Erzurum Güncel- Eğitimde yazboz uygulamasının sona erdirilmesini isteyen İkinci, “Yapılan büyük yatırımlara ve teknolojik hamlelere, 800 bin kişilik öğretmen kadrosuna rağmen istenilen sonuçlar alınamıyorsa bu durum eksikler mutlaka sorgulanmalıdır. ÖĞ-DER olarak sorunu yerelde masaya yatırmak, Erzurum’da ortaya çıkacak çözüm önerilerimizi, genel merkezimize ve bakanlığımıza sunmak adına Ekim 2014’te, “Erzurum Maarif Kongresi” ni planladık. Üniversitemizden ve Milli Eğitim camiasından katılacak uzmanlarımızla bir çalışma yapacağız. Kurtuluş savaşında yaptığı kongreyle bağımsız olmanın çözümü ortaya koyan şehrimiz, yapacağı Eğitim Kongresi ile eğitimdeki çözümünü ortaya koyacaktır. Maarif Kongremiz, Erzurum Kongresi gibi toplanış tarzı olarak bölgesel, aldığı kararları ile yerel ve milli olacaktır. Yapacağımız çalışmaya sayın Bakanımızı ve Erzurumlu olan sayın Müsteşarımızı , Talim ve Terbiye Kurulu’nu ve bölgedeki tüm Milli Eğitim Müdürlerimizi davet edeceğiz. Faydalı bir çalışma olacağına inanıyoruz” diye konuştu.Bu günkü eğitim sisteminde çocuklarımızın tek tip vatandaş yetiştirmeyi hedefleyen mevcut eğitim sistemine göre yetiştirildiğini dile getiren İkinci, açıklamasını şöyle sürdürdü; “Onların öz güvene sahip, dürüst ve güvenilir, sorgulayıcı ve eleştirel düşünce yetenekleri gelişmiş, insiyatif alabilen, rekabetçi, girişken, toplum sorunlarına duyarlı, başkalarının görüş ve düşüncelerine değer veren, toplumsal değerlerinin farkına varan ve buna sahip çıkan, doğal varlıklara ve çevreye karşı duyarlı, toplumsal ve kültürel çeşitliliğe saygılı, maneviyat sahibi olmaları maalesef öne çıkarılamıyor.Özel okullarda durum farklı değildir. Yarış atı mantığı ile koşturulmaya çalışılan çocuklarımız "a" ve "e" şıkları arasında sıkışmış bir beyinle mezun oluyor. Özel okulların bir kısmında çağdaş eğitim adı altında maneviyatsız, ruhsuz, milli ve manevi değerleri önemsemeyen Amerikan vatandaşı tipi gençler yetiştiriliyor.Kaliteli bir okulda; üretkenlik dıştan gelen ölçütlerle, test sınavlarıyla değerlendirilmemelidir. Lise 1’e başlayan öğrenciye bir yılda 17 farklı ders yüklemek, çocukları günde 8 saat derse tabi tutmak doğru değildir. Ders saati artırılarak kalite artırılamaz. 6. saatten sonra verim düşmektedir. Okulda öğrencinin bulunduğu saat kısaltılmalıdır.Özlük hakları en düşük gelir seviyesine düşürülen, düşük statülü olduğunu düşünen, moral ve motivasyonu düşük bir yapıyla mükemmel bir eğitim yapılamaz olduğunu eğitimcilerin büyük çoğunluğu ifade ediyor. Bakanlığımız gönderdiği mesaj ve tebriklerle gönül alıyor ancak eğitimcilerin motivasyonu artıramıyor. Eğitimciler savcı ve hakimlere uygulanan pozitif ayrımcılığın kendilerine de uygulanmasını istiyorlar. Eğitimde başarı için mesleğini seven, sevgi ve merhamet dolu, idealist ve fedakar öğretmenlerin sayısının artırılması gerekir. Buda Üniversitelerdeki eğitimin masaya yatırılıp dönüşümün sağlanması ile olur. Üniversitelerden kaliteli öğretmen yetişmiyor. En düşük puanlı öğrenciler artık “ en azından üniversiteli olurum belki iş bulurum” mantığı ile öğretmenliği tercih ediyor. Öğretmenlik mesleği cazibesini kaybetmiştir. Açılan yüzlerce bölüm diplomalı işsiz üretmektedir. Ya iş bulunmalı ya da iş imkanı olmayan bölümler kapatılmalıdır.İmam Hatiplerin bir kısmı ve az sayıda kız liseleri hariç karma eğitim devam etmektedir. Okullarımızda karma olmayan sınıflar velilerin isteğine bağlı olarak açılmalıdır. Hatta kızlarımızın daha rahat ortamda eğitim görmeleri için okul içerisinde kız katları, kız bölümleri oluşturulmalıdır. Mesleki teknik eğitimde sorunlar çok büyük.TEOG sınavı sonucunda yaşananlar tam anlamıyla öğrenci, veli ve okullar yöneticilerine zulüm haline dönüşmüştür. Binlerce veli okul kapılarında okul arayışındadır. Bu yüzden birçok veli çocuğunu örgün eğitimden alarak açık liseye yazdırmıştır. Okullarımızda kalite artırılarak herkesin çocuğunu mahallesinde okutacak hale getirmelidir. Sınav eziyeti son bulmalıdır.”