Erzurum Güncel- Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, A Haber Ankara temsilcisi Murat Akgün moderetörlüğünde Gündem Özel'de gazeteci Elif Çakır, Sabah gazetesi Genel yayın yönetmeni Erdal Şafak, Star yazarı Elif Çakır, Sabah yazarı Sevilay Yükselir, Star gazetesi Yayın yönetmeni yardımcısı Yusuf Ziya Cömert'in soruları yanıtlıyor.Başbakan gündemdeki birçok önemli konuya ilişkin açıklamalarda bulunuyor.Tutuklu yargılanmasını dahi doğru bulmuyorum Başbakan Erdoğan, İlker Başbuğ’a terör örgütü üyeliği yakıştırmasının çok çirkin olduğunu söyledi. Askerlerin tutuksuz yargılanmasından yana olduğunu söyleyen Erdoğan, Başbuğ için “Tutuklu yargılanmasını dahi doğru bulmuyorum dediÇOK ÇİRKİN: İlker Paşamıza yapılan benzetmeleri doğru bulmuyorum. Bir örgütün mensubuymuş gibi yaklaşımları çirkin buluyorum. TSK’da, Genelkurmay Başkanlığı görevine gelmiş biri için bu yakıştırmaları doğru bulmuyorum. Tutuklu yargılanmasını dahi doğru bulmuyorum. Tutuksuz yargılanmasından yanayım. AMBALAJLIYORLAR: Şu anda içeride olan insanların hepsi haklı olarak içeridedir diyemeyiz. Kim bilir burada düşünce noktasından, hatta hatta geçin onu adi suçlardan bile bir çok insan içeriye atılabiliyor. Yanlış hükme mahkum olanlar da var. Beni niçin içeri attıklarını ben bilemiyorum. Çünkü devletin bütün kitaplarında Milli Eğitim Bakanlığı’nın kitaplarında olan bir şiiri okuyan insan içeriye giriyor. Bunun hiçbir şeyle izahı yok ki. Geliyorlar ambalajlıyorlar, o ambalajla içeri koyuyorlar. TUTUKSUZ YARGILANMALI: Silahlı kuvvetler mensuplarının tutuksuz yargılanması gerekir. Ben kolay kolay bir silahlı kuvvetler mensubunun bu ülkeden kaçacağına ihtimal vermiyorum. Sivillerden kaçanları biliyoruz da ama şuana kadar TSK’dan ayrılıp bir tane kaçan var. Bunun dışında olmadı. Hatta hatta NATO’da görev yapan, yurtdışında görev yapan personellerimizden bu süreç içerisinde olanlar, bakın çağrılmışlardır ailelerini bırakmak suretiyle gelmişler ve tutuklanmışlardır. Bu bir inceliktir. Bir hassasiyet var. Öyleyse tutuksuz yargılarsınız. SIKINTI OLDU: Ama bu şekildeki bir yaklaşım hakikaten bir çok sıkıntıya neden olmuştur. Üzülerek söylemek durumundayım. Gerçekten bizim bu son Yüksek Askeri Şura, başta Genelkurmay Başkanım olmak üzere, oradaki ekipte görev alanlarla hakikaten iyi bir çalışma oldu. KADROSUZLUK: Burada bir şeyi söylemem lazım. Bazen bilir bilmez bazı şeyleri yazıyorlar. Emekli edilen generallerle ilgili özellikle yazıyorlar. Efendim diyor, bu 55 general ve amiral bunlar basın açıklamasında yer aldığı gibi kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir. Bu bir yıl daha niye uzatılmadı? Bu uzatma kararını askeri şura ya bir ihtiyaç nedeniyle verir, eğer ihtiyacı yoksa emekli eder. Çünkü bir generalin generallikte kalma süresi normalde 4 yıldır. Ya terfi edilir, ye ertelenir yada emekli edilir. İhtiyaç olanlar terfi edilmiştir veyahutta ertelemeye girmiştir. Ama olmayanlar da