Erzurum Güncel- Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Bağcılar Belediyesi’nin iftar yemeğine katıldı. İftar programının ardından Ramazan Çadırı’nda vatandaşlarla bir araya gelen Dinçer, yeni eğitim sisteminde bilinmeyenleri anlattı.Milli Eğitim Bakanlığı olarak büyük değişimlere imza attıklarını belirten Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, “Milli Eğitim Bakanlığı gelenekleri en sağlam olan, kuruluşundan bu yana katılaşmış, gelenekleri olan bir bakanlıktı. Türkiye’nin en merkezi yapısına sahip, en otoriter kurumlarından birisiydi. O kadar büyümüştü ki, bakanlık bünyesinde 35 civarında genel müdürlüğümüz vardı. Biz bunları değiştirdik. Bakanlığımızı küçülttük. Bakanlık şu an 16 bağımsız yönetim birimine sahip” diye konuştu.ÇOCUKLARIMIZI İNTERNET KAFEDEN KURTARACAĞIZFatih Projesi’nin eğitimde bir devrim olduğunu ifade eden Dinçer, şunları söyledi: “Eğitimde Fatih projesini başlattık. Fatih projesi çocuklara sadece bilgisayar dağıtmak projesi değil. Fatih projesinin 5 temel öğesi vardı. Bunlardan bir tanesi çocuklarımıza tablet bilgisayar dağıtmak. Ama daha öncesinde sınıflara akıllı tahta koymaktı. Ama bu tahta sıradan bir tahta değil. Halbuki Milli Eğitim Bakanlığı’nın tanımladığı akıllı tahta doğrudan doğruya bilgisayardır. O dokunmatik bilgisayar çocuklarımızın dünyadaki herhangi bir bilgiyi ulaştıracak bir altyapıya da sahip. Tablet bilgisayar olacak. Akıllı tahta olacak ama beraberinde internet hizmeti de olacak. Çocuklarımızı bu vesileyle internet kafelerden kurtaracağız. Ücretsiz dağıttığımız kitapları zenginleştireceğiz. Her konuyla ilgili belgeseller, görsel sunumlar olacak. Tablet bilgisayarı, akıllı tahtasıyla bir bütünlük içerisinde dünyanın en gelişmiş teknolojilerinden birisini proje olarak uyguluyoruz.”Bir üçüncü projenin Okullar Hayat Olsun Projesi olduğunu açıklayan Dinçer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu daha çok velileri ilgilendiriyor. Biz bugüne kadar okullarımızı sadece eğitim hizmeti için kullandık. Halbuki bu okullar mahallenin ihtiyaçlarını karşılayacak potansiyele sahipti. Şimdi okulları mahallenin hizmetine veriyoruz. Eğer spor, konferans salonu varsa kolayca kullanabileceksiniz. Belediyeler hizmetlerini okullarda yaparak size sunabilecek. Okul bahçeleri, o mahallenin yeşil alanını karşılayacak. Bu projede bizler kütüphanelerle bilgisayar laboratuvarlarını birleştirerek yeni bir hizmet vereceğiz. Yeni bilgisayar laboratuvarı olan kütüphaneler oluşturacağız. Genelde kütüphaneler sadece ders için açılıyordu şimdi her zaman açık, çocukların zeka oyunlarıyla haşır neşir olacağı bir kütüphane tasarlıyoruz. Bunu sadece çocuklar değil velilerde kullanabilecek. Okullar mahallemizin hayat alanı olsun. Lütfen gidip kullanın.”Dördüncü ve en önemli değişimin eğitimde 4+4+4 sistemi olduğunu belirten Dinçer, sistemin detaylarını vatandaşlara şöyle anlattı: “Eğitimde çok köklü değişiklik yapmaya başladık. Bu değişiklik birbirinden kopuk değişiklikler değildir. Bunların her biri ortak bir anlam ifade