Erzurum Güncel- Gazeteci Onur Sağsöz’ün ‘Büyükşehir'in borçlu olduğu böyle kaç isim vardır?’ başlıklı yazısı kentte gündem oldu.
Sayıştay raporlarına göre her yıl borçlanma sınırlarını aştığı bilinen Erzurum Büyükşehir Belediyesi’nin kaç müteahhite borcu olduğunu sorgulayan gazeteci Onur Sağsöz, son olarak Palandöken Kayak Merkezi’nde yapılan günü birlik tesis ihalesinin kime kaldığını açıkladı.
İŞTE YİNE ÇOK KONUŞULACAK O YAZI...
Geçen yıl Ekim ayıydı.
‘Palandöken’i yok edersiniz!’ demiş ve aynen şunu söylemiştim.
‘Ben şehirde otel yaptım, dağda da yer verin’ şımarıklığına karşılık vermek çifte standarttır.
Ve bu çifte standarda imza atıldı.
Hem de sindire sindire!
Önce Palandöken’deki üst Dedeman’ın altında yer alan onlarca ağacı katlettiler.
Sonra temel atıp, ilk katı çıktılar.
Birkaç itiraz sesi yükselince ‘ihale yapalım’ dediler.
Bu sırada kaba inşaatta ikinci kat tamamlanmıştı.
Geçen 7 Eylül’de de ‘intifa hakkı’ yani başkasının malından belli kurallar içinde yararlanmak için ihaleye çıktılar.
Yıllık 100 bin lira da muhammen bedel koydular.
İntifa hakkı şartı neydi biliyor musunuz?
1-Beş yıldızlı otel restoranı veya kafesi işletmeciliği yapmış olmak.
2-İnşa edilecek tesisin yüzde 50’lik bölümünün işletmesi büyükşehir belediyesine ait olacak.
İhale kime kaldı dersiniz?
Hani şu Recep Tayyip Erdoğan parkını parsellere bölüp ihale ettikleri işadamı İdris Akdemir var ya, ha işte onun da yer aldığı otel ortaklığına…
Sırf şehirde otel yaptılar diye Palandöken’in kalbinden yer temin ettiler adamlara.
Belki de yine ‘borca mahsuben’ oldu bilemeyiz.
Ama bir gerçek var ki, şehirde otel yatırımı yapan diğer yatırımcıları hiçe saydılar.
Daha önce de dile getirdim. Marka, zincir olsun olmasın şehre kim çivi çakmışsa canı gönülden teşekkür ediyorum ama…
Grand Çatalkaya, Lala Grand Hotel, Otel Zade, Saka Life Hotel…
Atlas Otel, Bora Park Otel, Hotel Grand Hitit, Butik Rafo Hotel…
Otel Esadaş, Otel Amiller, Kral Otel, Dilaver Otel…
Büyükşehrin kapısına dayanıp, “Arkadaş biz de milyonlar harcadık yatırım yaptık, biz de Palandöken’den yer istiyoruz” deseler ne olacak?
Hiç de haksız değiller.
İşte bu çifte standardın mimarı mevcut Büyükşehir Belediyesi yönetimidir.
Ayrıca şu ‘belediyeyi borçlandırma’ anlayışını da es geçmemek lazım. Son 10 yılda adet haline geldi.
Bakın, güçlü müteahhit her zaman belediyelerin işine gelir.
Başkanları sıkboğaz edip para istemeyecek, icraya vermeyecek bir yandan da iş yapacak yükleniciler hep gözdedir.
İyi, güzel de bu ‘borçlandırma’ nereye kadar böyle sürecek, kimse bunu düşünüyor mu?
Güçlü müteahhitler, belediyeyi adeta avucunun içine alıyor, girmedik ihale, yapmadık iş bırakmıyorlar.
Ve görüyorsunuz işin çivisi çıktı. Belediye borç ödemek için yeşil alanları bile parsellere bölüyor, imara açıp 'mahsuben' veriyorlar.
Şehrin arazileri, belediyeyi kendilerine borçlandıran müteahhitlerin oluyor.
Birkaç yıl öncesine kadar ismini duymadığınız, belki de hiç görmediğiniz, tanımadığınız birileri, bugün Erzurum’un en güçlü iş insanları olabiliyor.
İnsan merak etmiyor değil. Büyükşehir’in borçlu olduğu böyle kaç isim vardır?
Sadece bu değil acaba daha hangi arazileri verecekler bu da önemli değil mi?