Erzurum Güncel-Erzurum'un en görülesi yapılarından biri, Rüstem Paşa Kervansarayı, halk ağzındaki adıyla Taşhan. Önemli bir yapı olduğundan değil, ama içinde ünlü kuyumcular çarşısı var! Eşimin peşine katılıp gidiyor ve hayran kalıyorum. En çok, yörenin tipik Oltu taşı göze çarpıyor. Civardaki Oltu ocaklarının bulunması, yüzyıl öncesine denk gelmiş. Yarı-değerli bir taş olan Oltu'nun soylu siyah rengi var. Yeşili de çıkıyor. Ayrıca akik, zeberced gibi taşlar da katılarak, çok güzel ve şaşılacak kadar ucuz mücevherler imal ediliyor. Hele biraz bildiğim Kapalıçarşı fiyatlarıyla karşılaştırınca! Biz Ömer&Ali Canımkurbey kardeşlerin Emre adlı dükkânına denk geliyoruz. Oradaki atölyelerini de gezip, işi öğreniyoruz! Ve bir şeyler alıyoruz. Giderseniz, Taşhan'ı kaçırmayın. Yeme-içmeye gelince... Buranın özel yemeği, cağ kebabıymış. Elbette hemen gidiliyor. İlk yediğimiz yer Muammer'de, çok memnun kalıyoruz. Bu, yatar döner gibi bir şey. Eti çok iyi pişmiş, gevrek ve leziz bir yemek. Tabağınıza şişlerin biri gidip öbürü geliyor. Ayrıca ünlü tatlısı kadayıf dolması da leziz. Aynı şeyleri Gel- Gör, Koç gibi lokantalarda da yiyoruz. Tuhaf bir yer, Erzurum Evleri ve asıl büyük mekânı olan Saklı Konak... Siyami Demir adlı çılgın (!) bir koleksiyoncu, aynı sokaktaki 11 adet eski Erzurum evini satın almış veya kiralamış, birbirlerine bağlamış, içlerine yine eski evlerden aldığı her türlü eski eşyayı depolamış. Ve ortaya görkemli bir etnografik müze çıkmış. İçindeki mekânlarda küçük toplantılar veya Saklı Konak'ta büyükleri yapılabiliyor. Görmeye değer... Son bir not. Erzurum tam bir şantiye. Hem kent, hem bizim de kaldığımız spor ve kayak merkezi Palandöken'in yolları. Çünkü kent, Ocak 2012 sonundan itibaren Universiade denen dünya üniversite kış oyunlarına yuva olacak. Beş atlama kulesi, paten ve hokey salonları, öğrenci yurdu ve daha birçok tesis yapılıyor. Ve daha çok iş var gibi gözüküyor. Ama vali Sabahattin Öztürk bize her şeyin zamanında biteceğini söyledi. Umarım öyle olur.