Erzurum Güncel- İşte yine çok konuşulacak o yazı...
Haber şuydu: 181 dönüm arazi borca gitti!
Özetle; Büyükşehir Belediyesi ve bağlı şirketleri ‘vergi borçlarını ödeyemedikleri’ için Meclis kararı almış ve 181 dönüm araziyi Kazım Karabekir ve Aziziye Vergi Dairelerine vererek mahsuplaşmışlardı.
Aslında her zaman yaptıkları bir şeydi şaşırmadık.
Yalan mı? Borca karşılık müteahhite yeşil alanı yani Recep Tayyip Erdoğan Parkı’nı vermediler mi?
Bunların belediye yönetmekten anladıkları işte bu!
Tabi bu durumun haber olması rahatsız etti belediyeyi ki, Teftiş Kurulu Başkanı aynı zamanda Hukuk Müşaviri Cevat Öksüz, yorum gönderdi.
“Erzurum Büyükşehir Belediyesinin para basma makinası yok. Vergi borcunu ya nakdi olarak ya da ayni olarak ödeyecek. Bunda ne sakınca var. Sonra bu uygulamayı sadece Erzurum Büyükşehir Belediyesi yapmıyor. Birçok belediye aynı uygulamayı yapıyor. Yani laf olsun torba dolsun.”
Hatırlarsınız Cevat Bey’i, belediyede işe gitmeyen uzman kızı için formül bulmuş, CHP’li Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı EGO Genel Müdürlüğü’ne geçici görevlendirilmesini yazmıştım.
Kızgınlığı oradan kalmış olsa gerek bir kez daha hukuk adamı olduğunu unutup fevri bir çıkış yaptı.
Yalan olmadığı sürece ‘haber kutsal yorum hürdür’ anlayışıyla yazdıklarına saygı duyuyorum.
Ancaaak!
Bakın şimdi. Büyükşehir Belediyemizin 10’un üstünde şirketi var. Şeffaf olmadıkları için hangisinin kâr ya da zarar ettiğini bilmiyoruz lakin daha vergi borçlarını bile ödeyemediklerine göre anlıyoruz ki, belediyenin kamburu olmuşlar.
Adı üstünde şirket bu! Dünya'nın her yerinde kâr etmek amacıyla kurulur. Büyükşehir iştiraki olmasının altındaki nedeni de ‘hizmet verme’ amaçlıdır.
Bazı durumlarda zarar etmesi tolere de edilir ama bizimkiler bu işin cılkını çıkardı. Bakın işte yine zarar ve ceremesi de Büyükşehir’e kaldı.
Ödemeyi de Erzurum’un Erzurumlunun arazileriyle yaptılar.
Yarın öbür gün satışa çıktığında kaç Erzurumlu bu arazileri alabilir? O saatten sonra kalkıp, ‘yok demografik yapı’, ‘yok toplumsal doku bozuldu’ demenin anlamı kalır mı?
Bir belediye yönetimi kentin geleceğiyle ilgili böylesi hayati bir konuyu nasıl düşünmez?
Efendim bunlar belediyecilik falan yapmıyor, günü kurtarıyorlar. Kurtarırken de bir kentin kaderiyle oynuyorlar.
Alın işte zihniyet bu! Yılların belediyecisi Cevat Bey’e göre ‘ne var bunda birçok belediye aynı uygulamayı’ yapıyor.
İhalelerde öncelik verdiğiniz -ki, bir yığın ihale sıralarım- şirketleriniz zarar ediyor, daha vergi borcunu ödeyemiyorsa siz bu işi yapamıyor, yönetemiyorsunuz demektir.
Son 10 yılda hem Büyükşehir hem de şirketlerin oluşturduğu borçları, şehrimin öz kaynaklarıyla kapatmaya çalışmak belediyecilik değil işin kolayına kaçmaktır.
Hadi buyurun şu çok basit sorulara cevap verin lütfen; son 10 yılda Büyükşehir ihalelerinin kaçını şirketleriniz aldı?
Hangi şirketleriniz zarar ediyor, ne kadar borçları var?
Arazileri parsel parsel ‘mahsuplaşılan’ Erzurumlu bu gerçekleri öğrensin.
Efendim, hukuk adamısınız… Bildiğinizi umuyorum, belediye bir para basamaz bir de adam asamaz!
Böylesi bir kudrete sahip olup, nüfusu 750 binin altına düşmüş kentimde bir belediyeyi yönetememek bana göre beceriksizliktir.
Siz, bu ve bunun gibi durumları normal karşılayıp, ‘ne var bunda’ diyebilirsiniz çünkü görev süreniz dolduğunda bu şehirde olmayacaksınız.
Ama ben Erzurumluyum ve bırakacağınız bu enkazda yaşamaya mecburum.
O yüzden bir daha ‘laf olsun torba’ dolsun’ derken, bu söz bana döner mi diye düşünün.