Erzurum Güncel- Erdoğan, "Ya biz bir yolda beraber aynı dava arkadaşı değil miyiz, gönüldaş değil miyiz, nasıl oluyor da bir anda af edersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz" dedi. Erdoğan'ın bu sözleri KHK hakkında olumsuz yorum yapan Abdullah Gül ve ona destek veren Bülent arınç'a cevap yorumlandı.
Erdoğan KHK'yı eleştirenlere şu sözlerle yüklendi:
"Tabii üzüldüm yapmamaları gerekirdi ama bu katılanlar ne yazık ki 16 Nisan'da da aynı kampanyaya katıldığını görüyoruz. O gün bu kampanyaya katılanlar evet demediler, hayır dediler, niye, onlar bu işleri çok iyi biliyorlar. Ya biz bir yolda beraber aynı dava arkadaşı değil miyiz, gönüldaş değil miyiz, nasıl oluyor da bir anda afedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz, nasıl olur. Özellikle CHP'nin bazı milletvekilleri haysiyet çizgisinin dışına taşan sözlerle güya hükümete ama asıl halkımıza terbiyesizlik yapmaya başladı. Milletimizi hedef alan saldırılara tahammül etmemiz mümkün olamaz. Darbe teşebbüsü tarihimizin en ahlaksız girişimiydi, bastırma tarzı ise en ilkeli en gururlu en onur verici hadisesidir. Biz böyle bir milletin evladı olmaktan şeref duyuyoruz. Yapılacak iş gayet basittir, ilgili yerlere bu görüşler iletilir, tartışılır ve gereği yapılır. Bunun yerine CHP ve birtakım terör örgütlerinin hakaret için açtıkları yoldan gitmenin adı olsa olsa fırsatçılıktır. Birilerinin zil takıp oynamasına vesile oldukları için yazıklar olsun. Onlar oynuyorsa herhalde iyi yolsa değilsiniz. Ortada bir hata varsa düzeltilir. Talep varsa karşılanır ama biz bunu akşam yatıp sabah kalkıp yapmadık ki. Biz Bay Kemal'in partisİ miyiz? Herkesi küçük hesaplardan ayrı durmaya davet ediyorum.
Erdoğan, partisinin Kastamonu İl Kongresi'ne katıldı. Erdoğan burada yaptığı konuşmada şu ifadeleri kullandı:
Tek tip elbise ile ilgili 'Onların yakınları yok mu, üzülmeyecekler mi' diyor. Ya sen ne cins adamsın be! Sen benim 251 şehidimin yakınlarını düşünmüyorsun. 'Onların acaba yakınları, kardeşleri şehit olduğu zaman ne yaptılar' diye soruyor musun? Niye düşünsün ki, havalimanına gelip Bakırköy'deki belediye başkanının evinde istirahate çekilip televizyondaki darbeyi seyreden bir adamdan başka ne bekleyebilirsin ki. Utanmadan 'Cumhurbaşkanı bana haber verseydi beklerdim' diyor. Ben haberi tüm milletime verdim. Biz telefonlarla haberi verdiğimizde on binler, yüz binler meydanlara yürüdü. İstanbul Atatürk Havalimanı'na indiğim zaman on binler oradaydı. Ama sen öyle bir tipsin ki orada on binleri görüyorsun, tankların sorumlularıyla ekibin görüşüyor, anlaşıyor. Oradan kaçıp Bakırköy'e gidiyorsun. Bu karakter meselesi. Bu cibiliyet meselesi. Bir de 'Darbe olsa karşısına dikilirim' diyorsun. Sevsinler... İspatı ortada, kaçtın gittin
"Hep fitnenin peşinde"
Milletim seni iyi tanıyor. Nasıl yalancı olduğunu da çok iyi biliyor. Bu kişi hayatının hiçbir döneminde milletimizin, devletimizin hakkını hukukunu savunmamıştır. Hep fitnenin, ayrıştırmanın peşinde olmuştur. Tüm terör örgütlerine destek vermiştir. PKK'nın destek verdikleriyle kol kola yürüyen kişi değil mi? Onlar destek verdi, güya Hakkari'de miting yaptı. Bu iş yürek işi. Bu öyle lafla yürümüyor.
Zalimin adı dün rejimdi, DEAŞ'tı, bugün YPG. DEAŞ'a ne yaptıysak bu örgüte de aynısını yapacağız ve sınırlarımızı güvenli hale getireceğiz. Rusya ve İran iek nasıl çalışıyorsak ABD ile de öyle çalışmak istiyoruz. Sorun ABD'nin bizimle çalışmak isteyip istememesidir.
Darbe girişiminden yaklaşık iki hafta sonra çıkardığımız KHK'da kamu görevlilerinin aldığı kararlar ve eylemlerinin sorumluluk doğurmayacağı hükmünü getirmişiz. Üstelik bu kararname Meclis'te de görüşülerek yasalaşmıştı. Yani tüm vekillerin haberi var. Aynı hükümleri içeren düzenlemeye 15 Temmuz'da cesaretle darbecilere karşı koyan sivil vatandaşlar için de ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Nedense büyük bir gürültü koparılmaya başladı. Bana göre büyük değil. Tuhaf kampanyalar başlatıldı. Hatta içimizden bazıları da bu kampanyaya katıldı. 16 Nisan'da da bugün bu kampanyaya katılanlar 'Evet' demedi. Biz bir yolda aynı dava arkadaşı değil miyiz? Nasıl oluyor da bir anda affedersiniz Bay Kemal'in kayığına biniyorsunuz. Özellikle CHP'nin bazı milletvekilleri her türlü terbiye ve haysiyet sınırını aşan cümlelerle güya hükümete ama aslında millete hakaret etmeye başladı. Hele Muğla Milletvekili var ki, terbiyesiz, ahlaksız ifadelerle benim milletime saldırmıştır.