kadrosuzluk nedeniyle emekli edilmişlerdir. GÜL İLE İLİŞKİLER Burdan kimseye ekmek çıkmaz Cumhurbaşkanı seçimlerine henüz 2 yılı aşkın zaman var. Türkiye olarak çok bizim şu anda çok işimiz var. Bu gündeme bu olayın bu şekilde düşmesi bizi üzmüştür. Bizim sayın cumhurbaşkanımızla aramızdaki mesafeyi kimsenin açmaya ne yetkisi ne hakkı ne de cüreti olamaz. O da bazı köşe yazarlarının yazdıkları da oradan başlayan bir süreç... O süreç aslında Meclis’teki düzenlemeye dayanıyor. O düzenlemenin daha sonra CHP tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürmesi, verdiği karar ve karar üzerinde malum milletvekili bakan arkadaşlarımın bazı yaptığı yorumları oldu, hukuki bir yaklaşımdı. Ama daha sonra bu tekrar basın müşaviri arkadaşın ki böyle bir şey girmesi bir defa ne hakkınadır ne haddinedir, en azından bir memurdur böyle birşeye giremez. Kaldı ki biz Cumhurbaşkanımızla aramızdakini kendi aramızda hallederiz zaten. Cumhurbaşkanlığı seçiminden bu yana olsun önceki dönemlerde olsun kendileri başbakanken milletvekili seçildikten sonra bana görevi devredilmesi olsun kendi cumhurbaşkanlığına gelişleri süreçleri olsun bunlar hep demokraside görülmemiş şeylerdir. İki kardeşlik hukukun ötesindeki fiili durumları, hukuki durumları birlekte yaşadık zaten. Kimse bizden kalkıp bunun ispatını beklemesin. (...) Olayın aslı buduru, asla Cumhurbaşkanımızla aramızdaki hukuku kimsenin bozmaya yetkisi yoktur. Haddi de yoktur. Buradan da kimseye ekmek çıkmaz. HATAY’DAKİ SKANDAL Tezgahın içinde CHP var Konunun iki boyutu var aslında. Bir defa orada o ilçede benim gençlik kolları başkanının oradaki kantinde çalışması bir yanlıştır. Bu birincisi. İki, milletvekili oğlunun oraya gitmesi ve orada da tartaklanma olayının olması maalesef o da söz konusu. Burada tabii polislerin karşısında bu şekilde çıkarılması yanlış bir olay. Polislerle böyle bir tespit gerecekse şikayetçinin onları görmesi fakat onların görmemesi gerekiyor. Burada çok ilginç bir düzenleme yapılıyor. Bu tezgahın içinde maalesef bir CHP milletvekili var, içerden de ona servisi yapanlar var. Oradaki durumu emniyet müdürü arkadaşımız maalesef iyi yönetememiştir. O tablo üzüntü vericidir. Gerekli kararı arkadaşlarımız verecektir.SURİYE‘Yanlışa sabırlı olmayız’ (“Esad’ın son zamanlarına gelindiğini söyleyebilir miyiz?” sorusu üzerine): Şu andaki görüntü o. Şu anda mesela, İstanbul Türkiye için neyse Halep Suriye için odur. Ankara Türkiye için neyse Şam Suriye için odur. Biri siyasi merkez, biri ticari merkez. Ticari merkezde aldığımız haberlere göre Esad yönetimi yığma gayreti içerisinde fakat muhalif güçleri kırsalda kuşatma noktasında çok başarılılar. Çok ciddi bir bölümü onların hakimiyeti altında. Finali oynuyorlar. Her geçen gün Esad’ın sonu yaklaşıyor. BM Genel Kurul’da 133 ülkenin Esad’ın aleyhine vermiş olduğu karar, 30 küsür ülkenin çekimser kalması bunların içinde malum Rusya’da çekimser kaldı. Bunlar önemli gelişmeler.