Efkan Alâ kimdir, ne yapmıştır, neler söylemiştir ve yarın neler yapacaktır? Sanırım bu soruya artık cevap aramaya gerek yok. Bütün Türkiye, özellikle de kurduğu kumpaslarla şeytana dahi pabucunu ters giydiren paralel yapı her şeyi gördü ve duydu.Efkan Alâ, rastgele orada burada duran bir siyasetçi ya da devlet adamı değil.Efkan Alâ, büyük bir misyonun aleni savunucusu, inandığı davanın yılmaz bir yolcusu ve tam da Dadaşlık geleneğine uygun olarak ülkesi için bir serdengeçti...Anayasa gereği görevinden istifa etti, ama herkes biliyor ki hakiki anlamda içişleri bakanı yine Efkan Alâ'dır. Kaldı ki bugünkü bakan da zaten O'nun "dava" arkadaşıdır.Hangisi olursa olsun fark etmez. Çünkü ikisinin de menzili aynı... Efkan Alâ, arka planı olmayan yalın bir siyasetçi...İnandığı doğruları, canı pahasına savunabilecek ve yetkileri imkânında o doğruları kuvveden fiile geçirebilecek kadar yürekli...Aynı Kabine'de kimi eyyamcılar, paralel yapı dememek için kılıktan kılığa girerken ve güya o Kabine'nin en "ağır topu" olan her AK Parti'linin "abisi" ha bire yan çizerken Efkan Alâ dik, hatta dimdik durmayı başardı.Geçen hafta düzenlediği basın toplantısında kendisine..."Paralel yapıyla mücadelede kaptan köşkünde siz oturuyorsunuz" demem, sırf bu durum tespitinden ötürüydü.Efkan Alâ, bir taşra politikacısı hele hele de bir kasaba mütegallibesi hiç değildir.Ölçüsü şu: Ya herro, ya merro...Arası yok yani. Hani diyorlar ya, "efendim acaba bir de onları mı dinlesek" diye...Hayır diyor. Nelerini dinleyeceğiz. Görmüyor musunuz hemen her gün yeni bir fecaatleri çıkıyor ortaya. O sebepledir ki, devlet ya bu savaşı kazanıp yeniden düzeni tesis edecektir, ya da bütün bir ülke paralel yapının elinde oyuncak olup gidecektir.Evet; Efkan Alâ bu kadar sert ve keskin konuşuyor:Hainle pazarlık olmaz...Efkan Alâ'nın masasının üstündeki bilgilerin belki de yüzde onu bile kamuoyu ile paylaşılmıyor.Misal; bundan on yıl önce size denilseydi ki, paralel yapının tüm pis ve pislik işlerini, Erzurum'da yöneticilik yapmış iki "bölge imamı" yürütmüş. Acaba kaçınız inanırdı buna?Ama bugün belgeleriyle ortaya çıktı ki, yıllar önce Erzurum'da kuzu postunda dolaşmış iki paralelci adam, meğerse en sinsi çakaldan bile daha sinsiymiş.Allah ve Kur'an demek yerine...Ellerine kamerayı alıp milletin mahrem alanlarına dalmışlar! Yıllarca o kadar çok görüntü kaydetmişler ki, bugün bu iki "imam" müsveddesinin elindeki kaset oranı, Amerika'daki en büyük porno arşivinden dahi fazla!Nice Allah kitap bilmez adamların her fırsatta paralel muhibbi olmasını ne zannediyordunuz...Adamlar şehvet gecelerini himmet ganimetine çevirmişler!Ver parayı, al kaseti!Bu sistem 30 yıl kadar sürmüş. AK Parti iktidarı ile de zirve yapmışlar.Çünkü polis emirlerinde, yargı emirlerinde, maliye emirlerinde, MİT emirlerinde, en stratejik kurumlar emirlerinde, hatta orduyu dahi arka bahçeleri haline getirmişler.İcabında yeri gelmiş, "imam"ı general yapmışlar!Neyse ki imdatlarına yine Ak Parti yetişti, yoksa az kaldı generali çavuş yapacaklardı!Basında adları, namları ve fecaatleri alenen neşredilen o iki pornocu imamı biz çok iyi tanıyorduk. Hoş pornocu ve şantajcı olduklarını bilmiyorduk ama adamların gün gelip bu "örgüt"ün içinde tepeye çıkacaklarına inanıyorduk. Çünkü ikisinde de o istidat vardı!Neyse...Biz yine konumuza dönelim...Efkan Alâ, bu şehirden milletvekili adayı... Fakat omuzlarına o kadar ağır bir yük yüklenmiş ki, "... ben kendi seçim bölgemde çalışayım" deme lüksüne sahip değil.Haftanın iki günü Erzurum'daysa beş günü de o diyar senin bu diyar benim gezip duruyor.Yalın bir insan...Popülizm bilmiyor, bol keseden bahşiş dağıtmıyor.Önceliği millet ve devlet...Bu sebepledir ki, "devlet elden giderse millet de kırk parçaya bölünür" diyor.O gün o toplantıda, çok önemli bir detay yakaladım:Efkan Alâ için vekil seçilmek, inandığı ve uğrunda mücadele ettiği dava içinde, bir cüz dahi değil.O, çok daha büyük savaşların adamı...Durup durup yeni sistem, yeni teşkilat-ı esasiye demesi siyaseten söylenmiş bir kelam değil...Fuat Avni denilen heyulayı zerre kadar ciddiye almaması ise, inandığı dava karşısında, o ve benzerlerinin çok küçük kalmasındadır.Erzurum, neredeyse 80 yıl aradan sonra, yeniden bir Hüseyin Avni Ulaş çıkarmak üzere...Cesur, bilgili ve inanmış bir adam...Hüseyin Avni de vesayete itiraz etmişti, Hüseyin Avni de devletin halka hizmetkâr olması gerektiğini savunmuştu.Efkan Bey de diyor ki:Halka buyuran değil, dinleyen ve gereğini yapan bir anlayış devlete hakim olsun...Bu durumda...Monşerlere ve de paralelcilere artık taslarını tabaklarını toplayıp gitmek düşüyor.Çünkü kaybettiler. Kazanan, millet ve o milletin aynı çatı altında toplandığı devlet oldu.Sonuç olarak; Efkan Bey, eğer bir köy kahvehanesinde "asgari ücret beş bin lira olacak" demiyorsa, şaşırmayın... Bu, O'nun popülizm bilmediğinden değil, inandığı ideal uğrunda yürüdüğünü gösterir...Nasıl ki şartlar yeni müesseselerin doğmasına yol açıyorsa, demek ki yıllar da, gerektiği zaman yeni Hüseyin Avni Ulaşlar'ın doğmasını hazırlıyormuş...Efkan Alâ'ya böyle bakın, gerisi çok sığ kalır...