Meydanlarda, kırk bin de olsa aynı yüz bin de… Nasılsa sonuç değişmiyor…
Erzurum O’nu, O da Erzurum’u çok seviyor
Peşinen şu hususun altını kalınca çizmek istiyorum:
AK Parti’nin Erzurum mitingi, hazırlanış biçimi, seçilen sloganlar, alınan güvenlik önlemleri, soğuğa rağmen halkın coşkusu ve parti teşkilatının gayreti bakımından, örnek gösterilebilecek bir kalitedeydi. Belediyeler de on üzerinden 9 aldılar.
Tayyip Bey, Cumartesi günü, “biz Erzurum’u, Erzurum da bizi çok seviyor” dedi ya…
Çok doğru…
Erzurum’un, Erdoğan sevgisinin ete kemiğe bürünmüş hali 21 yıldır kesintisiz süren desteği ve son seçimde de verdiği yüzde 72’lik oy oranı…
Pekii Tayyip Bey’in Erzurum sevgisi ne zaman nasıl başladı?
Hoş daha evveli de var, ama kayıtlara geçen müşahhas şekli şudur:
Yıl 1994, Türkiye şimdi olduğu gibi mahalli seçimlere gitmişti.
Merhum Erbakan Hoca liderliğindeki Refah Partisi o seçimde ezber bozmuş bununla da kalmayıp vesayetçi çevreyi dumura uğratmıştı.
Recep Tayyip Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.
Erzurum’da ise, Ersan Gemalmaz yarışın galip geleni oldu.
Seçim coşkusu dindi, başkanlar kolları sıvayıp işe koyuldu.
Konya, Kayseri, İstanbul ve başka şehirler iyi kötü kendi yağıyla kavrulabiliyordu da Erzurum için adeta alarm zilleri çalıyordu.
Çünkü büyükşehir belediyesinin birikmiş personel borcu artık sürdürülebilir olmaktan çıkmıştı.
Çalışanlar haklı olarak tepki gösteriyor, alın terinin karşılığını istiyordu.
Ersan Hoca çaresizdi.
Parti kurmayları acil formül arayışındaydı.
Derken aranan formül bulundu:
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, çok elzem ihtiyacına binaen Erzurum’da belediyeye ait mezbahaneyi uzun süreliğine kiraladı!
O kiralama işine karşı, Tayyip Bey öyle bir ödeme yaptı ki Erzurum Büyükşehir Belediyesi’ne…
Ersan Hoca nefes aldı; personelin birikmiş maaşının yarısı tek kalemde ödendi.
O aslında bir başlangıçtı…
Sonraki yıllarda da gerek araç-gerek olarak gerekse başka alanlarda yardımlarını hep sürdürdü.
Kimse iddia edemez ki…
AK Parti hükümetlerinde Erzurum yatırım ve hizmet noktasında ıskalandı, üvey evlat muamelesi gördü.
Bilakis Erzurum, Tayyip Bey’in hususi talimatıyla hep esirgendi.
İkinci üniversite (Erzurum Teknik Üniversitesi) kurulmak istendiğinde, Ankara’da kimi çevreler, “Erzurum’da Atatürk Üniversitesi var zaten, ikincisi lüks olmaz mı” diye sordu, itiraz etti.
Tayyip Bey, o itirazların tekine bile kulak asmadı.
“Hayır” dedi. “O üniversite Erzurum’a kurulacak. Erzurum buna ziyadesiyle layıktır.”
Ve sonra daha neler neler…
Cumartesi günü, yağışa, soğuğa ve Ramazan haline rağmen meydan yine kalabalıktı.
Gerçi kimi hesap bilmezler bu kırk bin meselesine bir hayli sevindi.
Düşündüler ki, o meydanda en az yüz bin kişi olmalıydı.
Kırk bin kişi olunca, Erzurum halkının Erdoğan’dan sıdkı sıyrıldı zannettiler.
İş bilmezlik bu olsa gerek…
O ağlayan kadın vardı ya, siz kalabalığın sayısına değil, o sevgiden süzülen gözyaşlarına bakın…
Erzurum’un özeti o gözlerdeydi.
El ne derse desin…
Değil mi ki Tayyip Bey Erzurum’u, Erzurum da Reis’ini seviyor.
Görün bakın, Erzurum için 31 Mart’tan sonrası adeta yepyeni bir başlangıç olacak…
Bir yanda merkezi hükümetin artarak devam edecek yatırımları yağacak, beri yanda da Mehmet Sekmen kaptanlığında mahalli hizmetler dalga dalga büyüyecek…
Erzurum seçmeni (kahır ekseriyeti) bunu adı gibi bildiği için…
Zerre tereddüt etmeden mührü Cumhur İttifakı’ndan yana basacak.