Erzurum Güncel- İstanbul Emniyet Müdürlüğü Güven Timleri’nde görevli 2 polis, tekstil işi yapan 2 kardeş ile yanlış araç park edilmesi nedeni ile kavga etti. Polislerin çağrısı sonrası başka sivil polisler de olay yerine geldi. 2 kardeş kelepçelenerek araçlara konuldu. Uzun bir süre dolaştırılan kardeşler bir AVM’nin otoparkına götürülüp, dakikalarca dövüldü. Olay mahkemeye taşındı, 6 polis 8 yıl 6’şar ay hapis cezası aldı. 2 kardeşe ise görevli polislere direnmekten 2 yıl 6 ay ceza verildi. Hürriyet gazetesinden Dinçer Gökçe’nin haberine göre Merter Keresteciler sitesinde 14 Temmuz 2011, saat 13.00 sıralarında tekstilci Ümit ve Hakan Öner kardeşler, kendilerine su getirecek tankeri beklerken, otoparkta kargaşa yaşandığını gördüler. Ümit Öner, ne olduğunu görmeye gitti. Bir otomobil çapraz park edildiği için diğer araçlar otoparka girip çıkamıyordu. Bir süre sonra otomobilin sahibi polis Uğur Usta geldi. Yanlış park nedeniyle ile ikili bir süre tartıştı. Polis memuru Uğur Usta’nın kafa atmasıyla, Öner’in burnu kanadı. Öner’in kardeşi Hakan ve bir diğer polis memuru Mustafa Özkan da arbedeye katıldı. TABANCA DOĞRULTTU Kaşı yarılan Uğur Usta bir ara tabancasını çıkardı ve Ümit Öner’e doğrulttu. Araya çevre esnafı da girerek olay yatıştırdı. Mustafa Özkan, amiri Ferit Ateş’i aradı ve Uğur Usta’nın darp edildiğini söyledi. Ateş, Güven Timleri’ne görevli başka polisleri olay yerine sevk etti. Polisler, 2 kardeşi kelepçeleyerek ayrı araçlara bindirdi. Yola çıkan 4 araç, Bahçelievler’deki bir AVM’nin önünden Ferit Ateş’i de alarak yola çıktı. Araçlar, Ateş’in talimatları ile uzun bir süre çevrede tur attı. Daha sonra Merter’deki bir marketin otoparkına girdi. Polis araçlarından 2’si, araç giriş çıkışını önlemek için otopark girişine çapraz park edildi. AVM görevlisi neler olduğunu sorduğunda ise “Sen karışma biz polisiz” yanıtını aldı. ALTINI ISLATANA KADAR Otopark kameralarının görüş alanının dışında yaşananları ise Uğur Öner savcılık ve mahkemedeki ifadelerinde şöyle anlattı: “Beni döveceklerini tahmin ettiğimden araçtaki koltuğa sarıldım. Amirleri, Uğur Usta ile kapıyı açarak. ‘Sen misin lan inmeyen’ diyerek, beni yumrukladı. Bu sırada kardeşim Hakan’a da 7-8 kişi yöneldi. Ona da vuruyorlardı. Daha sonra beni otomobilin arka koltuğuna uzattılar. Hangi kapıdan nasıl çıktığımızı hatırlamıyorum. Kardeşimin başına tişört geçirdiler. Altını ıslatana kadar dövdüler.” ‘PİÇİM’ TOKATLARI Polisler, Öner kardeşleri yeniden otomobillere bindirerek, otoparktan çıktı. Önce, Keresteciler Polis Merkezi’ne ardından Tozkoparan Polis Karakolu’na gidildi. Hakan Öner, burada yaşadıklarını “Orada emniyet amiri (Başkomiser B.M.D) kendi odasında ben ve ağabeyimi diz üstü çöktürüp, parmak uçlarına oturarak, biz ‘Piçim’ diyene kadar, 10 dakikaya yakın tokat attı” diye anlattı. Ümit Öner kardeşinin, “Ben piçim” diyerek dayaktan kurtulduğunu söyledi. Polisler ise, savcılık ve mahkemedeki ifadelerinde kimseyi dövmediklerini söyledi. Polisler, otomobillerden birinde sorun çıktığı için AVM otoparkına girdiklerini iddia etti. Ancak ifadeler çelişkiliydi. Olayın ilk yaşandığı yer ile gidilen otopark güzergâhında 2 petrol istasyonu 17 oto tamircisi vardı. MAHKEME: BAHANE Öner kardeşler, avukatları Süleyman Canacankatan aracılığı ile konuyu yargıya taşıdı. Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ömer Faruk Aydıner, 3 Ekim 2011de, 6 polis hakkında ‘Hakaret, cebir tehdit veya hile kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve işkence yapma’ suçlarından dava açtı. Bakırköy 15’inci Ağır Ceza Mahkemesi 6 polise, ‘Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan 8 yıl 6’şar ay hapis cezası verdi. Mahkeme, polislerin, “Araçlardan biri hararet yaptı bu nedenle otoparka girdik” sözlerini ise ‘sudan bahane’ olarak yorumladı. Mahkeme, park yüzünde yaşanan kavganın rövanşı alınmak için iki kardeşin oto parka götürüldüğüne hükmetti. Mahkeme ayıca, aynı dosya kapsamında, Ümit ve Hakan Öner kardeşlere de, görevli memura direnme suçundan 2 yıl 6 ay hapis cezası verdi. Taraflar, dosyayı Yargıtay’a taşıdı. BURADA DÖVÜLDÜK Dayak yedikleri otoparkı gösteren Ümit Öner, şunları söyledi: “Çok büyük bir haksızlığa uğradık. Evli barklı insanlarız. Uğradığımız muamele kabul edilir gibi değildi. Tozkoparan Karakolu’nda sabaha kadar tutulduk. Hakaretlerin haddi hesabı yoktu. Böyle şeyler bir tek filmlerde oluyor sanıyordum. Oysa dünya kenti İstanbul’un göbeğinde başımıza da geldi. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız.”