Erzurum Güncel-
Jandarma Genel Komutanlığı Asker Savcılığı tarafından Ergenekon davasına gönderilen teyp kaseti içindeki ses kaydında, gazeteciler Soner Yalçın ve Hikmet çiçek’in Binbaşı Cem Ersever ile yaptıkları söyleşi bulunuyor. Ahmet Cem Ersever’in PKK, Abdullah öcalan, Kürt meselesi, Celal Talabani ve henüz aydınlatılamayan uçak kazasında hayatını kaybeden Orgeneral Eşref Bitlis ile ilgili açıklamalarda bulunuyor. Ersever bölgede gelişen olayları ve terörü bundan 20 yıl önce şu sözlerle açıklıyor; “Şu anda o ipleri elinde tutanlar parça önderliğindeki Türkiye’nin rolünü değiştirdiler, Kuzey Irak’a verdiler. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti emperyalizm denetiminde kurulacaktır.”
Ergenekon dava dosyasına giren Cem Ersever’in ses kayıtlarının bulunduğu teyp kasetlerinin üzerinde gazeteci Soner Yalçın, Hikmet çiçek ve Hasan Yalçın’ın isimleri yazılı. Naip hakim Hüseyin çalmuk tarafından bilirkişiye çözdürülen kasetlerde Cem Ersever ile görüşen kişiler X ve Hikmet çiçek adlandırılmış. Naip hakim görüşmedeki kişilerden birinin ellerinde ses kaydı olduğu için Hikmet çiçek olduğunu tutanağa not olarak düşmüş. Ahmet Cem Ersever’in ölümünden kısa bir süre önce gerçekleştirilen röportajdaki diğer kişi ise gazeteci Soner Yalçın. Soner Yalçın daha sonra Ahmet Cem Ersever ile yaptığı söyleşilerin ardından “Binbaşı Ersever’in itirafları” adlı bir kitap yazmıştı.
Varlığı resmi kurumlar tarafından onaylanmayan JİTEM’in kurucularından olduğu bilinen binbaşı Ahmet Cem Ersever’in ölümünden 20 yıl sonra Ergenekon dava dosyasına giren ses kayıtlarında özetle şu ifadeleri yer alıyor;
EMPERYALİZMİN DENETİMİNDE KüRT DEVLETİ
“Neden bütün bunların altında yatan şudur: ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Türkiye her neyse bu bölgede emperyalizmin denetiminde bir Kürt devleti kurulmak istenmektedir. Emperyalizmin denetiminde bir Kürt devleti kurulmak istenmektedir. Bütün hadise budur. Böyle olduğunu savunuyorum”
İPLERİ ELİNDE TUTANLAR ROLLERİ DEĞİŞTİRDİ
“Şimdi eskiden bakınız PKK’nın yola çıkışı diyordu ki önderlik sorunu Kürdistan’da o kitabın adı. önderlik sorunu değil mi orada 2 tür 3 tür öneriler vardır. Birincisi hangi parçanın bağımsızlığa bölünerek geleceği konusu, burada Türkiye Kürdistan’ı seçilmiştir. çeşitli şey nedenlerden dolayı ileride bu Türkiye Kürdistan’ı nı seçecektir. Diğer bölgelerin kurtarılmasına Kürdistan’ın büyük Kürdistan’ın bağımsızlığına kavuşmasına Türkiye Kürdistan’ı önderlik edecektir der. Şimdi önderlik, parçadaki önderlik değişti. İşte o güçler, o güçler o belirli güçler bunu değiştirdiler. Şu anda o ipleri elinde tutanlar parça önderliğindeki Türkiye’nin rolünü değiştirdiler, Kuzey Irak’a verdiler. Kuzey Irak’ta bağımsız bir Kürt devleti emperyalizm denetiminde kurulacaktır daha sonra Türkiye’de çıkan kargaşalıklara İran’da çıkacak olan kargaşalıklara ve hatta hatta giderek zamanla Suriye’de çıkacak olan kargaşalıklara Kürdistan diyecektir ki, işte ben Kürt devletiyim size yardımcı olacağım”
TüRKİYE KUZEY IRAK’LI KüRTLERLE PKK TEMELİNDE İLİŞKİ KURDU
