Erzurum Güncel- İşte o davaların bazıları...
Yurt Sorunlarını Bildirmesi Amacıyla "Bylock" Yüklemişler
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan Hatip Alagöz'ün "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmasına başlandı.
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) soruşturması kapsamında hakkında dava açılan Hatip Alagöz'ün "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmasına başlandı.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Hatip Alagöz ile avukatı Celal Zunguldak katıldı.
Kimlik tespitinin yapılması ve iddianamenin okunmasının ardından savunmasını yapan Alagöz, 2015'te Ardahan Üniversitesi Tarih Bölümünden mezun olduktan sonra Erzurum'a bağlı Karaçoban ilçesinde bir süre ücretli öğretmenlik yaptığını söyledi.
Kadrolu öğretmenin atanmasından dolayı boşta kaldığını belirten Alagöz, "Denizli'de akrabalarımın yanına gittim, inşaatta çalıştım. Kuzenim orada tıp fakültesinde okuyordu ve özel evde kalıyordu. Ev arkadaşları dışarıdan birini istemediklerini söyleyince ben de kalacak yer olarak özel yurt buldum." ifadesini kullandı.
Alagöz, kaldığı yurtta problem yaşaması üzerine müdürle görüştüğünü anlatarak, şöyle devam etti:
"Müdür beni Burak isimli şahsın yanına yolladı. Kendisini buldum. Bana bu tür problemlerle ilgili görüşmek için program yüklemem gerektiğini söyledi. Program üzerinden yurtta yaşadığım şikayetlerle ilgili mesajlar attım, başka herhangi bir şey yazmadım. Programın ne olduğunu, içeriğinin ne olduğunu bilmiyordum. Program yurtta kaldığım 4 ay boyunca telefonumda kaldı, yurttan çıkınca kaldırdım. Ne toplantıya katıldım ne başka bir şey yaptım. Yurtta kaldığım süreçte Ünsal Açık isimli biri geldi. KPSS'yi kazanamamam durumunda ne yapacağımı, polis olmak isteyip istemediğimi sordu. Ben de istemediğimi söyledim."
Mahkeme heyeti, tutuklu sanık Hatip Alagöz'ün bu halinin devamına karar vererek eksikliklerin tamamlanması amacıyla duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'nin 15 Temmuz'da ülkede yapmaya çalıştığı ve başarılı olamadığı kalkışma girişimi sonrasında, örgütün bitirilmesi ve sorumluları ile örgüt mensuplarının yakalanmaları amacıyla tüm ülkede Cumhuriyet Başsavcılıklarınca soruşturmalar başlatıldığı yer alıyor.
Erzurum'da 15 Temmuz'dan sonra İl Emniyet Müdürlüğü KOM Şube Müdürlüğünce FETÖ/PDY'nin gizli mesajlaşma programı "ByLock" kullanan kişilerin tespiti amacıyla araştırma yapıldığının anlatıldığı iddianamede, sanık Hatip Alagöz'ün "ByLock" programı kullandığının tespit edilmesi üzerine hakkında FETÖ/PDY üyeliği suçundan soruşturma başlatıldığı belirtiliyor.
İddianamede, sanık Alagöz'ün 17-25 Aralıktan sonraki süreçte kendi isteğiyle FETÖ/PDY'nin gizli mesajlaşma programı "ByLock"u kullandığı kaydedilerek, hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Yargı Mensubu Karı Kocanın "Fetö" Davası
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen Yüksekova Cumhuriyet Savcısı Abdurrahim Polat ile eşi Yüksekova Hakimi Nesibe Gül Polat'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmalarına devam edildi.
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen Yüksekova Cumhuriyet Savcısı Abdurrahim Polat ile eşi YüksekovaHakimi Nesibe Gül Polat'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmalarına devam edildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanık Abdurrahim Polat ile avukatı Cumali Aydemir katılırken Gaziantep L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda bulunan Nesibe Gül Polat ise duruşmada yer almadı.