(“Amonas’lardaki sızmayı önlemek için Suriye’de de aynı model uygulanabilir mi?” sorusu üzerine) “Uygulanmayacağı ne malum. Bu an geldiğinde mesala bizim şuanda diyelim ki bizim 3 tane tugayımız sınırda tatbikatlarını sürdürüyor. İşte sizlerde takip ettiniz bunlar nedir? Her an sitin üzerinde duran bir Türk Silahlı Kuvvetleri var. Kusura bakmayın bunu yapmak durumundayız. Böyle olmak durumundayız. Mesala şimdi bizim orada Süleyman Şah türbesi var. Süleyman Şah türbesi çevresiyle birlikte bizim topraklarımızdır. Yani şimdi orada yapılacak herhangi bir yanlış harekete bizim sabırlı olmamız mümkün değil. Çünkü bizim topraklarımıza bir saldırıdır. Aynı zamnda Nato topraklarına saldırıdır. Bugün zaten herkez kendi görevini bilmektedir. Gereğini de yapacaktır. Yapmaktadır.”ŞEMDİNLİKontrolümüz altında“Şemdinli’de biliyorsunuz 23 temmuz itibariyle başlayan bir süreç oldu. Yine ifade ettiğimiz medya Şemdinli’de adeta psikolojik harekatı başlattı. Çok çirkin bir harekattı. Bu silahlı kuvvetlerimizde gerek Genelkurmay Başkanım gerekse diğer arkadaşlarımızı moral noktasında etkiliyor, bizi etkiliyor. Orada karada, havada sürekli mücadele sürdüren bizim güvenlik güçlerimiz var. Artık polisle de özel harekat iç içe müşterek bu harekatları yürütüyorlar. Bugüne kadar olmayan bir şey. Bu da tabii iftihar bizim için. Şu ana kadar bütün istihbarat bilgileri olarak söylüyorum. Şemdinli olayında 23’ünden itibaren bizim 2 şehidimiz var fakat 115 terörist etkisiz hale getirildi. Ölen asker sayısının fazla olduğu söylentilerinin hepsi yalan. Malum medyaları var ya. Bu söylentileri bunlar çıkarıyor. Twitler oralardan alıp haber yapıyorlar. Bunlar çok komik şeyler. Silahlı kuvvetler kalkar da şehit olan silahlı erini gizler mi? Ya da şu kadar helikopter düşmüş bunu gizler mi? Buna alet oluyorsunuz. Bu kimin medyası diye soruyorum bu soruyu? Terör örgütünün yayın organları var biliyoruz. Bir de bunlarla ilişkisi olmadığını söylediği halde bilerek veya bilmeyerek onları tezgahına odun taşıyanlar var. Bunları nereye kadar kabulleneceğiz. İsmen mi bunları ifşa edeceğiz. Artık bunları okuyanlar benim vatandaşımın aklı selim ile değerlendirmek suretiyle gereken tavrı takınması lazım. Bunlara gereken tavrı koymamız lazım.” Bizim kontrolümüz dışında biryer yok. Güvenlik güçlerimiz istediği anda istediği yere istediği müdahaleyi yapmak suretiyle oralardaki operasyonları gerçekleştiriyorlar. Bakın psikolojik hatrekatın neticesi bunlar. Yani dışarıdan bakan bu tip gazeteleri okuyarak ne yapıyor? Ya Şemdinli’de acaba devlet yok mu? Oterite yok mu? Acaba tamamiyle kaybedilmiş durumda mı? Bakın Şemdinli’ye, Yüksekova’ya, Çukurca’ya, Merkeze benim parti teşkilatım bile sürekli oralarda. Obama saygılıdır“Obamanın konuşmamız esnasında hangi pozisyonda olduğunu neyle nasıl konuştuğunu bilemem. Fotoğrafın ne denli doğru olduğunu bilemem. Benim karşımda oval ofiste veya diğer zamanlarda gördüğüm sayın