Erzurum Güncel- İşte o çok konuşulacak yazı...
Atatürk Üniversitesi 2021 yılı Sayıştay denetim raporu…
Tahsis edilen ödenek 946 milyon 265 bin TL.
Yıl içinde 266 milyon 955 bin 570 TL daha ek ödenek.
Toplam 1 milyar 213 milyon 220 bin 570 TL.
Ve bu ödeneğin yüzde 97,89’u yani 1 milyar 187 milyon 577 bin 146 TL’si kullanılmış.
Deli para! Büyükşehir Belediyesi’nin bile bu kadar bütçesi yok.
Üniversitemiz ayrıca bu rakama ek olarak TÜBİTAK, ERASMUS, Mevlana, Farabi, KUDAKA, TARGEL ve Avrupa Birliği’nin hibe kaynaklarından da yararlanmış ve toplam 46 milyon 269 bin 862 TL’yi ‘bütçe dışı’ harcamış.
Akla gelen ilk soru bu kadar kaynağın aktarıldığı bilim yuvası ne yaptı, ne üretti olmaz mı?
Hatırlayın Rektör Bey, pandemi döneminde sıkça medyada boy gösteriyor, “aşı çalışıyoruz” diyordu.
Ne oldu? Hani aşı? Bakın artık konusu bile açılmıyor.
Neyse… Dönelim rapora!
Aynen şöyle yazıyor.
“Doğrudan Temin Kapsamında Yapılan Alımlara İlişkin Bilgilerin Elektronik Kamu Alımları Platformuna Kaydedilmemesi… Üniversite tarafından doğrudan temin yöntemiyle yapılan alımların bazılarında Elektronik Kamu Alımları Platformuna (EKAP) kayıt zorunluluğunun yerine getirilmediği tespit edilmiştir.”
“Doğrudan Temin Yoluyla Yapılan Alımlarda Yasaklılık Kontrolünün Yapılmaması 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 22'nci maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi kapsamında, doğrudan temin yöntemiyle parasal limit dâhilinde yapılan alımlarda yasaklılık kontrolünün yapılmadığı tespit edilmiştir.”
Yani üniversitenin bazı birimleri, doğrudan temin yöntemiyle gerçekleştirdiği alımları EKAP’a bildirmemiş, yetmediği gibi alım yaptığı kişi ya da firmaların yasaklı olup olmadığına da bakmamışlar.
Oh ne güzel!
Kanun manun tanımadan yasaklı mı, değil mi diye bakmadan alışveriş yapmışlar.
Durun daha bitmedi.
“Muhasebe Kayıt Süresi ve Düzenine Uyulmaması Yevmiye defteri üzerinden yapılan incelemede, yevmiye sıra numaralarının boş bırakıldığı ve geçmişe yönelik muhasebe kayıtlarının yapıldığı tespit edilmiştir.”
Şöyle ki; Sayıştay, Atatürk Üniversitesi’nde 2021 yılı içinde gerçekleşen toplam 42 bin 669 muhasebe kaydının 13 bin 509’unun geçmişe yönelik kayıt olduğunu belirlemiş.
Üniversite yönetimi de, yönetmelik hükümlerine aykırı bu hataların sehven veya sistemsel kaynaklı olduğunu açıklamış.
Ancak Sayıştay denetçisinin şu yorumu tokat gibi olmuş:
“Döner Sermayeli İşletmeler Bütçe ve Muhasebe Yönetmeliği'nin ilgili hükümlerine aykırı hataların giderilmesi açısından gerek muhasebe sisteminde kullanılan DMİS programının eksikliklerinin giderilmesi gerekse ilgili personel eğitiminin sağlanması gerektiği değerlendirilmektedir.”
Düşünsenize 1 milyar liranın üzerinde bütçeniz var ama personeliniz ya da muhasebe programınız ‘error’ veriyor!
Şimdi ‘bu nasıl üniversite yönetmek’ diye sormayalım mı?
Bakın altını kalınca çiziyorum. Sayıştay raporunda ‘yolsuzluk’, ‘usulsüzlük’ gibi bir ifade yok.
Lakin rapor, ‘üniversite işte böyle yönetiliyor’ dedirtiyor.
Fazla vaktinizi almayayım merak edenler, Sayıştay raporunu indirip okuyabilirler.
Ama yazının finaline şunu ekleyeyim.
Rapora göre Atatürk Üniversitesi Döner Sermaye İşletmesi, 2021 yılını 107 milyon 189 bin 114 lira 41 kuruş dönem zararı ile kapatmış.
Bu zararın nasıl oluştuğuna dair her hangi bir bilgi bulunmuyor. Bunu cevaplayacak olan Rektör Bey’dir.
Benim merak ettiğim, Rektör Bey ve ekibinin döner sermayeden ne kadar pay aldıklarıdır.
Elbette yasal hakları… Aylık 30, 40, 70, 80 bin lira ya da her neyse alabilirler.
Ancak gözbebeğimiz Atatürk Üniversitesi zarar ediyorsa, yönetiminin döner sermayeden pay alıp almadığını veya ne kadar aldıklarını bilmek hakkımızdır.
Ha bir de şu ‘yenil nesil üniversite’ safsatası var ya, inanmayın efendim inanmayın!
Çünkü yeni nesil üniversitenin nasıl yönetildiğini gördük.