“Nurjuvazi, ‘Hazır güç bizdeyken ortalığı dağıtmayalım’ diyor” başlığı ile verdiğimiz röportaj 90’lardan itibaren sayısı ve hacmi artan İslami burjuvaziyi konu ediniyor, bu yeni sermaye sahiplerinin siyasetin gerilmesinden duydukları endişeyi dile getiriyordu.
Ezgi Başaran yazdı. "Nurjuvazi, 'hazır güç bizdeyken ortalığı dağıtmayalım' diyor " |
* * *
Fakat bu sınıfa ‘Nurjuvazi’ deyince özel olarak Nur ve Gülen Cemaati’nin kastedildiği sanılabilir -ki ben de röportajın başında Prof. Uğur’un bunu açıklaması için sorular sormuştum- hayır, Prof. Uğur’un kastettiği kesinlikle sadece Nur Cemaati’ne bağlı sermaye sahipleri değildi. Kastı Nur ve Gülen Cemaati’ni de kapsayan İslami burjuvazinin en üst katmanlarındaki kimselerdi. E öyleyse niye Nurjuvazi diyordu? çünkü bugüne kadar kullanılan muhafazakâr işadamları/sermaye yahut İslami burjuvazinin çok daha geniş bir gruba işaret ettiğini, halbuki kendisinin dikkat çekmek istediği zümrenin daha az ama daha güçlü kimselerden oluştuğunu söylüyordu. Bir ikinci sebep de elbette, nurjuvazi kelimesinin çarpıcı olmasıydı.
* * *
Ben bu kavrama Gülen Cemaati’nden itiraz geleceğini biliyordum ve öyle de oldu. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’ndan Cemal Uşşak Twitter’dan ‘bu deyimin Hizmet açısından rencide edici olduğunu’ söyleyince hemen kendisini aradım.
“Rencide olunacak ne var, röportajdaki temel söylem dünya nimetlerine ulaşmış bir kesimin edindiklerini korumak istemesi. Gayet de doğal bu” dedim. Cemal Bey şöyle açıkladı: “Ezgi, helaliyle kazanan insanlara söyleyecek sözüm yok. Yalnız burada başka bir ima var: Rant kelimesi. İşte bu, rencide edici. Hükümetin çevresinden rant uğruna ayrılmayan bir kesimin varlığını inkâr etmiyorum. Zaten bence dindarlar iktidarla ve varlıkla imtihanını teolojik olarak kaybetti. Ama bu kesimde Gülen Cemaati’nden kimseler yok denecek kadar azdır.”
* * *
“Hiç mi yok yani” diyorum...
“Bizim çevremiz, arkadaşlarımız o kesimde yoklar. Düşünüyorum, bakıyorum, biliyorum. Yoklar. Dolayısıyla nurjuvazi deyiminin ilk çağrıştırdığı Gülen Cemaati hiç parçası olmadığı bir kesimin parçasıymış gibi görünüyor. Benim itiraz ettiğim bu. Yoksa özü itibariyle Aydın Hoca’nın söylediklerine katılıyorum. Gerginlikten endişe eden kimselerin sayısı her geçen gün artıyor, benim kulağıma da geliyor.”
* * *
Fatih üniversitesi Siyaset Bilimi Bölümü’nde akademisyen ve Today’s Zaman yazarı İhsan Yılmaz da konuya girdi. önce Prof. Aydın Uğur röportajını paylaştı, ardından şu ilginç yorumu yaptı: “Aydın Uğur, ‘Devletin imkânlarından yararlandılar’ vs diyor. Herkes biliyor ki Hizmet hareketinin işadamları faydalanmadı. O koca koca ihaleleri alan, inşaat yapan, vergileri silinenlere bakın, bir tane Hizmet’ten işadamı yok aralarında. Devlet imkânları AKP döneminde de onlara açık olmadığı için onlar TUSKON ile hep dışarıya açılmaya çalıştılar.”
* * *
Temsil ve ifade gücü kuvvetli olduğu için Cemal Uşşak ve İhsan Yılmaz’ın tepkilerini sizinle paylaştım. Bu minvalde birçok e-mail ve telefon da aldım. Evet endişe tespiti doğru ama Gülen Cemaati hükümetten maddi olarak hiçbir şey kazanmadı ve buna tenezzül etmedi diyen... Görüldüğü üzere...
Rant kelimesi onların değerler sistemine zaten aykırı ama Gülen Cemaati için “AK Parti’nin imkânlarıyla büyüyüp serpildi” de en az o kadar kabul edilemez bir ima. “öyle bir grup var ama biz onlardan değiliz” diyorlar ve zihinlerde kesin olarak ayrışmak istiyorlar.