Obama gayet saygılı. Bu noktada ben medyadaki yorumlara komik bazı yapılan şeylere itibar etmiyorum. Ben başa baş tanıdığım Obama’yı konuşuyorum. O Obama’da benim karşımda ciddidir saygılıdır.” Dolmabahçe görüşmesiBen Genelkurmay Başkanım'la her şeyi konuşurum. Genelkurmay Başkanı'mla her yerde konuşurum. Başbakanlık'ta konuşurum, giderim Genelkurmay'da konuşurum, İstanbul'a gelmişim Dolmabahçe'de konuşurum. Ama ben kendisiyle, o 27 Nisan ardından bir görüşmeydi, o zaman böyle bir görüşmeyi burada yaptığımızda kendisine ben şunu söyledim. 'Bakın' dedim, 'Bu aramızdaki görüşme sizde kaldığı sürece bilesin ki benimki de benimle mezara gider'. Ama sizden bir şey çıkarsa çıktığı anda ben de söylenmesi gerekeni söylerim. Mezara kadar gidecek olanın ne olduğunun sorulması üzerine de Erdoğan, 'İki insanın kendi arasında mahremi olmaz mı? Hele hele bir Başbakan'la Genelkurmay Başkanı'nın mahremi olmaz mı?Birilerinin, Genelkurmay Başkanı'nın eşi ile ilgili şeyler konuşulduğunu söylediğini de anımsatan Erdoğan, 'Ayıptır ya' dedi. 'Devlet işlerinde mahrem olur mu?' sorusu üzerine de Erdoğan, 'Olmaz olur mu?' dedi. 'Orada bir pazarlık olup olmadığının konuşulduğunun' ifade edilmesi üzerine de Erdoğan, 'Neyin pazarlığı olacak? Ben Başbakanım, Büyükanıt da Genelkurmay Başkanı. Neyin pazarlığını yapacağız?' diye konuştu. 'Aleviyim diyenden daha Aleviyim" Aleviliği Hazreti Ali'yi sevenler olarak biliyorum. Şimdi Hazreti Ali'yi sevmekse diyorum ben, bugünkü 'Alevi'yim' diyenlere baktığım zaman hepsinden daha Aleviyim. Çünkü hiç birisi Hazreti Ali'nin yaşadığı gibi yaşamıyor. Ama ben onun gibi yaşamaya çalışıyorum. Ama onlarda öyle bir yaşam tarzı yok... Aleviler Müslüman'dır diyen var, 'Aleviler Müslüman değildir' diyen var. Aynı zamanda bir de bunların içinde ateist olan var. Şimdi eğer biz Müslüman'sak, bir Alevi olarak Müslüman'ın ibadethanesinin tek olması lazım. Cemevine karşı olduğumu söylemiyorum. İbadethanesinin tek olması gerektiğini söylüyorum. Aksi takdirde bu ayrımcılık olur, bölücülük olur. Mesela Türkmen alevileri camiye gelirler, ama şu anda bu gündemde bağıran çağıran tipler varya bunların camiyle mamiyle zaten alakası yok. Cemeviyle de alakası olduğunu zannetmiyorum. O da ayrı konu. Olimpiyatlar Başbakan Erdoğan, olimpiyatlarda Türk ekibinin henüz madalya alamamasına ilişkin de, kendisinin de bu konu üzerinde düşündüğünü belirtti. Erdoğan, olimpiyatlara toplamda 181 kişi ile gidilmesinin bir başarı olduğunu da ifade ederek, ikinci adım madalyalar olduğunu ifade etti. Bu akşam hem voleybol, hem basketbol takımlarının müsabakalarının olduğunu anımsatan Erdoğan, 'İnşallah onlarla, takım halinde hiç olmazsa madalya alabilirse, o bizim için çok çok anlamlı olacak. Ama şimdi bir taraftan güreşler başlıyor. Halterde diyebilirim ki bir yıkıma uğradık. Çünkü halterde beklentilerimiz vardı. Ama güreşte, tekvandoda, boksta alabileceğimiz madalyalarla belki bu üzüntümüzü gidermiş