Vali Ahmet Altıparmak'ın dün basın toplantısında yaptığı o değerlendirmeden sonra öyle zannediyorum ki, önümüzdeki günlerde herkes bu soruyu kendi kendine sorup duracaktır.Malumunuz, Andora denilen 60 bin nüfuslu o küçücük prenslik, İspanya ile Fransa sınırları arasında dağlık bir bölge...Fakat gelin görün ki o küçük dağlık bölge, her kış mevsimi birbuçuk milyon turiste evsahipliği ediyor ve yılda neredeyse iki milyon dolar gelir kazanıyor.Rivayet olunur ki Andora, Avrupa'daki en gelişmiş kayak merkezlerinden biri. Hiç kuşku yok ki bize göre en önemli avantajı ise, Avrupa'nın göbeğinde olmasıdır. Üç yıl önce bendenizin de görme fırsatı bulduğu Andora, esasında Erzurum Konaklı ya da Palandöken'le mukayese edilemeyecek kadar sıradan. Buna rağmen bizden fersah fersah ilerdeler.Vali Bey, işte tam bu noktada haklı olarak, meseleyi bu soruya getiriyor:Erzurum niçin bir Andora gibi çok önemli bir kayak merkezi olmasın?Aslında cevap belli: Şâyet ülkemizin dolayısıyla da şehrimizin başına çorap örülmek istenmese, yani iki yakamız şöyle bir araya gelebilse, görün bakın Palandöken ve Konaklı değil Avrupa'da, dünyada bile benzersiz bir merkez olur. Ne yazık ki pusuda bekleyen düşman bulduğu her fırsatta ayağımıza çelme takıp duruyor işte...Daha dün, ülkemizde yapılması planlanan dünya buz hokeyi yarışmasını, ilgili federasyon "Türkiye terör ülkesidir" gerekçesiyle iptal ettiğini duyurdu!Yani demem o ki, Sayın Vali haklı; Erzurum'un artısı var, eksiği yok ama neylersiniz ki elin oğlu ha bire önünüze çapar sürüp duruyor.Biz kendi kendimize o kadar çok Türkiye propagandası veya Erzurum güzellemesi yapıp duralım ki, dışarıda yaratılan algıya göre, "Türkiye güvenli bir ülke değil", Erzurum ise, zaten "terörün merkezi"!Farkındayız; başta Vali Altıparmak, Başkan Sekmen, iktidar milletvekilleri ve ilgili herkes Erzurum için "ne yapabiliriz" sorusuna cevap arayıp duruyor.İyi de yapıyorlar...Lâkin terör belâsı ve dışarıda yaratılan algı, herkesin hevesini kursağında bırakıyor.Dün basın toplantısında Vali Bey'i dinlerken gördüm ki bizim ülke olarak, dışarıya dönük çok kapsamlı propaganda harekâtı başlatmamız lâzım.Erzurum, Paris'ten daha az güvenli bir şehir değil, ama ne yazık ki Paris'in yerine Erzurum'un adı "terör şehri" diye anılıyor.Önümüzdeki en büyük engel işte bu yalancı ve sahte algıdır.