Sanık Polat savunmasında, dosya kapsamında beyanda bulunan gizli tanıklardan GÜNEŞ-2 müstear ismini kullanan şahsı tanımadığını, beyanlarının da tamamen soyut yorum ve tahmine dayalı olduğunu ileri sürdü.
Tanık U.D'nin beyanlarının delil niteliği taşımadığını aktaran Polat, şunları söyledi:
"Bu kişinin evine gitmedim. Eğerki geldiğim iddia ediliyorsa o tarihteki HTS kayıtlarının çıkarılarak bu durumun kontrol edilmesini talep ediyorum. Ç.S. akademiden sınıf başkanı olmasından dolayı tanıdığım kişidir. Ben ve eşim Düzce'de o ise Bolu'da yaklaşık 3-4 yıl görev yaptık. Bu süreç içerisinde akademiden kaynaklı olarak belki o bize bir kez gelmiştir. Bunun dışında iletişimimiz olmamıştır. Benim anladığım kadarıyla hakkımızdaki iddiaları, özellikle tahliye olmak için ve etkin pişmanlıktan faydalanmak amacıyla itirafçı olarak mevcut durumdan kurtulma amaçlıdır. Beyanları mantıksız ve asılsızdır. Bahsettiği gibi evime bir kişi gelmemiştir."
Polat, tanık beyanlarına yönelik savunmasına şöyle devam etti:
"Tüm bunların bir an için doğru olduğunu kabul etsek dahi söz konusu tanık anlatımlarında ne bir örgütten ne bu örgütün hiyerarşik yapısından ne benim örgüt içerisindeki hiyerarşik yerimden ne de örgüt faaliyeti kapsamında bir fiilden bahsedilmemiştir. Somut bir eylem ortaya konulmamıştır. ByLock programına gelince öncelikle hakim kararı olmaksızın elde edilmiş bir veridir. Aslen veri tabanının nasıl elde edildiği dahi belli değildir. Anlaşıldığı kadarıyla ekleme çıkarma yapılabilmeye müsait bir teknik ortama sahiptir. Gerçeği yansıtmadığı gibi bir programın sadece indirilmesi hiçbir zaman sadece suçu oluşturan bir hareket olarak kabul edilemez. Bir içerik tespiti yoktur, yapılmış ise de kabul etmiyorum. Suçlamayı bütünüyle reddediyorum."
Cumhuriyet savcısı mütalaasında tutuklu sanıklardan Abdurrahim Polat'ın üzerine isnat edilen suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suça ilişkin vaziyetin katalog suçlardan olması dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına, diğer tutuklu sanık Nesibe Gül Polat'ın tutuklulukta geçirmiş olduğu süre ve hakkındaki delil durumu dikkate alınarak tahliyesine karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, Nesibe Gül Polat'ın tahliyesine, Abdurrahim Polat'ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, FETÖ/PDY'ye ait cep telefonu getirmenin yasak olduğu hakim-savcı çalışma evlerinden birinde, dışarıya aramaların kapalı dışarıdan aranmaların açık olduğu sabit hattın sanık Nesibe Gül Polat'a ait olduğu anlatılıyor.
İddianamede sanık Abdurrahim Polat'ın örgütün gizli haberleşmede kullandığı "ByLock" kullanıcısı olduğu kaydediliyor.
Tanık beyanlarına yer verilen iddianamede, sanık Nesibe Gül Palat'ın üniversitede 4 yıl boyunca örgüt evinde kaldığı, sanıkların sohbetlere katıldıkları ve örgütle bağlantılarının olduğu, tanık Ç.S'nin beyanına göre sanıkların yapı içinden evlilik yaptıkları, sanık Abdurrahim Polat ile "ByLock" üzerinden yazışma yaptıkları ve kendisini toplantıya çağırdığı, sanıklarla toplantı yaptıkları belirtiliyor.
İddianamede, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
Bylock'lu Telefon Benim" Diyen Sanığın Eşine Tahliye
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturma kapsamında Horasan Kaymakamlığında görevli eski Tapu Müdürü Orhan Seyyar ile eşi Elif Seyyar'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmalarına devam edildi.
