Erzurum yazı değil baharı yaşıyor!

Dünya genelinde ve ülkemizde yaz başından beri aşırı sıcaklar hakimken ve bu durum açık havada yapılan çeşitli etkinliklerde ne yazık ki can kayıplarına neden olurken Erzurum ve çevre illerde nispeten daha serin ve yağışlı bir hava yaşanıyor.

Gazete Güncel- Kısa dönemli meteorolojik şartların bu tür durumların yaşanmasına neden olabileceğini ancak küresel anlamda iklim değişikliği kaynaklı önemli bir tehlike olan sıcak hava dalgalarının insan hayatını tehdit eder bir hal aldığını belirten Prof. Dr. Süleyman Toy, “Erzurum; yüksek rakım, düşük nispi nem, serinletici rüzgarlar ve diğer bazı coğrafi özellikleri nedeniyle biyoklimatik konfor açısından ülkemizde yazın en konforlu kentler arasında yer almaktadır” dedi.

Ayşe Nur ERDOĞDU/ Sabah

Her ay bir önceki yılın aynı ayına göre ortalama sıcaklıklarda rekor kırılan bir dönem geçiriyoruz. Dünya genelinde de yazın en sıcak dönemine girdiğimiz bugünlerde yine aşırı sıcakların insan hayatını olumsuz etkilediği, can kayıplarına ve orman yangınlarına neden olduğu haberleriyle karşı karşıya kalıyoruz. Bununla beraber, Erzurum'un da yer aldığı yurdumuzun Kuzeydoğu Anadolu Bölgesi'nde bu genel durumdan farklı meteorolojik koşullar hakim.

Genelde gündüz ilk saatlerde sıcaklıklar yüksek olsa da öğleden sonra gök gürültülü sağanak yağışların hakim olduğu kentte, gece sıcaklıkları da yurt geneline göre düşük seyrediyor. Geçen yıla göre yazı nispeten daha sıcak geçirmeye başlayan Erzurum, son bir haftada yağışlı hava kütlelerinin etkisine girmiş bulunuyor.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN NEDEN OLDUĞU TEHLİKE VE RİSKLERDEN ERZURUM DA ETKİLENİYOR

Erzurum'da son dönemde yaşanan iklimsel etkileri yorumlayan Atatürk Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı ve Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Toy, dünya genelinde ve ülkemizin bulunduğu Akdeniz Havzasında yaşanan iklim değişikliği etkilerinin Erzurum'a da yansıdığını, kentin yüksek rakımda olması nedeniyle gelecek yıllarda da ülke genelinden farklılıkların görülebileceğini söyledi. Özellikle Erzurum'da kavurucu sıcaklara rağmen serin havaların bir avantaj olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Süleyman Toy, Erzurum'un biyoklimatik konfor açısından yaz aylarında ülkedeki en olumlu özellikler gösteren yerlerden biri olduğunu hatırlattı.

MEVSİM GEÇİŞLERİNDE KAYMALAR VAR!

Erzurum gibi yüksek rakımda kurulu ve serin ve dağ iklimlerinin hüküm sürdüğü alanlarda yaz ve kış arasındaki geçişlerin, mevsimlerde yaşanan kaymalar nedeniyle net olarak görülemediğinin altını çizen Prof. Dr. Toy, "Yani yaz ve kış mevsimlerinin hüküm sürdüğü dönemler zaman zaman uzamaktadır. Özellikle okyanus sularının ısınmasıyla (dönemsel El Nino olayı gibi) bir alanda etkili olan meteorolojik sistemlerin eskisine göre farklı özellikler göstermesi iklim değişikliğinin önemli bir göstergesidir. Bu durumda ortaya çıkan her türlü meteorolojik olayın şiddetinin artması söz konusu olmaktadır" dedi.

DAĞ İKLİMLERİNDE MEVSİMSEL FARKLILIKLAR GÖRÜLEBİLİR

Erzurum'un bulunduğu bölgede ısınmanın etkisiyle eskiye göre daha ılık kış koşulların yaşandığını dile getiren Toy, "Kış aylarında daha az kar yağışlı gün ve daha düşük kar kalınlıkları ölçülürken, yaz aylarında bu etkinin daha çok ilkbahar havası şeklinde yağışların mevsime yayılması ve düşük ortalama sıcaklıkların hüküm sürdüğü mevsimsel bir geçiş şeklinde yaşandığı görülmektedir. Kısa dönemli meteorolojik durumlar olarak değerlendirilebilecek bu durumlar yıldan yıla değişiklik göstermekle birlikte yüksek rakım nedeniyle sıcak hava dalgalarının etkisinin yurdumuzun geneline göre daha az hissedildiği bir durum yaşanması da mümkündür. Erzurum başta olmak üzere yüksek rakımlı yerleşim yerleri ülkemizin biyoklimatik konfor açısından en avantajlı alanları olarak tespit edilmiştir" diye konuştu.

TEDBİR ALINMALI

Sıcak hava dalgalarına ve aşırı yağışlara karşı tedbir alınmasını isteyen Prof. Dr. Toy yapılacakları şöyle sıraladı:
* Yurdumuz genelinde bireysel olarak sıcak hava dalgalarının etkisinden korunmak için öğle saatlerinde (12-16 arası) özellikle, çocuklar, yaşlılar ve hastaların direkt güneş ışınlarına maruz kalmaması ve bol sıvı tüketilmesi,
*Yaz aylarında yangın tehlikesine neden olmamak için ağaçlık, koruluk ve ormanlık alanlara kesinlikle girilmemesi, zorunlu durumlarda ise kesinlikle ateş yakılmaması, mercek etkisi yapacak hiçbir eşyanın atılmaması ve sigara içilmemesi,
*Yağışlı günlerde yıldırım düşmesi tehlikesinden kaçınmak için açık arazilerden uzak durulması,
*Araç kullanırken dibi görünmeyen su birikintilerinden uzak durulması can ve mal kayıplarının önlenmesi açısından basit bireysel tedbirlerdir.
Bunların yanında kentlerin iklim değişikliğine uyumlu olarak gelişmesi için ise;
*Kentleşmenin sınırlandırılması, beton, asfalt ve çatı yüzeyi gibi doğal olmayan kaplı yüzey alanlarının azaltılması.
*Su kaynaklarının korunması için şiddetli yağışların yüzey akışıyla kaybolmasının önüne geçilmesi amacıyla yağmur suyu hasadı gibi yeni tekniklerin uygulanması.
*Kentsel açık ve yeşil alanların miktarının arttırılarak kentin yağmur suyunu daha fazla emer hale getirilmesi ve gölgeleme etkisi oluşturulması.
*Azalan kar kalınlıkları ve karla kaplı gün sayısının kış turizmi faaliyetlerine etkisinin azaltılması amacıyla zaten uygulamada olan kar saklama ve teknik karlama gibi sistemlerin etkin kullanılması.
* Son olarak şiddeti ve sıklığı artan iklim tehlikelerine karşı ülkemizde meteorolojik ölçüm, gözlem ve tahminlerden yasal olarak sorumlu kuruluş olan Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile koordineli biçimde erken uyarı sistemleri ve kurumlar arası koordinasyon kurularak halkın bilgi ve bilinç seviyesinin arttırılması sağlanmalıdır.

SABAH

Erzurum Haberleri

Hınıs'ta okuyan öğrencilerin kalplerine dokunan ziyaret