“Yanlış olan şudur yineliyorum bakın; Türkiye Kuzey Irak’la, Iraklı Kürtlerle olan ilişkilerini PKK temelinde kurmuştur. Böyle şey olmaz. Siz böyle yaparsanız işte Celal Talabani gibi Rafsancani’nin tabiri ile siyasi fahişe çıkar ortaya, gelir der ki sana PKK, PKK’yı bir halk olarak bir koz olarak kullanmaya başlar. Olduğu gibi koyun”
TüRK ORDUSU ELEŞTİRİYE AçIK OLMALIDIR
“Şimdi dünyanın, dünyanın hiç bir yeri bakın ordu hakkında ben şunu söylemek isterim. Türk ordusu eleştiriye açık olmalıdır. Neden? Ben eleştiririm çünkü ordu benim ordum. Siz eleştirirsiniz ordu sizin ordunuz. Hepimizin ordusu. Fakat bu eleştirilerin yıkıcı değil yapıcı olması gerekir. Olayı genele getirelim, sadece orduyu bir tarafa bırakalım, orduyu bırakalım bir tarafa genel alalım. Genelde dünyanın her toplumunda her türlü kuruluşta çıkarcı insanlar mevcuttur. Ben size efendim Türk ordusunda çıkarcı yok veya jandarmada çıkarcı yok diyemem vardır. Vardır efendim orada varsa Türkiye Elektrik Kurumu’nda da vardır Kara Yollarında da vardır. Vardır efendim”
ABDULLAH öCALAN DENEN YARATIK ORTADAN KALKACAKTIR
“Eşref Paşa’nın gayesi şunu sık sık söylemiştir: Kürt meselesiyle PKK terörü aynı şey değildir. Bunu sık sık söylemiştir. Rahmetlinin bu ifadesine göre Eşref Paşa’mı yorumlayalım bu anlamda, hani ben bir söylemeyeyim buna göre yorumlayalım. Bilinçliydi bu konularda bilinçliydi. Kürt meselesi ayrıdır PKK terörü ayrıdır. Eşref Paşam dağdaki gerillanın kökünün kazınmasını arzu ediyordu, arzu ediyordu. Ha, PKK terörü bitmeden Kürt sorununa çözüm bulmak eğer varsa bir Kürt sorunu bu da tartışmaya açıktır Türkiye’de. Ondan sonra ancak başlanabilir. Abdullah öcalan denen yaratık ortadan kalkacaktır. PKK denen örgüt ortadan kalkacaktır. Ortada bir mesele varsa ondan sonra bunlara geçilecek”
MİLYONDA BİR OLACAK KAZA EŞREF PAŞA’YI BULDU
“Bana göre yok yani milyonda bir yerdeki olacak bir kaza o da Eşref Paşa’yı bulmuştur. Bu bu istenmeyen beklenmeyen yani bir kaza, o da Eşref Paşa’yı bulmuştur. Olsa çıkardı. Olsa bugüne kadar çıkardı”
DEVLET ŞİDDET KULLANIRSA HATA YAPAR
“Devlet yetersizdir diyorum ama şiddet kullanmadığı içindir demiyorum. Şiddeti kullanırsa şiddet kullanırsa en büyük hatayı yapmış olur.”
CELAL TALABANİ SAHTEKARIN BİRİSİDİR
“Celal Talabani bana göre sahtekarın biridir, kişisel kanaatim. Kürtçü faaliyetler içinde değişik dönemlerde değişik misyonlar üstlenmiş. İlişkilerini bu yönde geliştirmiş, bu ilişkilere bağlı olarak değişik dönemlerde değişik güçlerin hizmetinde olmuş birisi. Bu anlayışını da politikaların gerektirdiği manevralar olarak savunmuş daima kendisi. Celal Talabani düşünce ve eylemde sık sık yer ve mevzi değiştirmesiyle tanınmaktadır. Rusya’dan çin’e, Küba’dan İngiltere’ye, Washington’a kadar her türlü tezgahtan geçmiş durumda. Kimin emrinde kimin adına hareket ettiği bugün hangi misyonun temsilcisi olduğu sır durumundadır. Celal Talabani davranış ve düşünceleriyle siyaset literatürüne siyasi işportacı terimini kazanan kişi olarak da geçebilir yani. Kurtaracak kişi olarak değerlendirilen Celal Talabani Ortadoğu’daki bölücü faaliyetlere yüksek manevra gücü kazandırmada kullanılan maşadan başka bir şey değildir”.
Her türlü hakkı saklıdır.
Hürriyet