ediyor. Bunca zaman Türkiye’de devletler, hükümetler tek bir eğitim hizmeti sundu. Bireysel farklılıklar göz önüne alınmadı. Çocuklar tek düze kabul edildi. Hepsine aynı eğitim hizmeti sunuldu. Sadece çocuklara değil, bu topraklarda yaşayan farklı inanca, etnik yapıya sahip insanların da ihtiyaçları göz önüne alınmadı. Farklı mezhep, dinde olanların beklentileri ihtiyaçları farklıydı. Devlet bir eğitim sistemi tasarlıyor, herkese bunu alın diyordu. Aslında bu eğitimin amacı belirli tek tip insan yetiştirmekti. Son yıllarda yapılan değişimle bu anlayışı terk ediyor, yeni bir yaklaşım tarzı sunuyoruz. Her çocuk özeldir. Farklı ilgi ve ihtiyaçları olur. Bunu hesap ediyoruz. Ayrıca toplumun farklı kesimlerinin ihtiyaçları da farklı olabilir. Dolayısıyla onlarında ihtiyaçları göz önüne alınmalıdır. Türkiye’nin çağdaş dünyayla rekabet edeceği yeni bir düzlem anlamına gelir."EĞİTİMİN 12 YILA ÇIKARILMASI TÜRKİYE İÇİN CİDDİ BİR İHTİYAÇTIDördüncü ve en önemli gelişme olan eğitimde 4+4+4 sisteminin Türkiye için bir ihtiyaç olduğunu dile getiren Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, yeni eğitim anlayışında 3 ana ayak belirlediklerini söyledi. Bakan Dinçer, konuşmasında, “Birincisi, küresel dünyada çocuklarımızın rekabet edeceği bilgi ve yeteneklerle onları donatmak. İkincisi, toplumumuzun ihtiyaç duyduğu bilgi ve yeteneklerle donatmak. Üçüncüsü, sosyal sorumluluk duygusuna sahip, toplumsal ve ahlaki değerleri kazanmış, onlarla donanmış, tarih ve millet şuuru olan bir nesil yetiştirmek olacak. Bu üçünü yan yana koyduğumuzda çocuklarımızın ilgi ve ihtiyaçlarını karşılayabilecek türden tercihler yapılabileceği, zenginleştirilmiş bir eğitim sistemi kurgulamaya çalışıyoruz. Biz eğitimi 12 yıla çıkardık. Eğitimin 12 yıla çıkarılması Türkiye için ciddi bir ihtiyaçtı. Bunun hiç kaçarı yok.”Eğitim sistemini değiştirirken haksız eleştirilere de maruz kaldıklarını belirten Bakan Dinçer, sözlerine şöyle devam etti: “Kanun mecliste görüşülüyorken, genellikle muhalefet ve toplumun belli kesimleri ideolojik davranarak, kız çocuklarının okullaşmalarının önünün kesileceğine dair kara propaganda yaptı. Şimdi size soruyorum. 7 yaşında çocuk okula başlıyor. 8 yıllık zorunlu eğitimi alıyorsa, 15 yaşından sonra onu eğitime zorlayan bir şey var mıydı? Peki böyle bir çocuk mu evinde olurdu? Yoksa 12 yıllık eğitimi alınca, 18 yaşına kadar okumak zorunda olan çocuk mu evinde oturmuş olacak? Erken evliliğe açık hale gelecek. Sizce hangisi daha mantıklı? Eğitimin kademeli hale gelmesi Türkiye’de eğitimin daha demokratik, daha esnek hale gelmesidir. Daha demokratik ve esnek bir demokrasi kurguluyorken, bu kez de dindar nesil yetiştirme konusu üzerinden bize eleştiri yapmaya başladılar."Bakan Ömer Dinçer vatandaşların sorularını cevapladıktan sonra Başkan Lokman Çağırıcı tarafından kendisine çeşitli hediyeler takdim edildi.Vatandaşların Ramazanını tebrik eden Bağcılar Belediye Başkanı Lokman Çağırıcı ise, “Sayın bakanımıza sizler adına teşekkür ediyorum. Gönül sofralarımız devam edecek” dedi.