Erzurum Guncel- Erdoğan ile Büyükanıt’ın işbirliği yaptığını ileri süren CHP lideri Kılıçdaroğlu ilginç bir iddiada bulundu: 27 Nisan bildirisi AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur.ANKARA- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Genelkurmay eski Başkanı Yaşar Büyükanıt’ın Dolmabahçe’de gerçekleştirdikleri görüşmeye ve 27 Nisan e-muhtırasına atıfta bulunarak, “Siz bu komutanla kanka oluyor, gizli görüşüyorsunuz. Ne devletin arşivlerinde, ne de başka bir yerde görüşmeye dair tutanaklar yok. Ben muhtıra yazacağım, başbakanla dost olacağım emekli olduktan sonra son derece pahalı bir otomobil bana verilecek ve ödüllendirileceğim” dedi. NTV’de dün soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu’nun değerlendirmeleri şöyle:* TERÖRE KARŞI ORTAK POLİTİKA GELİŞTİRİLMELİ: Hepimiz teröre ve ayrımcılığa karşı ortak bir politika geliştirmeliyiz. Hükümet ne yaparsa yapsın birlik ve beraberliğimizden taviz vermemeliyiz. Teröre, ayrışmaya ödün vermemeliyiz. Ne yaptığının farkında olmayan iktidara da topluca son vermeliyiz. Ayrışma sürecini tetikleyen unsurlara bakmak lazım. Toplumu itidale çağırmak lazım.İnegöl ve Hatay’daki olaylar hepimizi üzdü. Bu olayları ortaya çıkan unsurlar iyi belirlenmeden çözüm üretmezsiniz. AKP’nin yanlışı, çözüm üretememesi. Çünkü ülkeyi yönetme yeteneğini kaybetti. AKP sorunlarım çözen değil, sorun üreten bir parti konumuna gelmiştir.*ERDOĞAN-BAŞBUĞ GÖRÜŞMESİ: Bu görüşme sıradan, olağan bir görüşme değil. Aslında olay siyasal davanın ortaya çıkardığı bir tablodur. Başbakan “ben bu davanın savcısıyım” dedi ve bu davayı siyasallaştırdı. Çağdaş hukuk adına kimsenin kabul etmeyeceği sonuçlar çıkıyor ortaya. Yargıyı siyasallaştırırsanız sizi de aşan durumlarla karşılaşırsınız. Bir başbakan “ben bu davanın savcısıyım” dediğinde, orada hak, hukuk, adaletten söz edilemez.* DAVA SİYASAL: Sayın Başbakan’ın durumuna düşmek istemem. Sayın Başbakan bir mahkemenin kararından sonra “yargı güvenini kaybetti” dedi. Ben “bütün yargı siyasallaşmıştır” demiyorum. Kurumsal baskıyı yargının üzerine herhalde muhalefet yapmıyor. Kim yapıyor o kurumsal baskıyı? Siz ısrarla diyorsunuz ki, “Bu davaya bu yargıç bakacak”, bu, “bu yargıç benim adamım” demektir. Bu dava tümüyle siyasaldır. Bu davada olup da neden yargılandığını bilmeyenler vardır.*UZMAN GAZETECİLER ELEŞTİRİSİ: AKP hükümetiyle birlikte orduyu yok etmek için özel çaba harcanıyor. Belli tv kanalları var. Belli uzman gazeteciler var her şeye maydanoz olan. Benim bildiğim, emekli generaller darbe yapamaz. Bir dönem teşebbüs etmişlerse yargılarsınız. Ama siz yaşamları boyunca bir araya gelmemiş kişileri bir araya getirirseniz, o işin içinde çıkamazsınız. Bu olaylar bizim belleğimize kazındı. Ve bu olaylar AKP hükümetiyle birlikte sorgulanacak.