Erzurum Güncel- Cumhurbaşkanı konuşmasında, 'İçerimizdeki bazı gafiller sanıyorlar ki mesele Tayyip Erdoğan meselesidir. Hayır mesele Türkiye meselesidir. Mesele İslam meselesidir. Haram görmüş kursak ve çürümüş bir gönül akıbeti ölüm olan çaresiz bir hastalığa tutulmuş demektir' dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Malazgirt Zaferi'nin 947. yıldönümü dolayısıyla düzenlenen, 'Anadolu'nun Fethi Malazgirt 1071 Töreni'nde halka seslendi. Cumhurbaşkanı, MHP lideri Bahçeli'nin önerisi üzerine Ahlat'a 10 dönümlük Cumhurbaşkanlığı köşkü yapılacağını açıkladı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
Bayram dönüşü için yollara çıkan sürücü kardeşlerimize dikkatli olmalarını rica ediyorum.
Şu anda Malazgirt ovasını görüyorum. Onbinler burada. Az önce resmi rakamı aldım, 75 bin kişi.
Ahlat'a bir Cumhurbaşkanlığı köşkü yakışır. Çünkü Sultan Alparslan oraya otağıyı kurdu. Selçuklu mimarisiyle çok kısa zamanda orayı bitireceğiz inşallah. Bugün vali ve belediye başkanımızla görüştük. Onlar 1071 metrekare yer düşünmüşler. Dedik olmaz. 1071 metrekare oturum alanı olur en az 5 dönüm çevre düzenlemesiyle. Belediye başkanımız da coştu en az 10 dönüm dedi. Bu bir işaret fişeğidir inşallah sonu da hayır olur. Malazgirt savaşının yaşandığı bölgeyi milli park olarak ilan ettik ve düzenlemesine başladık. Bu yıl milli park alanının ilk etabı devreye girdi.
'MALAZGİRT'TE SADECE ZAFER KAZANMADIK, MİLLET OLDUĞUMUZU İLAN ETTİK'
Fetih zulme karşı başkaldırının adıdır. Bizim medeniyetimiz bir fetih medeniyetidir. En büyük fethimiz gönüllerin fethidir. Kaç asır geçerse geçsin varlığımız bu sayede devam ediyor. Malazgirt’te kazandığımız zafer bize Avrupa’nın ortalarına kadar giden yolu açmıştır. Bu yüzden Malazgirt Mekke, Medine, Bursa, Edirne, İstanbul tüm Balkanlar demektir. Malazgirt ruhunu unutursa ne öncemiz kalır ne sonramız. Biz Malazgirt’te sadece bir zafer kazanmadık Malazgirt’te millet olduğumuzu tüm dünyaya ilan ettik. Şayet Malazgirt ruhunu yaşatmayı başaramazsak geçmişimizle birlikte geleceğimiz de kaybederiz.
Türk milletinin geleceği için topyekün ayağa kalkabilmesi için bu tarihi hadiseyi asla unutmayın unutturmayın. Türkiye her dönemde olduğu gibi bugün de sadece kendi, sınırlarından ibaret bir ülke değildir. Türkiye gerisindeki koskoca bir tarihin ve insanlığın sorumluluğunu taşıyor. İdeallerimizi siyaset yoluyla hayata geçirmeye başladığımız günlerden beri bu sorumlulukla hareket ediyoruz.
Suriye'de huzurun ve güvenin gerçek manada tesis edildiği yegane yerlerin Türkiye'nin kontrolündeki bölgeler olması boşuna değildir. Aynı huzur ortamını Suriye'nin diğer bölgelerinde de tesis edeceğiz. İnşallah aynı güven ortamını Irak'ta terör örgütünün faaliyet gösterdiği yerlerde de inşa edeceğiz. Bizim güvenliğimiz kendi sınırlarımızda değil nerede tehdit altında bir kardeşimiz varsa onun bulunduğu yerde başlar. Bunun için siyasette diplomaside güçlü olmak zorundayız. Ekonomide, ticarette, teknolojide güçlü olmak zorundayız. Tüm kurumlarımızla güçlü olmak zorundayız. Aksi takdirde bize bu dünyada bir tek gün yaşama hakkı tanımazlar. Mesele AK Parti meselesi değil mesele Türkiye meselesidir, mesele milletimizin şahsında sembolleştirdikleri İslam meselesidir. Batıyı tanıyan herkes bilir ki Türk demek Müslüman demektir. Türkiye demek tüm müslümanların hamisi, umudu demektir. Batıyla doğrudan teması olup da hala kimliğini özgürlüğünü koruyabilen tek ülke ve millet biziz. Mazlum toplumlar bunun için Türkiye'ye bu kadar değer veriyor bizi kalplerinden ve dualarından eksik etmiyorlar.
'MESELE TÜRKİYE'
En ufak bir zaaf belirtisi gösterdiğimizde üzerimize leş kargaları gibi geleceklerini görürsünüz. İçerimizdeki bazı gafiller sanıyorlar ki mesele Tayyip Erdoğan meselesidir. Hayır mesele Türkiye meselesidir. Mesele İslam meselesidir. Haram görmüş kursak ve çürümüş bir gönül akıbeti ölüm olan çaresiz bir hastalığa tutulmuş demektir. Bir kez daha Malazgirt zaferimizin 947. Yılını tebrik ediyorum. Bu gazada yer alan tüm kahramanları şükranla yad ediyorum.