Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından basın toplantısı düzenliyor.

Erzurum Güncel- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısının ardından basın toplantısı düzenliyor.

2020 yılının son kabine toplantısını gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, içinden geçilen bu yılların, ülkenin yakın tarihindeki pek çok önemli hadisenin 100'üncü yıl dönümlerini de ifade ettiğini aktardı.

Geçen yıl önce, İstiklal Harbi'nin başlangıcı olarak kabul edilen, Gazi Mustafa Kemal ve arkadaşlarının 19 Mayıs'ta Samsun'a çıkışının 100'üncü yılının idrak edildiğini dile getiren Erdoğan, 1000 yıl önce Malazgirt'te başlayan Anadolu'yu vatan yapma mücadelesinin bu kritik adımını, 22 Haziran'da Amasya, 23 Temmuz'da Erzurum, 11 Eylül'de Sivas Kongresi kararlarıyla devam ettiğini bildirdi.

Gazi Mustafa Kemal'in 27 Aralık 1919'da Ankara'ya gelmesinin ardından, İstiklal mücadelesinin yeni bir safhaya geçtiğini belirten Erdoğan, Büyük Millet Meclisinin, ülkenin dört bir yanından gelen temsilcilerin katılımıyla, 23 Nisan 1920'de bir cuma namazı sonrası dualarla açıldığını anlattı.

Erdoğan, İstiklal Harbi'ni bizzat yöneterek "Gazi" sıfatı alan Büyük Millet Meclisinin bu vasfını 15 Temmuz'da bir kez daha tescil ettirerek tarihe geçtiğini söyledi.

Dün, 84'üncü vefat yılında rahmetle anılan Mehmet Akif Ersoy'un 12 Mart 1921'de Meclis'te gözyaşları içinde okunarak kabul edilen İstiklal Marşı'nın bir asır önce verilen mücadelenin ruhunu yansıttığını ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye Büyük Millet Meclisimiz, kabulünün 100'üncü yılı vesilesiyle 2021'i İstiklal Marşı Yılı olarak ilan etti. Bu ülkenin bir vatandaşı, bu milletin bir ferdi olmanın en başta gelen şartlarından biri, İstiklal Marşı'nı 10 kıtasındaki tüm mesajlarıyla kalbimize kazımaktır. Evlatlarımızdan beklentimiz, 'korkma' diye başlayan ve 'istiklal' diye biten bu marşı, lafzıyla ve ruhuyla içine sindirmeleridir. Çünkü bu marşın her satırı bize, önümüze çıkan zorluklar karşısında nasıl davranmamız gerektiğini anlatan mesajlarla bezelidir. İstiklal Marşımız, bir asır önce millet olarak hürriyetimizi kazanmak, vatanımızı işgalden kurtarmak, kendimize yeni bir gelecek inşa etmek için vardığımız milli mutabakatın ifadesiydi. Bugün de aynı mutabakatla hedeflerimize doğru yürüyoruz. Türk Milletinin binlerce yıllık devlet ve medeniyet davasını, 10 kıtada yüreklere nakşeden İstiklal Marşımızı unuttuğumuz gün, ayağımıza esaret prangası, boynumuza zillet zinciri vurulmuş demektir."

İstiklal Marşı'nda, bayrağın ve ezanın, özgürlüğün timsali olarak yüceltilmesinin, geçen asrın ilk çeyreğinde verilen milyonlarca şehidin mücadelesinden ilhamla olduğunu ifade eden Erdoğan, "Bayrağı bez parçası, ezanı hoparlör gürültüsü, toprağı taş ve kum yığını, vatanı anlamsız bir saplantı, şehadeti sıradan bir ölüm olarak görenlerin, İstiklal Marşı'nın manasını kavrayabilmesi elbette mümkün değildir. Biz 'Asım'ın Nesli' dedikçe içlerini sıkıntı basanların, biz 'tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet' dedikçe yüzlerini buruşturanların, biz 'büyük ve güçlü Türkiye' dedikçe kulaklarını kapatanların İstiklal Marşı'na sahip çıkması elbette mümkün değildir." diye konuştu.