oluruz diye düşünüyorum' dedi. Bu alanda, yeni atılacak adımlara da işaret eden Erdoğan, artık bir çok branşın ilkokullara kadar indirileceğini ve ilkokullar arası, ortaokullar ve üniversiteler arası müsabakaları artıracaklarını belirtti. Erdoğan, 'Görünen şey şu; çalışmak, çalışmak, çalışmak. Altyapı yatırımı. Bunları yapacağız' dedi.DÜŞMAN ÜLKELERMücadeleyle ilgili ülke adı vermek bizim için sıkıntılı olabilir. Ama bunların hangi kaynaklardan beslendiği belli. Bu komşu ülkelerde de var, Batı'da da bunlara destek veren ülkeler var. Bunu genel bir ifade olarak değerlendirirsen isabetli olur. Bunun bir şu anda dağdaki mücadeleyi verenlerin aldıkları destekler var. Siyasi mücadeleyi sürdürenlerin aldıkları destekler var.Mesela bir tespiti daha üzülerek yapmak zorundayım. Ciddi manada aldıkları medya destekleri de var. Yurt içi, yurt dışı. Zaten bölücü terör örgütünün en önemli aradığı şey propagandasını yaptırabilmektir. Buna destek veren yazılı ve görsel medyadır."TAVİZ VERMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"Biz görüşmeleri yaptık. Beraber mücadeleyi kendilerine söylememize rağmen maalesef bu konuda beklenen desteği alamadık. Bunu bir gazetecilikte başarı olarak nitelendirenler de var. Fakat bunun ne getirdiğinin ne götürdüğünün hesabını yapmıyorlar. Kitaplarını da yazıyorlar. Faydalı olduklarını zannediyorlar. Bu ülkede maalesef insanımızın moral değerlerini alt üst ettikleri gibi terör örgütüne de destek vermiş oluyorlar."MUHALEFETİN ÇÖZÜM ÖNERİSİ YOK"Muhalefet lideri diyor ki ‘Kürt sorununu çözeriz’ bunu diyen liderin bugüne kadar çözüm önerisi olarak söylediği bir şey var mı? Ziyaret dediler kabul ettik. 10 tane maddenin bir tanesi hariç diğerleri teşhis.Önerin varsa söyle. Ortada öneri de yok. O üç arkadaş teklifime de hala cevap yok. İki ay geçti. Biz nasıl inanacağız bunlara?"TETİKLERDEN ELİN ÇEKİLMESİ ÇÖZÜM DEĞİL"‘Tetiklerden parmaklar çekilsin’ Bayan Zana ziyaretimize geldi. Bu işleri konuştuk. Orada şu ifade kullanıldı. Dedi ki ‘tetiklerden elin çekilmesi lazım’ dedim ki Sayın Zana bakın bir defa sizin bu ifadenizi kabullenmemiz mümkün değil. Tetiklerden elin çekilmesi çözüm değil. Silahların bırakılması çözüm. Bölücü terör örgütü bırakacak. Çünkü güvenlik güçleri silah bırakamaz. Sürekli taşımak zorundadır. Teröriste karşı da asayişi bozanlara karşı da. Bu güvenlik güçleri bunu taşıyarak güvenliği sağlıyor.Bugün bakıyoruz, parlamentodaki bölücü terör örgütünün uzantısı aynen bunu ifade ediyor: Tetiklerden parmaklar çekilsin. Bir defa bölücü terör örgütünü hala parlamentoda, PKK bir bölücü terör örgütüdür açıklamasını yapmamıştır. Ben kaç kere davet ettim açıklamayı yapın diye. Niye? Oradan besleniyorlar. Benim Kürt kardeşimi de bunlar istismar ediyorlar. Onların terörle alakası yok ki? Bugün belediyelerin bir çoğunda görünen belediye başkanları belediyeyi yönetmiyor. Bunların tayin ettiği kişiler yönetiyor. Bunların da sicilleri malum.