Erzurum Güncel- Son günlerde art arda yaşanan sarsıntıları değerlendiren TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum İl Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu, MTA Genel Müdürlüğü’nün verilerinde bölgede gerçekleşen depremleri oluşturan fay hattının görünmediğini belirterek, “ Ya ölü bir fay hattı diriliyor ya da yeni bir fay hattı oluşuyor. Bir an önce araştırma yapılarak tespit edilmesi gerekiyor” dedi.
Manolya BULUT-PUSULA
En riskli deprem bölgeleri arasında bulunan Erzurum’da son günlerde yaşanan sarsıntılar vatandaşlarda tedirginlik oluşturdu. 13 Mart günü sabah saatlerinde 2.9 büyüklüğünde gerçekleşen depremle başlayan sarsıntılar 15 Mart günü gece 03.21’de yaşanan 2.6 büyüklüğündeki depremle son buldu. Hissedilen en büyük deprem 3.9 büyüklüğünde meydana geldi.
Üç gün içinde kentte art arda yaşanan sarsıntıları TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Erzurum İl Temsilcisi Eyüp Tavlaşoğlu değerlendirdi.
Fay hattı ya diriliyor ya da doğuyor!
Depremlerin gerçekleştiği fay hattının MTA haritasında görünmediğini belirten Eyüp Tavlaşoğlu, bölgede ölü bir fay hattının harekete geçtiğini veya yeni bir fay hattı oluştuğunu belirtti.
Tavlaşoğlu, bölgede bir an önce araştırma yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Son günlerde Erzurum ve Türkiye’de depremsellik açıdan hareketlilik gözleniyor. En büyüğü 3.9 şiddetinde olan ve gittikçe azalan şiddetteki depremlerin Aziziye bölgesi Söğütlü Mahallesi bölgesinde MTA tarafından daha önce fay haritasında belirtilmemiş olan fay üzerinde meydana geldi. Yerin 6 kilometre derinliğinde meydana gelen bu sarsıntılar birkaç gün azalarak devam etti. Yani depremlerin olduğu fay hattı sistemde diri fay hattı olarak görünmüyor. Bölgede ya ölü bir fay hattı diriliyor ya da yeni bir fay hattı oluşuyor, bir an önce araştırma yapılarak tespit edilmesi gerekiyor. MTA’nın daha önce yapmış olduğu fay haritasında yer almayan bu bölgede yakın zamanda fayların incelenip bu bölgedeki hareketliliğin daha önce oluşmuş olan ölü bir fay mı veya yeni oluşan bir fay mı olduğu belirlenmesi gerekiyor” dedi.
Enerji boşaldı
Yaşanan sarsıntıların büyük bir depremin oluşmaması için enerjinin boşalımı olarak değerlendirilebileceğini söyleyen Tavlaşoğlu, “Oluşan depremler bu bölgedeki biriken enerjinin boşalması ve daha büyük depremlerin oluşmaması açısından son derece önemlidir. Maraş ve Hatay çevresinde oluşan depremler, depremlerin tetiklenmesi ile ülkemizin dört bir yanında depremlerin oluşması önemli ve normaldir. Ülkemizin deprem bölgesi olduğu herkes tarafından bilinmelidir. Geçmişte büyük depremler oluşmuş, gelecekte de depremlerle yaşamayı öğrenmeliyiz. Deprem oluşmasını engelleyemeyiz. O zaman oluşacak olan depremlerde binalarımızın hasar görmemesi için yeni yapılan binaların zemin etüdü yapılmış, sağlam, yeni bölgelerde yeni deprem yönetmeliğine göre yapılması gerekmektedir” diye konuştu.
Kentsel dönüşüm hızlanmalı
Eski binaların bir an önce kentsel dönüşümle yenilenmesi gerektiğine dikkat çeken Tavlaşoğlu, “Özellikle şehir merkezinde yıllar önce yapılan eski binaların kentsel dönüşümle yenilenmesi, şehrin zemin açısından sağlam bölgelerinde yatay mimari ile yapı stokunun bir an önce dönüşümünün yapılması gerekmektedir. Şehir coğrafi açıdan geniş bir bölgeye sahip. Bu nedenle sağlamlık açısından, yeraltı seviyesinin yüksek olmadığı bölgelerde yeni yapıların yapılması gelecekteki depremlerin hasarlarının minimuma indirilmesi açısından son derece önemli” ifadelerini kullandı.
Geçmiş depremler:
Geçmişte de büyük ve yıkıcı depremlerin yaşandığı şehirde sarsıntılar vatandaşları endişelendirdi. 840 yılında büyüklüğü bilinmeyen bir depremle sarsılan Erzurum’da tarihi surların 8 kulesi yıkılmış. İki ay süren yer sarsıntıları bölgede yaşayanları tarlalarında, boş arazilerde çadır içinde yaşamak zorunda bırakmış.
840 depreminden sonra ise bölgede kaydedilen en yıkıcı deprem yaklaşık bin 120 yıl sonra meydana gelmiş. 1859 yılında bir Haziran günü depremle sarsılan Erzurum’da bu kez can kaybı fazla oldu. Tarihi kaynaklara göre 15 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan deprem 6.1 büyüklüğünde ancak 9 şiddetindeydi. 1983’te büyüklüğü 6.9 olan Erzurum depreminde bin 155 kişi hayatını kaybetti. Ancak yakın tarihli Erzurum depremleri arasında en dikkat çekici olan depremler 2004 yılında üç gün arayla gerçekleşen iki deprem oldu. Kandilli Rasathanesi’nin verilerine göre 5.1 ve 5.3 büyüklüğündeki iki deprem sonucunda 10 kişi hayatını kaybetti. 2004 Erzurum depremleri 720’den fazla artçı sarsıntıyı da beraberinde getirdi. Depremlerin şiddetiyse 6 olarak açıklandı.