Erzurum Güncel- Bu nedenle asıl hak eden üreticinin kâr edemediğini söyleyen Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Oral, “Kentte kurulmak üzere yıllar önce lisanslı depoculuk projesi hazırladık, gerekli desteği bekliyoruz” dedi.
Manolya BULUT-PUSULA
Tarım ve hayvancılığın başlıca gelir kaynaklarından olan Erzurum’da çiftçinin sorunları bir türlü çözüme kavuşturulamıyor. Yağışlarla artan hububat rekoltesi üreticiyi sevindirse de yeterli depolama alanı bulunmadığı için emeğinin karşılığını alamıyor.
Başta buğday ve arpada yaşanan depolama sıkıntısı Erzurum’un Hasankale ilçesinde geniş tarım arazilerinde ekilen ayçiçek ve patateste de yaşanıyor. Çiftçiler depo olmadığı için ürünlerini belli bir müddet çadırlama sistemi ile muhafaza ettikten sonra satmak zorunda kalıyor. Uzun süre boyunca depolayamadığı ürünleri yok fiyatına alıcıya satmak zorunda kalan üreticiler, çok düşük kâr oranları elde ediyor.
Proje oluşturdu ama destek alamadı
Üç yıl önce lisanslı depoculuk projesi hazırlayan Erzurum Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Oral, yeterli maddi desteği alamadığı için çalışma hayata geçirilemedi. 30 bin ton kapasiteli deponun maliyetinin o dönem 19 milyon TL olduğunu söyleyen ETB Başkanı Hakan Oral, şu an aynı şartlarda kurulacak deponun 140 milyon TL’ye mâl olacağını belirtti.
Oral, “Türkiye Ürün İhtisas Borsası (TÜRİB) ve TMO-TOBB Tarım Ürünleri Lisanslı Depoculuk San. Tic. A.Ş.’ye ortak olduk. TMO ile TOB’nin kurduğu lisanslı depolarda Erzurum Ticaret Borsası’nı lisanslı depoculuğun ortağı haline getirdik. Aynı Chicago Borsası, Londra Borsası gibi tarım ürünlerinin alınıp satıldığı bir borsa lazımdı. Bununla ilgili de TURİB’i kurduk ve hissedarı olduk. Göreve geldiğimiz 2018 yılında ilimizde kurmayı planladığımız ve hala projesi devam eden Lisanslı Depoculuk faaliyetleri için lobi oluşturduk. İlimizde ve ilçelerimizde özel sektörün daha fazla yatırım yapacak gerek üretici gerek tüccar, sanayici lisanslı depolar kurması için çok sayıda girişim ve ilçe ziyaretleri düzenledik” dedi.
Tefecilik sistemi var adeta!
Projeyle ilgili destek beklediklerini belirten Başkan Oral, “Piyasa fiyatlarını alıcı belirliyor. Devlet bir fiyat belirliyor olsa da hasat edilen ürün çadırlarda bekletiliyor. Eni sonu satmak zorunda, alıcıların bir çoğu köşe başlarını tutmuş durumda. Ucuza mı pahalıya mı aldılar belli değil. Tefecilik sistemi var adeta. Alan o günün parasıyla alıp fiyat yükselince satıyor. Stokçuluk durumu da yaşanıyor. Çiftçiye verilmesi gereken servet aracılara veriliyor. Oysa lisanslı depoculuk sistemiyle ürünlere bir standart gelmiş olacak. Kayıt dışındakiler kayıt altına alınmış olacak. Siyasilerin, bürokratlarının, bütün ilin dinamiklerinin bu işe soyunması, destek olması gerekiyor” diye konuştu.
Projede ürünler nasıl pazarlanacak?
Projeyle ürünün depoladıktan sonra nasıl pazarlanacağını anlatan Oral, “Herkes lisanslı depoya koyduğu malı, elektronik ortamda istediği şekilde satabiliyor. İster Erzurum’da ister Kars’ta olsun, ister New York’ta, Paris’te olsun. Malı depoya teslim etti, belgeyi aldı, kalitesinin ne olduğu belli. İstediği yerde işlem yapabiliyor, istediği bankadan kredi alabiliyor. Yani ürünü elde etti, satma mecburiyeti yok. Depoya koyuyor, paraya ihtiyacı olduğunda, mal değerini bulduğunda satıyor. Üreticilerimiz ve çiftçimiz için müthiş bir şey” diye konuştu.
Lisanslı depoculuk sisteminin avantajları
Lisanslı depoculuk sisteminin getireceğini avantajları da sıralayan Oral sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hasat dönemlerinde tarım ürünlerindeki arz yığılması nedeniyle oluşan fiyat düşüşlerinin önlenmesi ve piyasanın dengelenmesi, özellikle finansman sıkıntısı çeken küçük çiftçiler ile ürün sahiplerinin, lisanslı depolara verdikleri ürünleri karşılığında aldıkları ürün senetleri aracılığıyla bankalardan kredi finansman sağlamaları, tarım ürünleri ticaretinin herkesçe kabul gören standartları belirlenmiş ürünler üzerinden yapılması, kaliteli üretimin teşvik edilmesi, güvenli bir piyasanın oluşturulması sağlanacak.
Tarım ürünleri ticaretinin kayıt altına alınması, ülkemizde hâlihazırda uygulanmakta olan tarım reformunun başarılması ve tarım ürünleri ticaretinde özel sektör katılımının artırılması, üretimde ve fiyatlandırmada devlet müdahalelerinin asgariye indirilmesi, bu alana yönelik yapılan yüksek harcamalardan önemli tasarruf sağlanması, serbest piyasa ve fiyat oluşumunu boza müdahalelerden uzaklaşılması, tarım ürünleri üreticileri açısından kolay pazarlanabilen, iyi muhafaza edilen ve nakliye masrafları en aza indirilmiş bir sistemle istikrarlı ve daha yüksek bir gelir seviyesi elde edilmesi, yatırımcılar için dövize, altına, hisse senedine, faize ve benzerlerine alternatif yeni bir yatırım aracı sağlanması, ürün ticareti ile uğraşan tacir ve sanayicilerimizce, kalitesi bilimsel kriterlere göre belirlenmiş ve fiyat istikrarı sağlanmış ürünlerin kolayca temini oluşturulacak.
Tarım ürünlerinin fiziki mal ve numune gösterilmesi ve teslimine gerek olmaksızın ürün senetleri veya elektronik ürün senetleri aracılığıyla ticaretinin yapılması, ürün depolanması, bankacılık ve sigorta sektörü açısından yeni iş alanlarının oluşturulması, ülkemizin yakınında bulunduğu Orta Doğu, Balkanlar, Türk Cumhuriyetler ve Asya coğrafyasındaki tarım ürünleri ticaretinde de önemli rol üstlenmesi ve pay sahibi olunması hedefleniyor”