"Dünden gelen mandacıların bugünkü temsilcilerinin, dış güçlerin borazanlığından terör örgütlerinin hamiliğine kadar envaiçeşit ihanetin peşinde koşmaları İstiklal Marşımıza daha sıkı sahip çıkmamız gerektiğini gösteriyor." diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Hamdolsun, İstiklal Marşımızdaki her lafzı, her mesajı, bedeninin ve ruhunun her zerresiyle özümseyen gençlerimiz var. Hamdolsun, bayrak ve ezan hassasiyetini, yeri geldiğinde canı pahasına koruyan evlatlarımız var. Hamdolsun, medeniyetine, tarihine, kültürüne, değerlerine sıkı sıkı bağlı bir nesil var. Ardı ardına 100'üncü yılını idrak ettiğimiz her tarihi hadise bize, sahip olduğumuz ülkenin ve mensubu olduğumuz milletin kıymetini bir kez daha hatırlatıyor. Cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılı olan 2023'e hangi hissiyatla sahip çıkıyorsak, Fethin 600'üncü yılı olan 2053'ü ve Malazgirt Zaferi'nin bininci yılı olan 2071'i de aynı duygularla gençlerimize emanet ediyoruz. İnşallah, 2023'te ülkemizi dünyanın en büyük 10 devleti arasına sokarak, ecdada layık ve bizden sonraki nesillere örnek bir başarıyı hep birlikte ortaya koyacağız."

Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi

Bugünkü kabine toplantısında Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı'nı da görüştüklerini aktaran Erdoğan, dijitalleşmenin ayrılmaz bir parçası haline gelen siber güvenliğin, tüm dünyada üzerinde hassasiyetle durulan konuların başında geldiğini vurguladı.

Güvenlikten sağlığa, eğitimden evde kullanılan aletlere kadar her alanda hayatın ayrılmaz parçası haline dönüşen dijitalleşmeyle birlikte siber tehditlerde de büyük artış yaşandığına dikkati çeken Erdoğan, "Öyle ki ülkelerin fiziki sınırlarının korunmasıyla dijital altyapılarının ve verilerinin korunması, neredeyse aynı derecede önem kazanmıştır. Esasen savunma sanayi projelerimizin temel bileşenleri arasında dijital sistemler ilk sıralarda yer alıyor. Aynı şekilde günlük hayatımızı kolaylaştıran teknolojilerin hemen tamamı da dijital altyapılar üzerinde çalışıyor." diye konuştu.

Devletlerin, vatandaşlarının can ve mal güvenliği yanında, dijital bilgilerini ve aldıkları hizmetleri de korumak mecburiyetinde olduğunun altını çizen Erdoğan, yaklaşık 7 yıl önce kurulan Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezi ile bu doğrultuda ilk adımın atıldığını söyledi.

Gelinen noktada, güncel ihtiyaçları ve tehditleri dikkate alarak, ülkenin siber güvenlik politikalarını, kapsamlı ve bütüncül bir anlayışla özellikle yeni bir stratejiyi oluşturma konusunda adımı attıklarını belirten Erdoğan, son dönemde, diğer alanlarla birlikte dijital altyapılar ve siber güvenlik konularında da kimi zaman gizli kimi zaman açık engellemelere maruz kaldıkları için, stratejilerini yerli ve milli bir anlayışla şekillendirdiklerini bildirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Her şeyiyle kendimizin üretimi olan ilk haberleşme uydumuzu, inşallah 2022'de uzaya gönderiyoruz. Alternatif maliyetleri onlarca milyon dolar olan pek çok projeyi bir süredir ülkemizde yürütebilecek kapasiteye zaten ulaşmıştık. 'Bir milyon yazılımcı' böyle bir projeye gençlerimizin ilgisi, geleceğimiz için bize umut vermiştir. Şimdi bu çalışmaları daha da ileri taşıyoruz. Kendi milli siber güvenlik teknolojilerimizi geliştirmek suretiyle, güçlü ve caydırıcı bir altyapı oluşturuyoruz. Teknolojiye yön veren bir ülke konumuna gelme hedefimiz doğrultusunda, Mavi Vatan'dan siber uzaya kadar her sahada egemenlik haklarımıza sahip çıkacağız. Bu amaçla, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisimiz ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığımızın öncülüğünde, ilgili tüm tarafların katılımıyla uzunca bir süredir yürüttüğümüz çalışmalarda sona gelinmiştir. İlk aşaması 2020-2023 dönemini kapsayan bu planda belirlenen faaliyetleri hayata geçirerek, ülkemizin dijital altyapılarını siber saldırılara karşı, inşallah güvenli hale getireceğiz. Bununla kalmayacak, Türkiye'nin bu alanda, kendi ürünleri ve firmalarıyla uluslararası düzeyde söz sahibi olmasını da sağlayacağız. Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planımızın, ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."

