Erzurum'a eser bırakan başkanlar...

Güzel şeyler bırakanlar, güzel anılır. Boya yapmadılar, cila yapmadılar. Başkalarının esrelerine çökmediler. İşte Erzurum'da büyük eserler bırakan ve büyük hizmetleriyle hafızalarda yer eden Belediye Başkanlarını Recep Kapucu yazdı...

Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı...

Erzurum'a eser bırakan başkanlar...

İnsan olarak bu Dünyada yaptığınız hizmetler ile anılır, bıraktığınız eserler ile övülürsünüz.

Ahrete intikal etseniz dahi arkanızdan hayır duası ile yad edilir ve adınızdan güzel sözler ile bahsedilirsiniz.

Cenabı Allah herkesi böyle güzel sözler ile anılan insanlar eylesin.

Evet, dün Erzurum'a büyük eserler bırakan belediye Başkanlarından Necati Güllülü beyefendiyi kaybettik.

Hemen aklımıza hizmetleri geldi.

Erzurum'a büyük eserler bırakarak, edebiyete intikal etti.

Nur içinde yatsın.

Ve Necati beyle birlikte, yine Erzurum'a büyük eserler bırakan Orhan Şerifsoy'u hatırladık.

O da geçtiğimiz yıllarda aramızdan ayrıldı.

Ama bıraktığı eserleriyle hep anılan isim oldu.

Nur içinde yatsın.

CHP'li Orhan Şerifsoy'u, çocukluğumdan tanırım.

Teyzemlerin Gürcükapı Emlak kredi evlerinde komsuydu.

Tabi bende o zaman çocuktum.

Sonraki yıllarda hep yaptığı hizmetlerle karşıma geldi.

3 Kasım 2014 yılında kaybettiğimiz Orhan Şerefsoy'u en güzel anlatan ise, Gazeteci büyüğümüz Kadir Sabuncuoğlu oldu.

Şerifsoy Erzurum'a Hasret Gitti

DEDİKODU KAZANI SÖNMEYEN KENTTE EFSANE OLDU
Şerifsoy ile gazeteciliğe ilk başladığım yıl olan 1976'da tanışmıştım.
'Erzurum beyefendisi' diye nitelendirilecek ‘örnek Dadaş’lardan biriydi.
Zarif, uzun boylu, özenle taranmış beyaz saçları ile Yeşilçam'ın jönleri kadar yakışıklıydı.
Hani derler ya 'Adam gibi adam', aynen öyleydi.
Güvenilen, sevilen ve saygı duyulan Şerifsoy, 1973- 1977 yılları arasında belediye başkanlığı yaptı.
Erzurum'dan ayrılalı yaklaşık 35 yıl geçmiş, hiç kimse arkasından atıp tutmadı.
Hani hakkında somut bir şey olmasa bile 'çaldı', 'götürdü', 'yedi' diye çamur atmak isteyen olabilir.
Ama Şerifsoy'la ilgili o günden bugüne tek kişiden dahi yanlış bir ifade duymadım.
İşte zor olanı başardığı için Orhan Şerifsoy 'dedikodu kazanının hiç sönmediği' bir kentte ‘efsane oldu.’
'Hoş sada' dedikleri bu olsa gerek, gerisi teferruat.

MHP'Lİ UYKUSUZ DÖNEMİNDE CADDEYE İSMİ VERİLDİ
Türkiye'de sağın önemli kalelerinden biri olan Erzurum'da, CHP'den Belediye Başkanı seçilmek kolay mı?
Seçildiği günden itibaren de hiç ayırım yapmadan herkese hizmet ulaştırmak; şeffaf, adil, tarafsız bir yönetim sergilemek Şerifsoy'u efsaneleştirdi.
O zamanlar 'sağ- sol' tartışmaları gündemdeydi.
Ancak Belediye Başkanı olarak Şerifsoy'u hiç kimse siyasi çekişmenin ve çatışmanın içinde görmedi.
Hatta o yıllar Şerifsoy'un sağ bir partinin genel başkanı ve Başbakan olan Süleyman Demirel ile arası çok iyiydi.
Ayrıca MHP'li Büyükşehir Belediye Başkan Mahmut Uykusuz'un döneminde Gürcükapı'dan İstasyon'a kadar olan caddeye Orhan Şerifsoy adı verilmesi anlamlı değil mi?