* ORDU YENİDEN DİZAYN EDİLMEK İSTENİYOR: Benim gördüğüm, ordu belli kişilerce yeniden dizayn edilmek isteniyor. Bu yöntem hükümetin dışında yapılıyormuş gibi bir hava yaratılarak yapılmak isteniyor. Siyasal davalarda bu tür olaylar olur. Ben bu sürecin gelecekte saygın onurlu bir miras olarak ortaya çıkacağına inanıyorum.* ERDOĞAN’LA BÜYÜKANIT İŞBİRLİĞİ YAPTI: Geçmişte darbe yapılıyor diye insanları içeri aldınız. Bir komutan çıkıp e muhtırayı koyuyor, ‘Bunu ben yazdım’ diyor. Bu yasalara göre suç. Siz bu komutanla kanka oluyor, gizli görüşüyorsunuz. Ne devletin arşivlerinde ne de başka bir yerde görüşmeye dair tutanaklar yok. Ben muhtıra yazacağım, başbakanla dost olacağım emekli olduktan sonra son derece pahalı bir otomobil bana verilecek ve ödüllendirileceğim. O, e-muhtıra AKP’nin tekrar iktidara gelmesi için konulmuştur. Sayın Erdoğan’la Sayın Büyükanıt iş birliği yapmıştır.* NEDEN SAVCILAR HAREKETE GEÇMEDİ?: Ben 27 Nisan gecesi hiçbir yerde olabilirdim, siz neredeydiniz? Neden savcıları harekete geçirmediniz? İşinize gelince savcıları harekete geçiriyorsunuz. Dolmabahçe’de ne konuştular? Yapılan görüşmeler devletin arşivinde yoksa çıkar işbirliği vardır. O işbirliğini açıklasınlar.* 12 EYLÜL VE KENAN EVREN: “Darbelerle hesaplaşacağız” diyorlar. Ama halkı kandırıyorlar. Geçici 15. maddenin değişmesiyle Kenan Evren yargılanmaz. Kendi tabanlarını kandırıyorlar. Onlara teklif ettik dedik ki, “Getirin size destek olacağız.” Bunlar bölme ve sorun yaratma üzerine politika üretiyorlar.*35. MADDE TARTIŞMASI: Darbeler arkasına sığınan, mağdur rolü oynayan AKP’ye diyoruz ki, “siz hangi maddeden rahatsızsanız gelin değiştirelim”. Önemli olan demokrasi kültürünü yerleştirmek. Sayın Başbakan çıktı ‘siz teklif getirin’ dedi. Siz yasa getirirken bize mi soruyordunuz? Hukukçu arkadaşlar çalışıyor, önümüzdeki günlerde teklifi getireceğiz. Sayın Bahçeli sağduyulu, saygın bir politikacı. Zamansız bulması gibi endişesini anlıyorum ama AKP’nin mağdur politikasından toplumu kurtarmamız lazım. AKP iktidar ama kendini muhalefette hissediyor. Terör konusunda da bu. “Askere ne istediyse verdik terör durmuyor” diyorlar. Kardeşim sen iktidar değil misin? Başbakan değil misin? “Teröre karşı ortak politika geliştirelim” dedik. Hiç oralı olmadı. Sayın Başbakan neden korkuyor, barajı indirmekten? Lafa gelince mangalda kül bırakmıyor, milli irade diye. Hani nerede milli irade?* VATANA İHANET POLEMİĞİ: Başbakan’a çok teşekkür ederim. Dubai’deki anlaşmayı Dışişleri Bakanlığı’ndan istedim. Bana gelen bilgi “bu anlaşma gizlidir, size veremeyiz”. Ben şimdi o anlaşmayı mahkemeye getireceğim. Bir ekonomik anlaşmanın içine siyasi koşul koymak vatana ihanettir. Ben susmayacağım. O anlaşmayı Başbakan’ın yakasına iliştireceğim. Bu sadece bizim ülkemizde değil. Dünyanın her yerinde aynı sonucu doğurur. Sayın Başbakan bu anlaşmadan dolayı Yüce Divan’a gidecek. Daha önce de dedim, sayın Başbakan ülkeyi pazarlıyor. Bir başbakan ülkesini pazarlamaz, ülkesinin tanıtır.