"2020'de çiftçimize 22 milyar lira destek verdik"

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çiftçimize verdiğimiz destekleri 12 kat artırarak, bitkisel üretimimizi 124 milyon ton ile Cumhuriyet tarihinin en üst seviyesine çıkardık. Sadece 2020 yılında çiftçimize verdiğimiz destek tutarı 22 milyar liradır. (Tarımda) Sadece kendi üretimimize bağlı kalırsak böylesine büyük bir gıda ihracatçısı olamayız. Toprak nedir, üretim nasıl yapılır bilmeyenler, ağızlarını her açtığında saman ithalatından bahsederek aslında cehaletlerini sergiliyor."

"Karşımızda, ülkemize kaynak girişi sağlamak için hayata geçirdiğimiz uygulamaları dahi fuhuş, uyuşturucu, organ kaçakçılığı gelirleriyle irtibatlandıracak kadar hayattan ve izandan noksan bir anlayış var." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Ülkemizin geçtiğimiz yıl ürettiği saman miktarı 23,7 milyon ton. Saman ihracatımız 84,5 bin ton. İhracat gelirimiz de 14 milyon dolardır. İthalat dedikleri saman 428 bin dolar karşılığına denk gelen 1953 tondur. Bunun bir kısmı özel amaçlı kuru ot ithalatıyken kalanları da sınır illerimizdeki ticaretten kaynaklanmaktadır. Çiftçilerimize 'hükümete oy verirseniz iki elim yakanızda olur' diyenlerin bu tablo karşısında ortaya koyabilecek herhangi bir müktesebatlarını, projelerini, politikalarını duymadık, görmedik."

AİHM'in Demirtaş kararı

AİHM'in Demirtaş kararına muhalefetin tavrını eleştiren Erdoğan, "Kendileri bu işlerde yetki sahibi olsalar, bu terörist destekçisini hemen serbest bırakacaklar." dedi.

"Yatırım talebi yüzde 30 arttı"

Erdoğan, yılın 11 ayındaki yatırım talebinin geçen seneye göre yüzde 30 artış gösterdiğini açıkladı.

"Önümüzdeki dönemde ülkemizin, bu partilere oy verenlerin ferasetiyle köklü bir muhalefet reformunu hayata geçireceğine inanıyorum." ifadesini kullanan Erdoğan, "Lafa gelince her fırsatta 'Atatürk'ün partisiyiz' diye övünen bu kişiler, aynı partinin kendilerine 'Mustafa Kemal'in askerleri değil, it sürülerisiniz' diyen yöneticisine bile ses çıkaramamışlardır." diye konuştu.

İngiltere ile Serbest Ticaret Anlaşması

İngiltere ile Serbest Ticaret Anlaşması'na ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gümrük Birliği Anlaşmasından sonraki en önemli ticari anlaşmamız olacaktır. İhracatımız 25 Aralık itibarıyla 2020 yılının tamamındaki hedeflerimizin üzerine çıkarak 166 milyar doları buldu. Yüksek katma değerli yatırımlarla cari açığımızı kapatıyor, dış finansman ihtiyacımızı azaltıyoruz. 2021 yılından itibaren hem Türkiye'nin hem İngiltere'nin kazanacağı yeni bir dönem başlıyor."

"Kendi üreteceğimiz aşıyı hizmete sunmakta kararlıyız"

Çin'den sipariş verilen aşının ilk partilerinin yılbaşından önce teslim edilmesini beklediklerini ifade eden Erdoğan, "İnşallah en kısa sürede kendi üretimimiz olan birden fazla aşıyı milletimizin hizmetine sunmakta kararlıyız." dedi.

Siyaset Haberleri

Özel'den "Erdoğan'ı çıldırtıyor bu" çıkışı
MSB'den teğmenler hakkında yeni açıklama