleşecekler. Bundan sonra kolay kolay af yok. 15 Temmuz mücadelesine şehitlerimize dil uzatmaya başladılar. Kurtuluş Savaşımız sırasında da birileri bu kutlu mücadeleye saldırıyorlardı. 15 Temmuz'a saldırmakla, Çanakkale Savaşımıza dil uzatmak arasında fark yoktur. Açık söylüyorum, 15 Temmuz gecesi Bay Kemal'in takımı, bizlerle beraber, MHP'li kardeşlerimizle beraber yürümediler. Bay Kemal'in takımı ortalıkta yoktu. Onlar tam aksine Bağdat Caddesi'nde tankları alkışlıyorlardı. Biz de bu mandacı kafayı, bu mankurtları çok iyi biliriz. Bu ana muhalefeti biz nasıl ciddiye alacağız.

"BİZ SAYIN BAHÇELİ İLE BU YOLDA YÜRÜDÜK, YÜRÜMEYE DEVAM EDİYORUZ"

Yenikapı'da bir davet yaptık. Son ana kadar olumlu cevap veremedi. Son anda dayanamadı, geleceğini söyledi. Barış kardeşlik sürecini hemen gölgelemeye kalktılar. Biz şu anda sayın Bahçeli ile bu yolda yürüdük yürümeye de devam ediyoruz. Milletimiz böyle bir ana muhalefeti nasıl ciddiye alsın.

"BU BOZGUNCULUK MERAKININ SEBEBİ NEDİR?"

Tabi bizi üzüntüye sevk eden ise böyle bir zat ile parti ile aynı istikamette güya siyasetyapanları görüyor olmamızdır. Türkiye yanarken, insanlık inim inim inlerken sesleri solukları çıkmayan kişiler bir anda sahaya inmeye, olur olmaz konularda konuşmaya başladı. Hayırdır? Bir anda bu iştiyak, bu hız, bu tepkisellik nereden çıktı? Biz milletimizle muhabbetimizi derinleştirirken bu bozgunculuk merakının sebebi nedir? Bize yakışan birlik olmaktır, beraber olmaktır. Dayanışma içinde hareket etmektir.

Siyasi hayatımın her döneminde en önemli desteğin hakkın ve halkın desteği olduğunu bizzat yaşayarak gördüm. Bugün de aynı anlayışla yolumuza devam ediyoruz. En büyük hakem millettir. Bu konuyu daha fazla deşmek, büyütmek, üzerinde konuşmak istemiyorum. Bu konuda nihai kararı milletimiz verecektir.
 

Genel Haberleri

ÇÖP araba! Tıka basa çöp dolu
Mehmet Cengiz Diyanet'ten de çıktı. Milyonlarca lira alacak