Palandöken Dağı’nın ‘Sultan Sekisi’ bölgesinde çığ düştü.
Henüz 16 yaşında Türkiye Şampiyonu Milli Judocumuz Emre Yazgan, yaşamını yitirdi.
Canımız yandı.
Judo Genç Milli Takımı, yüksek irtifa kampı için 4 gündür Erzurum’daydı. Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi’nde (TOHM) kalıyorlardı.
Kondisyon antrenmanı için sabah saatlerinde, başlarında antrenörleriyle birlikte Palandöken Dağı’nın Sultan Sekisi bölgesine geldiler.
Deniz seviyesinden 2 bin 600 metre yükseklikteki ağaçlık alanda kar kütlesi yerinden koptu. 4 sporcu kar altında kaldı. Üçü panik halinde kendi imkanlarıyla esaretten kurtulmuştu ancak Emre Yazgan, kayıptı.
Olayı görenler hemen lokasyon yönetimi Ejder 3200’ün ekiplerine haber verdi. AFAD timleri bölgeye koştu.
Yaklaşık 2 metre derinlikten Emre Yazgan çıkarıldı. Ambulansla hastaneye yetiştirildi.
Vali Mustafa Çiftçi, olay yerindeydi.
İlk açıklaması, “Doğa yürüyüşüne çıkmışlar. 4 sporcu çığın altında kaldı üçü kendi imkanlarıyla çıktı. Emre Yazgan maalesef çıkamıyor. Arkadaşlar bilgi verdi, boynu kırılmış dediler, suni teneffüs yapıyorlar. Kurtarılamıyor, vefat ediyor. Üç yaralımız hastanede onların sağlık durumu iyi” dedi.
O dakikadan hemen sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı başta olmak üzere Erzurumlu siyasiler “Palandöken Kayak Merkezi’nde çığ düştü” paylaşımlarıyla Emre Yazgan’ın ailesine başsağlığı paylaşımları yapıyordu.
Doğa yürüyüşü değildi, 14 kişilik Judo Genç Milli Takımıydı. Üstelik Emre Yazgan yaşıyordu!
Aradan yarım saat geçmedi ki, Vali Çiftçi NTV canlı yayınında “5 yaralımız var. Sporcumuz Emre Yazgan da yoğun bakımda” deyince, siyasiler bir bir paylaşımları sildi!
Rezalete bakar mısınız diye yazıyordum ki…
Bırakın olay yerini o sırada şehirde dahi olmayan Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen, CNN Türk’e bağlanmış, sorumluluğu kendi üzerinden atma çabasındaydı.
Sekmen, "Pistin dışında olan bir hadise... Sorumluluk alanımız dışında olduğu için yapacak bir şeyimiz yok. Bir dikkatsizlik, bir izin almamazlık söz konusu... Biz her sabah pistlerimizde çığ patlatması yapıyoruz. Bu vatandaşlarımız dağlı karların sıkıntılarını düşünememiş. Düşünmeleri gerekiyordu" derken izleyenlerin tüylerini diken diken ediyordu.
Hey Allah’ım… İrrite oldum. Kendini aklamış, paklamıştı!
Yarım saat sonra Vali Çiftçi yine kameralar karşısında bu kez net bir bilgiyle Emre Yazgan’ın yaşamını yitirdiğini açıkladı. Konuşmalarının altı daha doluydu ama iş işten geçmiş, Palandöken ‘negatif’ bir şekilde ülke gündemindeki yerini almıştı.
Açık ve net söylüyorum, yaşanan süreç ve kriz yönetilemedi, yönetemediler.
Şimdi Vali Mustafa Çiftçi’ye soruyorum; 5 Aralık’ta düzenlediğiniz ‘Kış Sezonu Güvenlik Toplantısı’na başkanlık ettiniz.
Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ve ilgili tüm birim amirleri de oradaydı, basına gönderdiğiniz bültende de “güvenliği sağlamak amacıyla alınacak tedbirler detaylı şekilde ele alındı” dediniz.
Açıklar mısınız hangi ‘detaylı tedbirleri’ aldınız? Alınan tedbirler sadece kayak turistleri için miydi? Yüksek irtifa kampına gelen sporcular düşünülmedi mi?
Kabul edelim ki, geniş çerçevede tüm önlemler alındı! Buna rağmen yine de yaşanacak -ki yaşandı- olaylara müdahale şekliniz bu mu olacaktı?
Efendim, bana göre o çığın altında A protokol kaldı. Bir turizm lokasyonu nasıl yönetilir, bu gibi kriz durumlarında ne yapılır hiçbirinin haberi yok, bilmiyorlar.
Öyle ki, en basitinden, inanılmaz acele ettiler. ‘Tam’, ‘net’ ve de ‘sağlıklı’ bilgi almadan, süzgeçten geçirmeden ham bilgileri kamuoyuyla paylaştı, Palandöken markasına gölge düşürdüler.
İşte bu garabet durumun mimarı Vali Mustafa Çiftçi ve de Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’dir.
Şimdi temizlesinler görelim.
Ve gelelim olayın diğer boyutuna!
Genç sporcumuz Emre Yazgan’ı kaybettiğimiz bu üzücü olayın ardından Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.
Çığ riski yüksek bir alanda bu sporcuların ne işi vardı?
Öğrendik ki, judo takımımız kimseye haber vermeden, izin de almadan çığ riski yüksek olan bu araziye çıkmışlar. Hatta son birkaç yıldır aynı bölgede kondisyon antrenmanları yapıyorlarmış.
İyi de olacak iş mi? Judo Federasyonu, antrenman programını önceden ayarlamıyor mu? Sonuçta yüksek irtifa kampı ve karlı bir bölge kimsenin mi aklına gelmedi, birilerine “buraya çıkalım mı” diye sormak ya da izin almak?
Ne sormuşlar ne de izin almışlar. Hadi çıkalım deyip, soluğu ‘Sultan Sekisi’nde almışlar.
Kimin ihmali varsa Savcılık gereğini zaten yapacaktır ama çok yazık oldu.
Geride içi parçalanmış bir Yunus ve de ailesi kaldı … Tek yumurta ikizleriydi. İkizler çığ altında birlikte kalmıştı, Yunus çıktı ama Emre’sini yitirmişti.
Allah rahmet eylesin, bizimkilere de akıl fikir versin. Âmin.
Not: Aynı konuda yazmaya başlamıştım ki, Erzurum Ajans'tan Onur Sağsöz, bombayı patlattı. Bunun için Sayın Sagsöz'ün yazısını kaşeme taşıdım.