Erzurum'da, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) ilişkin soruşturma kapsamında Horasan Kaymakamlığında görevli eski Tapu Müdürü Orhan Seyyar ile eşi Elif Seyyar'ın "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan yargılanmalarına devam edildi.
Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, tutuklu sanıklar Orhan ve eşi Elif Seyyar ile avukatları Mahmut Tatlı katıldı.
Cumhuriyet savcısı, mütalaasında, Elif Seyyar'ın tutuklulukta geçirdiği süre ve hakkındaki delil durumu dikkate alınarak tahliyesini, Orhan Seyyar'ın ise atılı suçun vasıf ve mahiyeti, hakkındaki mevcut delil durumu, atılı suçun katalog suçlardan olması dikkate alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Sanıkların avukatı Tatlı, savunmasında, iddia makamının Elif Seyyar hakkındaki tahliye mütalaasını kabul ettiklerini fakat yargılama konusu dosyada ByLock programını kimin kullandığının belli olmadığını öne sürdü.
"Dolayısıyla bir kişinin masum olma durumu kesindir ve bu durum belirsizdir." diyen Tatlı, "Bu belirsizlikten her iki sanığın da yararlanması hukuken zorunlu olmakla ikisinin de tahliyesine karar verilmesini ve suçlamaların düşürülmesini talep ediyoruz. Ayrıca orantılılık ölçüleri çerçevesinde tutuklama ile beklenen amacın adli kontrol hükümleri ile de sağlanabileceği düşüncesindeyim. Bu sebeple adli kontrol uygulanarak her iki müvekkilimin de tahliyesini talep ediyorum." ifadelerini kullandı.
Sanık Elif Seyyar, savunmasında, örgütün hiçbir şekilde yanından dahi geçmediklerini öne sürdü.
Elif Seyyar, "Ayrıca telefoncuya herhangi bir şey yüklemesini de söylemedik. O kendisi telefonun kaçak olmasından dolayı işlemi doğrudan kendisi yaptı. Bizim bir talimatımız olmadı." dedi.
Sanık Orhan Seyyar ise programdan dolayı hem eşi hem de kendisinin tutuklanmasının ağır olduğunu savundu.
Ailecek mağduriyet yaşadıklarını dile getiren Seyyar, "Üç mesajın olduğu söz ediliyor. Her ikimizin de tahliyesini istiyorum. Ayrıca söz konusu müdürlük görevine başlamadan önce hakkımda mülakat ve güvenlik soruşturması yapılmış ve darbeden 10 gün sonra kabulüm gerçekleşmiştir. Eğer ki böyle bir bağlantım olsa zaten beni bu göreve atamazlardı." diye konuştu.
Mahkeme heyeti, Elif Seyyar'ın tahliyesi, Orhan Seyyar'ın ise tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.
Dava geçmişi
Sanık Orhan Seyyar, ilk duruşmada, soruşturma aşamasındaki ifadesini eşini kurtarmak amacıyla değiştirdiğini, başka bir amacı olmadığını öne sürmüştü.
Dosyada, haklarında ByLock iddiası dışında terör örgütüyle bağlantılarını ortaya koyacak delil bulunmadığını belirten Orhan, "Bu yapıyla ne benim ne de eşimin bir bağlantısı var. Eşimin kullandığı ancak benim üzerime ait hatta ByLock tespit edildiği söylendi. Benim serbest bırakılacağım, eşimin tutuklanacağını söylediler. Ben de eşimin rahatsızlıklarını düşünerek kendisinin kullandığı telefonda ByLock tespit edildiğini bildiğim için tutuklanmasın diye programı yüklediğimi söyledim." şeklindeki ifadeleri kullanmıştı.
İddianameden
Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, meslekten ihraç edilmeden önce HorasanKaymakamlığında Tapu Müdürü olarak görev yapan Orhan Seyyar'a ait hatta örgütün gizli haberleşme programı ByLock'un tespit edildiği belirtiliyor.
Sanıkların 17-25 Aralık'tan sonraki süreçte kendi istekleriyle ByLock kullanıcısı oldukları kaydedilen iddianamede, sanıkların "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 7,5 yıldan 15 yıla hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.