OTOMOBİLİNİ YIKAYAN BAŞKAN
Başkan Şerifsoy, mesai bitimi sonrasında makam arabasıyla İsmetpaşa Caddesi Barış Apartmanındaki evinin önüne gelirdi.
Burada makam otomobilinden inip kendi arabasına binerdi.
Hafta sonları elinde kova ve fırçayla, cadde üzerine park ettiği mavi renkli Reno'yu yıkarken görürdük.
Mütevazi, kendinden emin, dürüst, demokrat, hiç 'yalan söylemeyen' bir başkandı Şerifsoy.

REKLAM İÇİN YARDIM YAPMAZDI
Ramazanlarda, dini bayramlarda özellikle karanlık çöktükten sonra Şerifsoy'u evinden özel otomobiline bir şeyler taşırken görürdük.
Komşu olarak "Hayırdır Orhan Ağabey, yardım edelim" diyenlere "Peki" demezdi.
Onların birer yardım torbası olduğunu herkes bilirdi.
Reno'nun bagajını, koltuklarını torbalarla doldurur karanlıkta kaybolurdu.

NELER YAPTI?
Tarihi Yakutiye Medresesini çevreleyen Astsubay Orduevinin istimlak edilerek açılması onun döneminde gerçekleştirildi.
Şimdiki ısıtmalı otobüs durağının yerinde Morkofun Kışlası vardı.
'Tarihi eserdi, değildi' tartışmaları sürerken bir de baktık Morkof yıkılmış.
Sonra Yakutiye Parkının, Lalapaşa Camisine kadar olan bölümünü ağaçlandırmasına tanık olduk.
Yenişehir'in toplu konut alanı olarak ilan edilme çalışmaları onun döneminde başladı.
Çaykara ve Aliravi (Yoncalık) Caddelerinin açılması yine Şerifsoy'un dönemine rastlar.
Belediye Başkanlığından sonra milletvekili olmak isteyen Şerifsoy seçilemeyince Erzurum'dan ayrılanlar kervanına katıldı.

SON MEKTUP
Uykusuz'un Başkan olduğu dönem 12 Mart 2003 günü bir kurtuluş bayram gazetesi çıkarıldı.
O gazeteye ben de ‘vefalı’ duruşumuzu sergilemesi için 'Şerifsoy efsanesi'ni yazdım.
Gazeteyi görüp okuyan Şerifsoy, 14 Nisan 2003'te İstanbul'dan gönderdiği mektupta şöyle diyordu:
-Ben bir faninin erişebileceği en yüksek payeyi, kahramanların harman olduğu Erzurum'u ve Erzurumluyu temsil etmekle kazandım. Bundan büyük onur ve gurur duymaktayım.
Sorunlar ve yaptıkları belediyeciliği anlatırken de şu ifadelere yer veriyordu:
- Senelerce ihmal edilmiş, harp ve istila görmüş, haşin iklim koşullarında çok kısıtlı, adeta 'yok' denecek kadar sınırlı imkanları olan Erzurum'da daha çok iş gücüne ve özverili belediye personelinin inkar edilmez gayretleriyle politikayı ve partizanlığı belediyeden içeri sokmadan, siyasi kanaatinden dolayı kimseyi mahkum etmeden çalıştığım, kamu oyunca bilinmektedir.

ERZURUM'A HASRET GİTTİ
Şerifsoy mektubunda, bugün Erzurum'un en önemli semti haline gelen Çaykara Caddesinin açılmasını anlatırken o günün koşullarını şöyle dile getiriyordu:
- Çaykara Caddesini, bıçağını kaldıramayan, ekonomik ömrünü doldurduğu için belediyeye verilen kırık bir dozerle açtım.
Tek dozerin durumunu anlattıktan sonra Şerifsoy, o günlerin koşullarını açıklaması açısından son derece önemli bir konuda şunları söylüyordu:
-O devirde işçiye, memura zamanında maaş vermek büyük olaydı. Nitekim ben seçildiğimde işçinin 5 aylık maaşı henüz ödenmemişti.
Son mektubunda "Ben bir Erzurum sevdalısıyım" diye vurgu yapan Orhan Şerifsoy, Erzurum'un her türlü hizmeti hak ettiğine dikkati çekerek İstanbul'a gittikten sonra bir daha memleketine dönmemesini şöyle anlatıyordu:
- Haklısınız hiç gelmedim. Daha doğrusu gelemedim. Erzurum'da 1974'te kalp krizi geçirdim. 1991'de İstanbul'da by-pass ameliyatı oldum. Erzurum'u çok 'göresmeme' rağmen, rakım yüksek olduğu için ziyaret edemedim. Vefasız değilim, aklım fikrim hep sizinle. Her çalışanın, her gayretin, halkın maşeri vicdanında hak ettiği, layık olduğu yeri bulacağına inanıyorum.

