Erzurum Güncel- Çiçek, Emin Pazarcı'nın hazırlayıp sunduğu TRT Haber'deki İnce Çizgi Programında önemli açıklamalar yaptı. Soğuk savaş döneminden kalma alışkanlıklarla her olaya politik zaviyeden bakıldığına belirten Çiçek, Ergenekon Davası'nda da yargı sürecinde bir karar verildiğine işaret ederek şunları söyledi:HUKUK HEPİMİZE LAZIM“Ortada hep beraber yürürlüğe koyduğumuz yasalar ve bir de anayasa var. Yasalar diyor ki, görülmekte olan davalarla ilgili süreci etkileyecek açıklamalar yapılamaz. Bırakın açıklama yapmayı Meclis'te bile görüşme yapılamaz. Allah'ını seven söylesin bu dava ile ilgili konuşma yapmayan kişi kaldı mı? Belki konuşmayan bir tek ben varım, ama öyle bir konu ki, işin içerisinde tutuklu milletvekilleri var, tahliye olan var. Konuşsanız bir türlü, konuşmasanız bir türlü. Meclis'te temsil edilmesi gereken bir takım oylar var, onu temsil etmesi gerekenler tutuklu, bir kısmı hükümlü-tutuklu hale geldi. Öbür tarafta Ceza Kanunu var, Anayasa'nın 138. Maddesi var. Dava hala devam ediyor. Ben de diyorum ki Türkiye keşke bunları yaşamasaydı. Yargılanan insanların bazılarıyla en azından bir hukukumuz var. Aynı dönemde görev yapmışız. Biz bakanız, öbürü asker konumunda, rektör, milletvekili vesaire. Bu insanlar önemli ölçüde ceza almış. Evvela insan olarak üzülürüz buna. Öbür taraftan da bu ülkede herkes kendi yetki ve sorumluluk alanı içerisinde görev yapacak. Bunun dışına çıktığımızda bu türlü sıkıntılar oluyor. Sevdiklerimiz vardır diye hukuku göz ardı etmek doğru değil. Çünkü hukuk hepimize lazım."Geçtiğimiz 10 yıl içinde herkesin kendi görev ve sorumluluk alanı içinde görev yapmadığı zamanlar olduğuna işaret eden ve herkese “geçmiş olsun" diyen Çiçek, tahliye olan CHP Milletvekili Mehmet Haberal'ın durumu ile ilgili olarak şu yorumu yaptı:UYANIK YATMAK, KORKULU DÜŞTEN İYİDİR“Dosyası Yargıtay'a gidecek; Yargıtay'daki süreyi de hesaba kattığınızda arada bir boşluk meydana geliyor. Ola ki Yargıtay'dan farklı bir karar çıkabilir. O zaman aradaki süre belki de geçmiş olabilir. Bu noktada korkulu düş görmekten uyanık yatmak iyidir. Biz geçen sene çıkardığımız 3. Yargı paketinde adli kontrol sistemini daha da genişlettik. Gelişigüzel ve uzun tutuklamalara bir çare olsun diye 'tutuklamayın, yargılamayı yapın, eğer hüküm verecekseniz o zaman tutuklayın' dedik; tutuklayıp sonradan beraat ettirmektense. Şimdi bu adli kontrol sistemi milletvekilleri için de geçerli. Orada cezanın üst sınırı yok. Eskiden 3 yıla kadar olan suçlarda adli kontrol vardı, şimdi ağırlaştırılmış müebbet hapis bile verilecekse tutuklamadan yargılaması devam edilebilirdi."HABERAL'IN TARTIŞILACAK YANI YOK, HUKUK VARÇiçek, Mehmet Heberal'ın yemin tartışmaları ile ilgili olarak da, “Haberal'ın durumunun tartışılacak yanı yok. Türkiye bir kabile, aşiret, çadır devleti değil. Bu kadar yıllık geleneği, hukuku, yazılı kurallar, teamüller var. Kurallar belli, şu anda tutuklu olan 7 kişi ile Mehmet Haberal ve Sinan Aygün, özlük hakları itibariyle milletvekilidir. Anayasa doktirini açısından milletvekilidir; nitekim biz de maaşlarını ödüyor, özlük haklarını veriyoruz. Sadece yemin etmeden yasama faaliyetlerine katılamaz. Nedir o? Kanun teklifi, sonu önergesi veremiyor filan. Yemin ne zaman olur? Düzenleme diyor ki: İlk birleşimde yemin edememişse, daha sonra katıldığı birleşimde yemin eder. Dolayısıyla Sayın Heberal milletvekilidir. BDP'li 5 Kişi, Sayın Balbay, Engin Alan ve Sinan Aygün de milletvekilidir. Sayın Haberal tahliye oldu. Meclis'in ilk birleşimde, ne zaman olacaksa yemin eder. Normalde 1 Ekim'dir. Bu sebeple veya başka bir sebeple Meclis erken toplantıya çağrılırsa o birleşimde yemin eder. Ortada tereddüt edilecek bir durum yok. Sayın Haberal, şu anda bir kanun teklifi, soru önergesi de verse, işlemler 1 Ekim'de başlayacağı için yemin etmemesinin getirdiği bir hak kaybı yok. Hepsi milletvekilidir, yemin etmedikleri takdirde milletvekilliği düşer tartışmasını biz geride bıraktık" dedi.MASUMİYET KARİNESİ ESASTIRÇiçek, “Yargıtay'da nihai karar verilene kadar bu milletvekillerinin tamamına 'suçsuz' diyebilir miyiz?" sorusuna “Tabi. Neticede, hüküm kesinleşinceye kadar masumiyet karinesi esastır. Konuya öyle bakmamız lazım. Çünkü, bugün mahkum olan kişiyi bu davada veya başka davada Yargıtay beraat ettirebilir" cevabını verdi.Çiçek, bu kurala göre, bazı vatandaşların, “Madem masum sayılıyorlar, neden içerdeler?" sorusunu sorduğunun hatırlatılması üzerine de, “Bu dosyayla alakalı bir konu. Bazen halkın düşüncesi, beklentisi ve tasavvuruyla hukuki gerçekler üst üste örtüşmez. Onun için hukuka göre bakarsak birçok konuyu anlamak kolay olur “ dedi.Vatan