GÜLLÜLÜ'DE GÖÇÜP GETTİ...

Erzurum'a büyük hizmetleri olan ve eserler bırakan Sayın Güllülü'yü de en iyi şekilde anlatanlar ve yazanlar olacaktır.

Ben sadece Sayın Necati Güllülü bey'i Güncel Fm'de Belediye Başkan adayı olduğu zaman yakinen tanıdım.

İki kurt politikacı Mehmet Ali Ünal ve Necati Güllülü, gazeteci dostlarımız Sevgili Fikret Dadaş ve o yıllarda Zaman Gazetesi Temsilcisi Sadullah bey,(Allah rahmet eylesin) iki başkan adayını Güncel FM 103.5 'de bir araya getirdiler.

Yukarı Mumcu Caddesi ana baba günü, her iki ismin taraftarları bekliyorlar.

Polis, geniş güvenlik önlemleri almış durumda.

Herkes, iki başkan adayının kavga etmesini bekliyor.

Oysa, Güncel'de benim odamda oturup çay içen rahmetli Mehmet Ali Ünal ve Necati Güllülü hoşsohbet içindeydiler.

Yayın saati geldi.

İki başkan adayı stüdyoya geçtiler.

Başladılar sorulan soruları cevaplandırmaya.

Çok güzel bir tartışma.

Programın sonuna gelindi.

Mevcut Başkan Mehmet Ali Ünal ve eski başkan Necati Güllülü'ye son kez söz hakkı verildi. (Tabi ikisi de yapılacak seçimlerde Başkan adayı. Tabi bu arada seçimleri iki rahmetli isimde kazanamadı. Ersan Gemalmaz hoca 1994 yılında başkan seçildi. )

İlk söz Sayın Güllülü'ye verildi.

Başladı Sayın Güllülü yapacaklarını anlatmaya.

Ve yapacakları şeylerden en önemlisini açıkladı:

"Çaykara caddesini Mumcu Caddesine bağlayan Atatürk evinin üstündeki camiyi yıkacağım. Bu camiyi daha uygun yerde yapacağım".

Başkan Güllülü'nün soy sözlerini duyan olmadı.

Kıyamat koptu.

Telefonlarımız kitlendi.

Kurt politikacı rahmetlik Mehmet Ali Ünal ise, bu sözlerin üzerine konuşmadı.

Rahmetli Güllülü, yayından çıkarken şunu söyledi.

"Beni anlamadılar. Ben bu seçimi kaybettim"

Güzel insanlar güzel anılırlar.

Her iki Başkana da rahmet diliyorum.

ŞİMDİ GELELİM YAŞAYAN BAŞKAN KÜÇÜKLER'E...

 Sayın Ahmet Küçükler, için yazılacak aslında çok şey var.

Tek tek yazarsam kesinlikle birileri rahatsız olur.

Ya da birileri saldırır.

Ama yinede ben bir kaçını yazayım.

Palandöken'de yaptırdığı yüksek irtifa futbol kamp alanı, kapalı otoparklalar, olimpik park ve niceleri.

Her ne kadar birileri, cilalayıp, boyayıp kendilerine mal etseler de, herkes şunu iyi biliyor.

Yapan yaşayan başkan Ahmet Küçükler,

Sayın Küçükler'e sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum.

 

Belediyeler Haberleri

​​​​​​​Aziziye'de termal dönüşüm sürüyor
İlçe belediye 1 milyon dolar harcamış. Skandalı Ağırel canlı yayında açıkladı